TİLLA UĞUR’UN BIÇAK TİMİ’NİN TÜYLER ÜRPERTEN İCRAATLARI
Mardin Kızıltepe ve çevresinde faili meçhul cinayetlerle adını duyuran JİTEM’e bağlı ‘Bıçak Timi’ soruşturması tamamlandı. Ergenekon sanığı emekli Albay Hasan Atilla Uğur tarafından kurulduğu ve yönetildiği iddia Bıçak Timi’yle ilgili soruşturma Ergenekon gizli tanığı Aydos’un iddiaları üzerine başlatılmıştı. Faili meçhul cinayetlerin izinin araştırılıdığı soruşturmada görgü tanıklarının ifadeleri ise dehşete düşürüyor.
Timin lideri Atilla Uğur
Bünyamin Demirkan'ın Star'daki haberine göre Kızıltepe ve çevresinde faaliyet gösteren JİTEM’e bağlı Bıçak Timi ile ilgili soruşturmayı yürüten Kızıltepe Savcısı Ahmet Aslan hazırladığı fezlekeyi Diyarbakır TMK 10 ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. 12 faili meçhul cinayetin araştırıldığı soruşturmayla ilgili fezlekede Hasan Atilla Uğur’un yanı sıra Ahmet B., Ünal A., Abdurrahman K., Ramazan Ç., M. Salih K., M. Emin K., İsmet K. ve 1995 yılında Diyarbakır İl Jandarma Komutanı olduğu iddia edilen Eşref Hatipoğlu şüpheli olarak yer aldı.
Hergün ceset getiriyorlardı
Ergenekon soruşturmasının gizli tanığı Aydos’un ifadelerinin başlayan soruşturmada bir çok kişinin ifadesi alındı. Onlarca tanık dinlendi, bölgede çok sayıda kazı yapıldı. Daha önce yapılan soruşturma dosyaları karşılaştırıldı. Bu sayede 2008 yılında kazılan bir kuyudan çıkan kemiklerin Necat ve Nurettin Yalçınkaya’ya ait olduğu belirlendi. Farklı adreslerde kazılar yapan savcılık, Mahmut Abak ile birlikte gözaltına alınan M. Emin Abak’ın cesedine ulaştı. Eşref Hatipoğlu tarafından helikopterden atılarak öldürüldüğü öne sürülen çoban Memduh Demir ve PKK’lı Berdan Kaban’ın cesetleri bir mezarda battaniyeye sarılI bulundu.
Ateşli silahlarla öldürüldüler
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Kızıltepe Belediyesinde mezarlık işleriyle görevli olan Hüsamettin K., 1993 yılında nerede ise her gün kimliksiz ceset geldiğini söyledi. Görgü tanığı K. “1993 yılından itibaren hatırladığım kadarıyla yaklaşık 30 kimliksiz cesedin Akdoğan Köyü yolu üzerindeki belediye mezarlığına defninde görev aldım. Bu cesetler bize hastane morgunda genellikle asker bazen de polis tarafından teslim ediliyordu. Çoğunlukla teslim aşamasında bize bir belge verilmiyordu. Teslim edilen cesetlerin tamamı ateşli silahla vurularak ölmüştü ve elbiseleriyle birlikte teslim ediliyordu” dedi.
Önce dini esaslara göreydi!
1993 yılında günde bir iki kez kimliksiz ceset teslimi yapıldığını anlatan Hüsamettin K., “Zaten insanlar öldürülenin kim olduğunu bilseler de cenazelerini sahiplenemiyorlardı. Ben şu an o cesetleri mezarlık içerisinde nereye gömdüğümü bilmiyorum” dedi. Hüsamettin K, savcının gömdüğü kişiler ile ilgili sorduğu soruya “Aradan yaklaşık 20 yıl geçti. Size net bir bilgi veremem. Sadece söyleyebileceğim kimsesizler o mezarlığa iki bölüm halinde gömüldüler. İlk başlarda cesetler kefenlenip İslami usulle gömülüyordu. Sonraları ceset sayısı çoğaldıkça elbiseleriyle gömmeye başladık” cevabı verdi.
SAVCI: JİTEM GENİŞ ÇAPLI SORUŞTURULMALI
Savcı Ahmet Aslan hazırladığı fezlekede JİTEM’in varlığına ve işlediği suçlara değindi. Savcı Aslan, “Soruşturmaya konu olan cinayet, işkence ve hürriyetten yoksun kılma suçlarının JİTEM adlı silahlı örgüt tarafından gerçekleştirildiğine dair kuvvetli şüphe bulunduğu ve sorumlular hakkında kamu davası açılması gerektiğini” belirtti. Soruşturulan örgütün 8 kişiden ibaret olmadığını kaydeden Aslan “Örgütün jandarma subaylarınca yönetildiği, bütün bölgede organize biçimde faaliyet gösterdiği ve TSK bünyesindeki hiyerarşik yapının JİTEM bünyesinde faaliyet gösteren asker kişiler arasında da aynen geçerli olduğu, o dönemde bölgede görevli asker ve korucuların tespit edilerek örgütün hiyerarşik yapısının net olarak belirlenmesini” istedi.