Savaş karşıtı Hintli yazar Arundhati Roy’un tabiriyle haydut devlet Amerika İslam ümmetine yönelik saldırılarını topyekûn imha girişimine çevirmeye çalışıyor. Müslüman halklara yönelik yapmadığı katliam ve vahşet kalmayan Amerika İran bahanesiyle Ortadoğu’yu bir kan denizinde boğma arzusu taşıyor.
Evet, kim ne derse desin Müslümanların büyük şeytan ile yapacakları en büyük savaşın ayak sesleri adım adım yaklaşıyor. Son olarak Pentagon’un Beyaz Saray’a sunduğu teklif bu savaşın sanılandan da yakın olduğunu gösteriyor. Amerika, sözde İran’ı nükleerden caydırmak için Körfez’e 120 bin asker gönderecek. Daha önce gönderdiği savaş gemileri ve bombardıman uçaklarını basından okumuştuk.
Kuşkusuz bu savaşın asıl aktörü siyonist çete israil… Siyonistlerin kuklası Trump yönetimi gaspçı çeteyi korumak, yolunu açmak, onu güvenceye almak istiyor. Tabi ümmetin petrol ve diğer zenginliklerini talan arzusu da var.
Bu savaş Amerika’ya büyük bir hayal kırıklığı getirecek. Şeytani imparatorluğun çöküşünü hızlandıracak. Belki de Amerika’nın Müslümanlarla yaptığı son savaş olacak bu. Çünkü bu savaşı başlatma gücüne sahip Amerika, bu savaşı bitirme imkânına sahip olamayacak. Bu savaşın sonunda İslam dünyasında Amerika diye bir çete barınmayacak. Amerika’nın vahşi orduları İslam ümmetinin yiğitlerinin elleriyle cehennemi boylayacaklar.
Büyük şeytanın neden olduğu savaşlar, darbeler, katliamlar, fitneler, ahlaki çürüme insanlık için artık tahammül edilemez boyutlara ulaştı. Bu haydut imparatorluğun yıkılması gerekiyor artık. İnşallah bu Müslümanların elleriyle olacak.
Allah’a ve aziz İslam’a gönül veren Müslümanlar için yenilginin söz konusu olamayacağını, ölüme âşık bir ümmetle savaşılamayacağını dünyaperest Amerika çok acı tecrübelerin sonunda anlayacak. Amerika İslam topraklarında değil bir Vietnam, bin Vietnam yaşayacak. Devasa gücüne, dehşet verici silah teknolojisine güvenip kibir okyanusu içinde boğulan bu haydut imparatorluk, askerlerinin cenazelerine tabut yetiştiremediği zaman sahip olduğu bu gücün Müslümanlar karşısında bir şey ifade etmediğini anlayacak.
Müslümanlar neden korksun, niçin korksun? Hazreti Ömer’in Uhud Savaşı’nda müşriklerin reisine söylediği gibi bizim şehitlerimiz cennete, şirk imparatorluğunun necis ölüleri cehenneme gidecekse, o zaman neyi dert edinelim? Kimden, niçin korkalım?
Ey Amerika! Elli yıla yakındır İslam ümmetine yaşattığın zulüm ve acıların bedelini ödemene az kaldı. Kendi ayaklarınla İslam ümmetinin intikam kılıcına boynunu uzatmaya geliyorsun. Gel bakalım! Libya’dan Sudan’a, Afganistan’dan Somali’ye, Suriye’den Yemen’e, Irak’tan Pakistan’a, Mısır’dan Filistin’e, Lübnan’dan İran’a, Türkiye’den Cezayir’e Müslüman halklar seninle hesaplaşmak için sabırsızlanıyorlar. Sen ve İslam ümmetinin bağrına sapladığın zehirli hançerin olan Siyonist çete Müslüman halkların öfke ve direniş seli içinde yok olup gideceksiniz. Atalarınız Haçlıların ve barbar Moğolların kaderini paylaşmaktan kurtulamayacaksınız. Müslümanlara bulaştığınız için bin pişman olacaksınız. Ama pişmanlığınız size bir fayda sağlamayacak…
Ey Amerika, İslam ülkelerini, Müslüman halkları gece gündüz tehdit eden haydut devlet, Üstad Bediüzzaman’ın müjdelediği gibi bu karanlık asrın şafağı İslam medeniyetine gebedir. Ne sen ve ne de hiçbir şeytani güç yirmi birinci asrın İslam’ın asrı olmasına mani olamayacaksınız!