Cemaat ve tarikatların FETÖ ve benzeri kirli, derin yapılar üzerinden hedef haline getirilmesine sert tepki gösteren Gazeteci-Yazar İlhami Işık, cemaatlerin geçmişten bu yana bu toplumun bir parçası olduğunu söyledi.
Işık, “Cemaatler bu toplumda var olan iyiliğin de simgesidirler. Onları başka yapılarla karıştırmamak gerekiyor.” dedi.
“En tehlikeli olanı birilerinin başkalarının kötülüğü üzerinden bir inanca saldırmasıdır”
İyi ve kötünün hiç kimsenin tekelinde olmadığını dile getiren Işık, “Kötülüklerin hepsi cemaatlere aitse o zaman bu kadar savaşları kim çıkarıyor? Tarikatlar ve cemaatler mi çıkarıyor? Peki, siyasi örgütler bu işin neresinde? Dünyada neredeyse dakikada bir tecavüz olayları yaşanıyor. O zaman bunu yaşatanlar ve yaşayanlar kimler? Bu algı gücünü elinde tutanların, bizi en zayıf tarafımızdan vurması ile alakalı bir şeydir. Bunu da çok ciddi bir şekilde yapıyorlar. Normal hayatın akışı içerisinde oluşan tüm kötülükleri bir cemaatin üzerine yıkarak algı operasyonları oluşturuyorlar. Tarikatların ve cemaatlerin bu tür durumlarla karşılaşması bizim için acı verici bir şey. Cemaatlerde insanlardan oluşan bir yapıdır. İnsanlar, tarikat ve cemaatlere giderken kendilerini de götürürler. Toplumun genelinde olduğu gibi yetersiz inanç ve yetersiz eğitim onlarda da mevcut olabilir. Ama en tehlikeli ve iğrenç olanı birilerinin kendilerini her şeyden soyutlayarak başkalarının kötülüğü üzerinden bir inanca saldırmasıdır. Bu kabul edilebilir bir şey değildir” şeklinde konuştu.
“Suçun olgunlaşmasını beklemek ne hukuki ne insani ne de vicdanidir”
Yaşanan olayları üzerinden hükümete de seslenen Işık “Suçun olgunlaşmasını beklemek ne hukuki, ne insani ne de vicdanidir. 20-30 yıl sizin gözlerinizin önünde cereyan eden her şeyi görmemezlikten gelirsiniz, destek verirsiniz teşvik edersiniz ve ona yönelik herhangi bir olumsuzluk göstermezsiniz ama bir gecede onu şeytan haline getirirsiniz. Bunu hangi vicdan ve ahlakla tanımlayabilirsiniz. O zaman siz suça teşvik etmiş oluyorsunuz. Çünkü siz bir devletsiniz, sizin imkânınız var. Elinizde yargı gücü, hukuk, kolluk kuvvetleri var. Siz bugün çıkıp 20-30 yıllık şecereleri çıkarıyorsunuz. O zaman neredeydiniz? Ya da bu cemaat ve tarikatlar Tanzanya’da mı örgütleniyorlardı? Bunlar Türkiye’de değil miydi de siz bugün bütün kötülükleri bunların üzerine yığıyorsunuz? Meseleye bir yönüyle bu şekilde bakmak gerekiyor.” dedi
“İktidar yeni bir rotaya girdi”
Konunun diğer bir yönüyle de iktidarın girdiği yeni rota ile alakalı olduğunu savunan Işık, şu ifadelere yer verdi.
“Milliyetçi rota kendisini bu tür cemaatlerden ya da İslami oluşumlardan soyutlar. Bu bize özgü bir şey değildir. Hele ki kendisinin cemaat olduğunu iddia eden FETÖ’nün vahşi saldırıları onu daha fazla içe kapatan ve milliyetçi refleksleri daha da büyüten bir durum. Birilerinin ona milliyetçi ceketi giydirmesi, zeminini hazırlamış oldu. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Maalesef sanki bu durum daha da artacakmış gibi geliyor. Çünkü cemaat ve tarikatlara, İslami kuruluşlara pozitif bakılmıyor. Yavaş yavaş toplumda iğreti haline getirilmeye çalışılıyor. Bu yanlıştır, doğru değildir ve ahlaki de değildir. Cemaatler bu toplumun bir parçasıdır. bu toplumda var olan iyiliğin de simgesidirler. Siz her yerde kötü insan bulabilirsiniz. İnsanlık tarihi böyle bir şeydir. Aramak isterseniz kötü insan bulursunuz ama burada o kötü insanı bir yere monte etmek ahlak dışıdır. Kötü insan vardır. O insan suç işlemişse onun cezasını verirsiniz”
“Cemaatlerin tarihi ise insanlıkla beraberdir”
FETÖ gibi organize kötülük örgütlerinin birer cemaat yapılanması olmadığına dikkat çeken Işık, “FETÖ siyasi bir örgütlenmedir ve siz bunu biliyorsunuz. Siz yıllarca FETÖ’nün büyümesi için her türlü imkânı sundunuz. Sonra onu bir cemaat potası üzerinden değerlendirip sanki bütün cemaatler de FETÖ gibidir, FETÖ gibi büyüyüp gelişirler, kötülük üretirler diye bir niyet okumaya gidiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? FETÖ 30-40 yıllık bir yapı. Cemaatlerin tarihi ise insanlıkla beraberdir. Bu nasıl bir mukayesedir? Ancak tarikatların tarihinden habersiz olanlar bunu yapar. Sanki ilk defa örgütlenmeler oluyor ve bu örgütlenmeler FETÖ üzerinden oluyormuş gibi davranılıyor. Böyle saçma bir düşünce olamaz. Buna karşı çıkmak lazım. Ama iktidarın bu konudaki duruşu bana umut vermiyor.” ifadelerini kullandı.
“Günümüzde İslam yükselen bir değerdir”
Işık “Bir kere zihnin berrak olması lazım. Şu anda zihnin berraklığı söz konusu değildir. Zihin açıklığı cemaatlere ve tarikatlara karşı olmak değildir. Bu İslami düşünceye, İslami anlayışa karşı çıkmaktır. Çünkü günümüzde İslam yükselen bir değerdir. 1960’larda, 70’lerde nasıl ki sol yükselen bir değerdi, bugün de dünya, İslam âleminin hak arayışı ile ilgili mücadelesini konuşuyor. Böyle olunca, bu tehlike olarak görülüyor” diye konuştu.
“İktidar cemaatleri hedefine gitmede bir araç olarak görüyor”
Yaşananların aslında bir iktidar kavgası olduğunu söyleyen Işık, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İktidar kavgasında olanlar, cemaatleri, sadece hedeflerine gitme yolunda bir araç olarak görülüyorlar. Eğer birileri FETÖ’yü o şekilde beslemeseydi, ya da birileri Adnan Oktar’a bu kadar imkân sağlamasaydı kendi başına bu kadar büyüyebilir miydi? Bunu ancak küçük çocuklara yutturabilirler. Bu organize bir aklın ürünüdür. O zaman siz buna müsaade ettiniz. Bugün de bir tehlike olarak görüyorsunuz. Şimdi de bunları bu şekilde ortaya çıkarıp bunun üzerinden İslam’a saldırıyorsunuz. Bunu böyle okumak gerekiyor. Cemaatlerin denetlenebilirliği şeffaflığı çok kolaydır. Aslında gizli kapaklı değillerdir. Geçmişte bu devletin vesayetçi sistemi ve İslam’a bakış açısı, insanları kendi kabuğuna çekilmeye, illegal olmaya itmişti. Çünkü düşüncenizi ifade edemiyordunuz. Eğer siz onların önündeki engellerin kalkması konusunda duruşunuzda ısrar ederseniz zaten her şey herkesin gözleri önünde cereyan eder. Kuran eğitimi olsun, ahlaki eğitimler olsun, okul ya da medreseler olsun açık ve nettir. Ama siz onları şeytanlaştırmaya çalışırsanız, kendi içerisinde kapatmaya çalışırsanız bir sürü uygunsuz insanların da cemaatlere yapışmasına neden olursunuz. Çünkü illegal yapılar en kolay sızılan yapılardır. Orada yetenek, beceri, inanç, ahlak aranmıyor. Bu birçok illegal yapı için bu şekildedir. Onun için eğer siz şeffaf olursanız zaten tarikatlar de cemaatlerde şeffaf olacaklardır. İşin Özü budur. Gerisi zaten hayatın doğal akışı içerisinde devam eder. Yeni bir şeyi keşfetmiyoruz. Bin yıllık bir gelenek ve görenekten bahsediyoruz”
“Bütün kötülükleri bir yapının üzerine yıktığınız zaman siz aslında mücadele etmiyorsunuz”
“Bütün kötülükleri birilerine yüklemek bir alışkanlık oldu.” diyen Işık, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Bu anlayış bir operasyon anlayışıdır. Bunu yapmamak lazım. Geçmişte FETÖ ile dünyanın bütün suçunu Ergenekon üzerine yıktılar. Amaçları başka bir şeydi. Onlara benzememek lazım. Elbette ki Kötüler var. Onlar bulunup cezalandırılmalı. Ama bütün kötülükleri bir yapının üzerine, bir tarikatın, bir cemaatin üzerine yıktığınız zaman siz aslında mücadele etmiyorsunuz. Birilerinin istediği gibi bir kutuplaştırmayı, ayrıştırmayı ve insanların artık birbirlerine inanmaması, güvenmemesi durumunu meydana getirirsiniz. Böyle toplumlar da yaşamazlar, çatlarlar.”
İLKHA