Cezayir Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Macron'un açıklamalarının, Fransız sömürgeciliğine karşı yiğit bir direniş göstererek hayatını kaybeden 5 milyonu aşkın Cezayirlinin anısına büyük bir hakaret olduğu vurgulandı.
Fransa'nın işlediği sayısız sömürge suçunun Cezayir halkına karşı yapılmış bir soykırım olduğu belirtilen açıklamada, Macron'a atfedilen açıklamaların resmi olarak yalanlanmadığına dikkat çekildi.
Açıklamada, ülkenin "içişlerine hiçbir dış müdahalenin kabul edilmeyeceği" vurgulanarak Paris Büyükelçisi Muhammed Antar-Davud'un "acil istişareler için geri çekildiği" kaydedildi.
Macron'un "sömürge ve "Osmanlı" açıklamaları
1962'de sona eren Cezayir Savaşı'nda Fransa adına sömürge faaliyetlerine katılan önemli kişilerin soyundan gelen gençlerle bir araya gelen Macron, 1962'de bağımsızlığını kazanmasının ardından Cezayir'in "kiralık bir hafıza" üzerine inşa edildiğini ve "siyasi-askeri bir sistem" tarafından idare edildiğini ifade etti.
Macron, Cezayir'in "yeniden yazılmış bir ülke tarihi"ne sahip olduğunu ve bu tarihin "gerçeklere değil, Fransa'ya karşı nefret söylemi" üzerine inşa edildiğini söyledi.
Macron ayrıca aynı toplantıda gençlere hitaben, "Fransız sömürgesinden önce Cezayir'de bir ulus var mıydı?" sorusunu yöneltmiş ve isim belirtmeden Osmanlı İmparatorluğu'nun da daha önce Cezayir'de "kolonileştirme" faaliyetlerinde bulunduğunu savunmuştu.
Macron, "Türkiye'nin Cezayir'de oynadığı rolü ve sahip olduğu egemenliği tamamen unutturabilme kapasitesini görmek beni büyülüyor. Ve bizim (Fransızların) tek sömürgeci olduğumuzu açıklamak, bu harika." İfadelerini kullanmıştı.
Cezayir-Fransa gerginliği "vize" ile başladı
Fransa, Cezayir, Fas ve Tunus'tan gelenlere verilen vize sayısını keskin bir şekilde azaltacağını duyurmuş, söz konusu ülkeleri, yasa dışı yollardan ülkeye giren vatandaşlarının iadesi sırasında gerekli izin belgelerini sağlamamakla suçlamıştı.
Cezayir de bunun üzerine Fransa'nın Cezayir Büyükelçisi'ni, Dışişleri Bakanlığına çağırarak, karara tepki göstermişti.