Hamd, âlemlerin Rabbine; salât ve selam da O'nun pak Rasûlüne olsun.
Malumunuz her çağa bir isim veriliyor ve içinde bulunduğumuz çağa, ‘teknoloji çağı' denilmiş. Gel gelelim ülke olarak, hatta dünya Müslümanları olarak teknolojiden bizim anladığımız şey, genelde cep telefonu oluyor. Bunu bir özeleştiri değil belki de övgü olarak söylüyorum. Müslümanlar olarak cep telefonlarına düşkün olmamızın özel bir nedeni var.
Peki, nedir cep telefonlarına olan düşkünlüğümüzün sebebi? Telefondaki oyunlar mı? Vazgeçemediğimiz yakınlarımız mı? Halbuki önceden de cep telefonlarında oyunlar vardı ve örneğin bir Space Impact oyunu o zamanın en güzel oyunlarındandı. Bundan birkaç yıl önce de akıllı telefonlar vardı ama insanlar telefona bu kadar düşkün değildi. Acizane bir tespit olarak cep telefonlarına olan düşkünlüğümüzün sebebinin internet olduğunu düşünüyorum.
İnternet demek, dünya demek… Bilgisayar ve tablette de internet var ama neden özellikle cep telefonu? Çünkü telefon küçük; ele ve cebe sığıyor. Müslüman, dünyayı eline ve cebine sığdıran ancak kalbine yerleştirmeyen insandır. Müslüman, dünyaya hâkim olan, dünyayı iki parmağında oynatan ama dünya tarafından oynatılmayan insandır. Bakınız, telefonlar hep iki parmakla kullanılır.
Allah'ın (cc) sinek kanadı kadar değer vermediği, dünyadır. Ancak Müslümanın yaşadığı yer de dünyadır. Dolayısıyla Müslüman, dünyaya hâkim olmak ve dünyada adaleti, huzuru tesis etmek zorundadır. Telefona bağlılığımız biraz buradan geliyor. Bazen saatlerce düşünüp bir konu hakkında bir şeyler yazıyor ve bunu internet ortamında paylaşıyorsunuz. Bu paylaşım siyasi olur, ilmî olur veya başka bir şey olur. Hepsinin temelinde dünyayı avuçlarına alma ve dünyayı değiştirme isteği yatmaktadır. Ancak acaba bu istekle başlanılan telefon serüveni, bizi hangi noktaya taşımaktadır?
Eller çoğunlukla dua pozisyonunda ama içinde telefon var. Başlar eğik ama huşûdan, edepten falan değil, telefondan. Dünyadan haberdar olayım, ne olursa ilk bana gelsin diye haber sayfalarının bildirimi açılıyor. Sosyal medyadan gelen yorumlara cevap vermek, bildirimlerden haberdar olmak için ayarlar yapılıyor. Video kanalları, oyun siteleri derken sosyal ağ, insanı bir ağ gibi sarıyor. Müslümanlar eskiden birbirleriyle tanıştıkları zaman, birbirlerinden feyz alırlardı; şimdi Face alıyorlar. Dünya gittikçe büyüyen bir bataklık ve insanın avucundaki telefondan sızıp büyüyor, akıyor, sonra bütün bedenini ve hatta ruhunu sarıyor.
Bütün olumsuzluklara rağmen ümitsiz değiliz, olmayacağız. Zira Kur'ân'da bulduğu lezzeti, ilim ve hikmette bulduğu hazzı telefonda bulamayan Müslüman, inşâAllah bir gün telefonu kullanmayı öğrenecek, kendisini telefona kullandırtmayacaktır. Telefonun hâkimiyetine ‘Dur!' diyecek, kendisi telefon üzerinde hâkimiyet kuracak ve telefonla birlikte dünyaya da hâkim olacaktır.
Rabbim, telefonun ekranından uyuşan dimağlar değil, Kur'an'ın lezzetinden, feyzinden mest olmuş damaklar nasip etsin cümlemize.