Bu hafta Ceylanpınar TİGEM işletmesi özelinde yaşanan bazı sorunlara değinmek istiyorum. Ancak belirtmeliyim ki burada yaşanan sorunlar, Türkiye geneli TİGEM işletmelerinin bir çoğunun ortak sorunu olduğu yönünde de çok ciddi iddialar vardır.
Sorunları bizim ilçe teşkilatımıza taşıyan ve parti olarak bizden yardım isteyenler, TİGEM'de çalışan işçilerin kendileri. Sorunların üzerine gidemediklerini, şikayet konusu yapamadıklarını, bunu yapmaları durumunda işten atılacaklarını beyan etmektedirler. Çok büyük haksızlıklar ve sömürü çarkının orada oturtulduğunu, bunun özellikle siyaset mekanizmasının yerel mekanizması tarafından desteklendiğini, bu sistemi kabul etmeyerek karşı durmaya çalışanların işten çıkarılmakla tehdit edildiklerini, bu amaçla da çok kişinin işten çıkarıldığını araştırmalar ortaya koymuştur.
TİGEM'in açılımı; Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüdür. Ceylanpınar'daki büyük tarım çiftliğini muhakkak duymuşuz. Türkiye'nin tarım sektörüne büyük katkıları olan, binlerce hektarlık arazisi bulunan, 3 binin üzerinde personel istihdam edilmiş büyük bir işletme. İş kollarının müteahhitlere verilmesinden işçi alımına, malzeme tedarikine varıncaya kadar her yönden ciddi bir ranta dönüştürülmüş durumdadır. Bu konudaki sıkıntılar intikal edince parti yetkililerimiz bir dizi araştırma yaptılar. Bir çok taşeron işçi ile yüz yüze görüşmeler yaptılar. Bu konu ile alakalı olarak yine işletme yetkilileri ile de bazı görüşmeler yapıldı.
Tüm bu araştırmaların neticesinde ortaya çıkan sonucun ciddi suistimaller ve emek sömürüsü olduğunu gördük maalesef. İşletme yetkilileri, müteahhitler ve yerel siyaset mekanizması arasında kurulan bir sistemin profesyonelce işlediğini söylemek mümkün. Şikayet konusu hususlara gelince;
-Şartnamede asgari ücret üzerinden maaş alan işçilere normalde 1404 TL maaş verilmesi gerekirken 50-100 TL arası bir ücret kesintisinin uygulandığını öğrendik. 2000 taşeron işçiden bu kadar kesinti yapıldığında ortaya büyük meblağlar çıkmaktadır.
-İşçi alımında ciddi bir suistimal var. Yandaş, akraba ve rant ortaklığı esası üzerinden alımlar yapılmaktadır. Ortada çok daha vahim durumlar da vardır ki belirtmek durumundayız, etnisite esaslı alım veya işten çıkarma gibi skandal uygulamaların da olduğu iddia edilmektedir. Hiçbir geçerli neden olmadığı halde bazıları işten çıkarılmakta, bazı ailelerden de üç hatta dört kişinin işe alındığı görülmektedir.
-Yemekhanede çalışan işçiler, işe alınırken 1100 TL maaş verilmesi sözü ile işe alınmaktadır. 300 TL'lik kesintiyi kabul edenler alınmakta, kabul etmeyenler alınmamaktadır. Maaş bordrolarında 1404 TL aldıkları kayda geçtiği halde kendilerine sadece 1100 TL ödeme yapılmaktadır.
-İşçilere bekar statüsü üzerinden maaş verilmektedir. Evli ve çocuklu olanlarına verilmesi gereken çocuk yardımı ödenekleri verilmemektedir.
-İşçilere yıllık izinleri kullandırılmamaktadır. Bununla beraber ağır ve acil hastalık durumları gibi hususlarda da işçilere izin verilmemektedir. Eşi hastanede doğum yaptığı halde, annesi veya babası ağır hastalık nedeniyle ameliyatlara yattıkları halde kurumdan izin alamadığını söyleyen bir çok işçi örneği mevcuttur.
-İş alanlarında genel sağlık tedbirleri ve hijyen şartları mevcut değildir. Gerekli alt yapı, malzeme, kontrol ve bunların devamlılığı hususlarında denetimler yok. İşçi sağlığı ve güvenliği hususunda gerekli tedbirler alınmamaktadır.
-Müteahhitlerin kurumla yaptıkları sözleşme dışında işçilerle yaptıkları gayrı resmi bir sözleşme iddiası mevcuttur. Belki de en önemli iddia budur. Bir kaza durumunda veya benzeri durumlarda bir hak talep etmeyeceğine dair sözleşmeler yapılmaktadır. Bu yönde ciddi iddialar var.
-Kurum yetkilileri, müteahhitlerin bütün bu suistimallerinden haberdar oldukları, sıkıntıları bildikleri, sorunlar kendilerine intikal ettiği halde tedbir almaya yönelmeyip bu sıkıntı ve sorunlara gözlerini kapatmaktadırlar.
Daha bir çok şey sıralanabilir. Çünkü iddialar hem çok çeşitli, hem çok vahim. Bu durumların yetkili makamlarca mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu durum ivedi bir şekilde müfettişler görevlendirilerek masaya yatırılmalıdır. İşçi ve emektarın alın terinin gasp edildiği, çalındığı bir milletin iflah olmasının mümkün olmadığını biliyoruz. Bu nedenle yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bu hususun takipçisi olacağımızı da buradan belirtmiş olalım.