Katıldığı bir TV programında CHP’nin "Kürtçe Açılımı"na ilişkin değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, partisinin Kürt meselesinin çözümü ve Kürtçe’nin resmi dil olması ile ilgili sunmuş olduğu önerilerinin Meclise taşınması adına CHP’ye çağrıda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İSMEK bünyesinde Kürtçe dil kurslarının hayata geçirileceğini ve Kürtçe öğretmenlerine belediyelerde iş vereceklerini söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anadilde eğitim konusunda ise, "Anadilde eğitim sorunu elbette çözülebilir. Bu herkesin en doğal hakkıdır." demişti.
"Ortada Kürt sorunu var ve çözümün adresi de TBMM, bunun dışındaki adreste çözüm aramak sorunu çözmez" diyen Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, "Eğer samimi iseler buyursun HÜDA PAR’ın Kürt meselesinin çözümü ve Kürtçenin önündeki yasal engellerin kaldırılması ile ilgili önerilerini Meclis'e taşısın." dedi.
Yılmaz, "AK Parti ilk iktidara geldiğinde şu anki konumda değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt, Kürdistan kelimelerini meclis kürsüsünde -ilk meclis tutanaklarını delil göstererek- CHP’ye, MHP’ye karşı savunuyordu. O zaman buna karşı çıkan CHP’ydi. Bu durumda iktidar, ‘Kürtleri ve Kürt meselesini nasıl CHP’ye kaptırdım’ diye şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. Milli Selamet Partisi döneminde de Refah Partisi döneminde ve AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde de onları iktidara taşıyan hep Kürtlerdi. Milliyetçiler değil, dindar, muhafazakâr Kürtlerdi." dedi.
"Yanlış olan şey Kürtçenin istismar edilmek istenmesidir"
İktidarın devletçi politikalarından dolayı CHP’nin ortaya çıkan boşluktan faydalandığını söyleyen Yılmaz, "15 Temmuz sonrasında AK Parti, kendi siyasi iktidarını devam ettirebilmek için, devlete, devletin derin yapısına, sisteme teslim olması söz konusu. Hükümet, devletçi politikalar, devletçi bakış açısı, devlet endeksli ve devleti kutsayan, devletin bekası gibi sanal bir meseleyi ortaya atarak onun etrafında bir paranoya peşinde gidiyor. İktidar insan haklarını ilgilendiren meseleleri öteleyebiliyor, kendi vatandaşlarının hak-hukuklarını ilgilendiren ve daha önce söylediklerinin tersini söyleyebiliyor. Böyle bir durumda siyaset boşluğu kabul etmiyor. CHP de fırsatını buldu ve bunu yapıyor. Kürtçeyi gündeme getirmesi yanlış mı? Hayır, doğru bir şey. Yanlış olan şey Kürtçenin istismar edilmek istenmesidir." ifadelerine yer verdi.
"Kürt sorununun asıl kaynağı CHP"
Kürtçenin Meclis tutanaklarına "bilinmeyen bir dil" olarak geçtiğini hatırlatan Yılmaz, CHP’nin tribünlere oynadığını, Kürtlerin eşit vatandaşlık haklarının verilmesi noktasında da MHP’den farklı düşünmediğini savundu.
Yılmaz, "Kürt sorunun asıl kaynağı, müsebbibi olan CHP, ilkesel olarak değil, siyaseten böyle bir meseleyi gündeme getiriyor. Yani CHP tribünlere oynuyor, Kürtleri kazanmaya çalışıyor. Bu noktada CHP’nin, Kürtlerin eşit vatandaşlık haklarının verilmesi noktasında MHP’den farklı düşündüğünü zannetmiyorum. Geçmişteki icraatleri bunu gösteriyor. Ama şimdi, ‘Kürtçe seçmeli derslere bir yasal düzenleme getirilsin. Kürtçe öğretmenleri istihdam edilsin’ diyor. İSMEK’te Kürtçe kursları açacaklarını söylüyor. CHP bunu yaparken bakıyoruz ki, hükümette etkin olan bürokrasi; Kürt meselesinde bugüne kadar elde edilmiş kazanımları geri almaya çalışıyor. 15 Temmuz’dan sonra başlayan süreçte, Meclis iç tüzüğü değiştirildi, Kürt ve Kürdistan kelimeleri ile il ve ilçelerin Kürtçe isimleri yasaklandı. Meclis'te milletvekilleri kullanamıyor, kullanınca para cezası alıyor ve meclis oturumlarından men ediliyor. Kürtçe meclis tutanaklarına bilinmeyen, 'x' dil olarak geçiriliyor. Bu ve bunun gibi geriye dönüşler söz konusu." dedi.
"Kürtler asimile olmak istemiyor, Kürt kökenli olmak değil ‘Kürt’ kalmak istiyor"
"Kürt dilinin öğrenilmesi ve öğretilmesi Kürtçenin varlığını devam ettirebilmesi için çok önemlidir." diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dil bir milletin kültürünün yaşatılması için en önemli araçtır. Kültür, bir milletin kendisidir. Dili ve kültürü kaybolan bir millet, dönüşüyor, asimile oluyor. Kürtler asimile olmak istemiyor. "Kürt kökenli" olmak değil, "Kürt" kalmak istiyor. Bunun için çocuklarının anadilde eğitim almasını istiyor. Öğretmeni olmayan/atanmayan seçmeli Kürtçe derslerle bu olmuyor. Okullarda Kürtçe derslerinin zorunlu olması gerekir. Kısacası Kürtçenin önündeki tüm engellerin biran önce kaldırılması ve anayasal güvenceye bağlanması gerekiyor. Bu da devletin/hükümetin bir yükümlülüğüdür. "
"Kürt meselesinin çözümü konusunda tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya davet ediyorum"
Kürt meselesinin çözümü konusunda tüm siyasi partilere çağrıda bulunan Yılmaz, "Siyaset boşluk kabul etmez, siyasi partiler var olan bir boşluğu değerlendirip tabanlarını genişletmeye, oy potansiyellerini arttırmaya çalışır. HÜDA PAR’ı diğer partilerden ayıran yön burada ortaya çıkıyor. Biz diyoruz ki, halkın umutları ve beklentileri ile oynanmasın. Sırf oy almak için bazı şeyler söylenmesin. Gerçekten ciddi davranılsın. Kürt meselesinin çözümü ve Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması konusunda tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya davet ediyorum. HÜDA PAR’ın, parti programında da dile getirdiği bu konudaki çözüm önerileri nettir. Kalıcı çözüm; adil bir temsiliyet ve eşit vatandaşlık temelli yeni bir anayasadır. Yeni anayasa önerilerimizi kamuoyu ile defaaten paylaşmıştık. Keşke CHP bu konuda samimi olsa ama değil. HÜDA PAR Meclis'te değil, CHP ise Meclis'tedir. Buyursun HÜDA PAR’ın Kürt meselesinin çözümü ve Kürtçenin önündeki yasal engellerin kaldırılması ile ilgili önerilerini meclise taşısın. Bu konuda kanun teklifi versin ve takipçisi olsun ki samimiyetlerine inanalım." şeklinde konuştu.
İLKHA