İnsani Yardım Vakfı İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Kudüs’ün Eteklerinde Mescidi Aksa”konulu etkinliğe katılmak üzere geldiği Batman’da işadamları ile özel bir otelde düzenlenen toplantıda bir araya geldi.
İHH Genel Merkezi tarafından Batman’da bölge illeri ile komşu ülkelere olağanüstü durumlarda yapılacak yardımlar için lojistik merkezi kurulacağını bildiren Yıldırım, bunun için işadamlarından destek istedi.
Kökü ne olursa olsun herkesime yardım ulaştırdıklarını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti: “İnsan eksenli olarak olaya bakıyoruz. Fakat bu yardımları yaparken düzgün yeni bir merkez seçmemiz gerekiyor. Bir depo oluşturmamız gerekiyor. Batman’ı bu konuda merkez kabul ediyoruz. Allah nasip ederse güzel bir depo yapacağız. Burası lojistik merkez olacak. Ayrıca bir eğitim merkezi olacak burası. Büyük bir kısmını biz karşılayacağız. Bu lojistik merkezde Diyarbakır’dan, Van’dan her taraftan insanlar gelip eğitim alacak. Sizin çocuklarınız da buradan eğitim alacak. Çünkü doğal afet ve savaşın nerede, nasıl geleceği belli değil. Suriye’deki savaşta ölenlerin çoğu enkaz altında kaldığı için öldü. Biz bütün bunların eğitimini veriyoruz. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde merkezler yapıyoruz. Suriye’den, İslam dünyasının çeşitli yerlerinden adamlar getirip eğittik.”
“Allah’ın vermiş olduğu hakları kısıtlayan herkes zalimdir”
Kürt sorununun çözümüne ilişkin daha önce İHH tarafından yayınlanan raporu hatırlatan Yıldırım, “Bu raporumuz sinir uçları tarafından algılandı. Barış süreci için temel olarak değerlendirildi fakat halk nezdinden çok fazla tanıtımını yapamadık. Kürt sorunu konusunda iki rapor yayınladık. Bu raporların yayınlanmasıyla birlikte Allah’a şükürler olsun ki alınan kararlarda etkili olduğumuzu gördük. Bu raporlar yayınlandı arkadan bir takım kararlar alındı; Andımızın kaldırılması ve bir takım şeyler gibi. Yayınladığımız rapor çok cesur bir rapordu. Biz sadece Kürt meselesi ile ilgilenmiyoruz. Dünyanın her tarafındaki insani yardım konuları ve insan hakları konuları ile ilgili çalışmalarımız var. Yani biz diyoruz ki, Allah eğer bu topluluğu bu ırktan yarattıysa bunlara bir takım haklar vermiştir. Bu hakları hiç kimse alamaz. Allah’ın vermiş olduğu hakları kısıtlayan herkes zalimdir. O nedenle Allah’ın vermiş olduğu hakları verirken de bir lütuf gibi hareket etmek yanlıştır.” dedi.
“Cehalet, fakirlik ve ihtilaf İslam dünyasını parçalıyor”
İslam dünyasında 3 konunun ciddi manada problem oluşturduğunu gördüklerini vurgulayan Yıldırım,“Said-i Nursi de, seyyahlar da bunu böyle görmüştür. Bu 3 cehalet, fakirlik ve Müslümanlar arasında ihtilaftır. Belki de 200 yıldır bu üç şeyi yaşıyoruz; ölüyoruz, hapse giriyoruz, hicret ediyoruz, göç ediyoruz. Göç edenlerin yarısından fazlası yüzde 80’i İslam toplumlarında var niye çünkü fakirlik var. Fakirlik niye var; çünkü cehalet var. Cehalet yer altı kaynaklarını işlememize izin vermiyor. Cahil olunca aramızda ihtilaf var. İhtilafta bir kardeşimiz yukarı çıkınca diğerinin aşağı çekmesine neden oluyor. Bu da İslam dünyasını parçalıyor. Bu parçalanma işgal edilen Kudüs’ün kurtarılmasına engel oluyor. Onun için Siyonizm ve emperyalizm, Türk-Kürt-Arap ve benzeri İslam toplulukları birbirleri ile kavga ettirip işgal ettikleri topraklarda rahat yaşamak istiyorlar. Onun için biz diyoruz ki Kürt-Türk ittifakı Kudüs’ün özgürleşmesine giden yoldur.” ifadelerini kullandı.
“Fitne tohumlarına karşı bir akıl üretmek lazım”
İslam dünyasının her tarafına fitne tohumlarını serptiklerini söyleyen Yıldırım,“Fitne tohumlarına karşı bir akıl üretmek lazım. O akıl da Ortadoğu’da vardır, bu topraklarda var. Bu topraklar ise birbirleriyle uğraşıp duruyorlar. Onun için tekrar kendi değerlerimize bu toplumu döndürmek zorundayız. Bunu da samimi olarak yapacağımız işlerle gerçekleştireceğiz. Müslümanlar olarak şuculuğu, buculuğu bırakarak, yanımızdaki ve en uzağımızdaki Müslümanı da düşünerek, problemlere çözümler üreterek bütün Müslümanların özgürleşmesini sağlayabiliriz.” diye konuştu.
Irak’ta yapılan yardım sırasında yardım masasına gelen bir kızın kendilerine; “Bana yardım edin yoksa kendimi satmak zorunda kalırım” dediğini hatırlatan Yıldırım; şöyle devam etti: “Her yer bu manzaralarla dolu. O yüzden İslam dünyasını bu hale getirdiler. İslam dünyasında fakirlik yok. İslam dünyasında bölüşme ve akıl üretme sorunu vardır. Herkes zekâtını düzgün versin, bir akıl da çıksın bu zekâtın düzgün dağıtılmasını sağlasın iş biter. Müslümanlar arasındaki ihtilafları çözecek akıllar üretmeye çalışmalıyız.” İLKHA