Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde ikamet eden çiftçiler, yaşanan kuraklık nedeniyle ekinlerinin kuruduğunu ve borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğini belirterek, destek talebinde bulundular.
Türkiye’nin en büyük barajlarından olan Atatürk Barajı’nın hemen yanında olduklarını fakat sulama projesi olmadığı için bundan faydalanamadıklarını belirten çiftçiler projenin bir an önce yapılıp hayata geçirilmesini istediler.
Şanlıurfa bölgesi olarak birkaç yılda bir kuraklık yaşadıklarını söyleyen Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar, Şanlıurfa’nın tarım şehri olduğundan dolayı sulama projesinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
İpar, "Bu yıl gerçekten çok kötü bir yıl yaşıyoruz, yağmur yok denecek kadar azdır. Şanlıurfa bilindiği üzere her zaman kuraklıkla karşı karşıya kalan bir ildir. Birkaç yılda bir maalesef bu kuraklığı yaşıyoruz. Fırat suyu göl sahası kenarında olmamız, nispeten arazilerimizin bir kısmını sulayabilme şansına sahip olabiliyoruz ama bunun dışında kıraç bölgelerimiz ve sulamaya açık olmayan arazilerimizin kurak geçmesi sonucu büyük bir zarara uğramıştır. Bu sadece Hilvan için değil, bütün Şanlıurfa geneli için geçerli olan bir kuraklıktır. Bu kuraklık ile ilgili yeni çalışmalara başlıyoruz. Tabi çiftçimiz bundan dolayı çok mağdur durumdadır. Birkaç yıl önce yine bir kuraklık yaşamıştık. Bunlar üst üste gelince çiftçimizin belini büküyor." dedi.
Kuraklık nedeniyle yaşanan mağduriyetler çiftçiyi olumsuz etkilediğini ve çiftçinin ayakta kalabilmesi için destek verilmesi gerektiğini vurgulayan İpar, "Bir kuraklık çiftçiyi en az 5 yıl geriye götürebiliyor. Bu şekilde bir kuraklık sonucu en azından çiftçilerin maddi açıdan desteklenmesini gerekiyor. Tarıma tekrar dönüp ekinini ekebilmesi için devlet tarafından bir katkı yapılması gerekiyor. İlk etapta çiftçilerimizin çoğu borçlu bu nedenle borçların faizsiz bir şekilde ertelenmesi gerekiyor. Hükümet bu konuda bazı adımlar atıp bir tarım sigortası çıkardı ama insanlarımız buna tam olarak hazır değil. Kuraklık sigortası geçen yıl buğdayda başlamıştı bu sene arpada yeni başladı, mercimekte zaten o yok. İnsanlarımızın hepsinin sigorta yapmaması da bir dezavantaj bundan dolayıdır ki beklentimiz devletten olacak." şeklinde konuştu.
Sulama projelerinin bir an önce bitirilmesi gerektiğini söyleyen İpar, "Şanlıurfa bölgesinde kuraklık kaderimiz tabi ki çünkü Türkiye’nin en az yağış alan bir bölgesiyiz. Fakat dünyada içme suyu sıkıntısı yaşayacak en son yerde Şanlıurfa’dır bunu da bilmemiz gerekiyor. Atatürk Barajı burnumuzun dibinde bu çok önlemli rahatlıkla alınabilir. Sulamaya açılacak olan arazilerimizin projelerinin bir an önce bitmesi lazım. Kuraklık kaderimiz ama kaderi değiştirmek önce Allah’a sonra da bize mahsus olan bir şey bunu yapabilecek güçteyiz. Sulama projelerinin bitmesi otomatikman arazilerimizin yüzde 70 veya 80’nini sulayabilme şansına sahip olacağız. Dolayısıyla kuraklık riskimizde azalmış olacaktır. Mutlaka Allah’ın Rahmeti yağmadığı sürece istediğimiz verimi alamayacağız ama en azından bundan sonra çok kötüye gitme durumumuz olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
"Tarımsal sulama projesi ihale aşamasında"
Kuraklığın Şanlıurfa bölgesinde yüzde 70 civarlarında olduğunu söyleyen İpar konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Şimdi yüzdelik rakam olarak çalışmalara yeni başladığımız için elimizde kesin bir şey yok ama almış olduğumuz duyumlara göre kuraklık riski yaşayan kıraç bölgelerimiz sulama ihtimali olamayan bölgelerimiz de ortalama olarak yüzde 70 veya 80 civarında bir zarar var. Tabi bu Şanlıurfa bölgesi için geçerli sadece Hilvan değil. Sulanan arazilerimizde dahi yüzde 30 civarlarında yine bir verim zararı var. Yağmurun zamanında yağmaması, sulama şartlarının az oluşu, DEDAŞ’ın elektrikleri sık sık kesintiye uğratması bunların hepsi birer etkendir. Şu anda tarımsal sulama projesi ihale aşamasında en son Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’dan aldığımız bilgiye göre 2019’un sonunda Hilvan’da pompaj sulama sisteminin bitmesi 200 bin dönüm arazimiz sulanacak. Tabi bu toplam arazimizin üçte birine ancak tekabül edebiliyor. Bizim hedefimiz yapılan projede ufak bir değişiklik yapılarak 50 bin dönüm daha artıracak şansımızın olduğunu Bakan beye de sunduk. Bunu yaparsak çok ucuz bir maliyet ile yapmış olacağız. Yarın deseniz ki ben bir 50 bin dönüm için yeni bir proje yapayım bu çok maliyetli olur. Ama mevcut projenin kapasitesini artırarak bunu yapabiliyoruz. Türkiye’de kırmızı mercimeğin ana merkeziyiz bu da yüzde 33’ünü teşkil ediyor. Pamuğun yüzde 45’e yakını, buğday ve arpanın da yüzde 10’unu o civarda bir sayımız var. Şanlıurfa bir tarım ambarı ve başkentidir. Ama kuraklıklar bizim biraz belimizi büküyor onun için bir an önce sulama projelerinin hayata geçirilmesi lazım."
Yaşanan kuraklık nedeniyle yağmur olmadığını ve Atatürk Barajının yanında oldukları halde bundan faydalanamadıklarını söyleyen çiftçiler de mağduriyetlerini dile getirdi.
"Kuraklıktan dolayı borçlarımızın ertelenmesini istiyoruz"
Helis Mahallesi'nde ikamet eden çiftçi Necmi Çetinkaya, ekim konusunda masrafların arttığını bu sebeple çiftçiliği bırakma durumuna geldiğini söyledi. Çetinkaya, "Burada mart ve nisan aylarında yağmur yağışı yeterince olmadı. Yağdı ama o da yok denilecek kadar azdı. Bu sene ekinler her ne kadar görünüş olarak iyi görünse de başaklar da bir şey yok. Daha önce kendi imkânlarımızla tarlalarımıza su getirdik ama elektrik sıkıntısından dolayı baktık olmadı bütün tesisatlarımızı iptal ettik. Çünkü DEDAŞ her seferinde gelip ceza kesiyordu. Bu nedenle artık kendi imkânlarımızla bile artık sulama yapamıyoruz. 15 sene önce yaklaşık 100 bin lira kadar masraf yapıp sulama tesisatını kurmuştum. Şu anda devlet mazotun fiyatını yaklaşık 6 lira yapmış. Her halde tekrar eski döneme dönüp katırlar ile tarla sürmemizi istiyorlar. Bu kuraklıktan dolayı bizim borçlarımızı ertelemelerini veya taksitlendirmelerini faizsiz bir şekilde istiyoruz. Devlet nasıl ki Harran ve Suruç’a sulama projesi götürüp yapmışsa buraya da yapması lazım." Dedi
"Atatürk Barajı hemen yanımızda fakat faydalanamıyoruz"
Çiftçilerden İrfan Fidan, "Bu sene kuraklık yaşandı. Atatürk Barajı diyorlar evet Atatürk Barajı hemen yanımızda fakat faydalanamıyoruz. Kendimiz bir tesis kuramıyoruz kurduğumuzda elektrikçilerin biri gidip biri geliyor. Halimiz ortada şu anda durum böyle. Devletin bize yardımcı olması lazım. Örneğin 10 bin liraya ekin verimi alıyorsak 20 bin lirada elektrik parası vermek zorunda kalıyoruz. Şu anda bölgemizdeki çiftçiler ölü durumdadır. Eğer tarımsal sulama projesi yapılıp hayata geçirilirse bizde kazanacağız devlette kazanacak. Devlet şu anda bize bu imkânı sağlamıyor. Yanı başımızdaki Atatürk Barajı’ndan Harran faydalanıyor, biz ise faydalanamıyoruz. Kuraklık için devletin yardımcı olması lazım ya borçları ertele konusunda veya başka bir şey beklentimiz budur." ifadelerini kullandı
Fırat suyunun hemen yanında olduklarını ama bundan faydalanamadıklarını söyleyen çiftçi Mahmut Çetinkaya, "Ben geçen sene kredi aldım bu senede kuraklık olduğu için hiç ödeme yapamayacağım. Gübre ve başka gerekli olan şeyler aldım şu anda mağdur durumdayız. Elektrik devletin elindeyken yine iyiydi fakat özelleştiğinde bu daha da kötü oldu. Biz yine elektriğin devletin eline geçmesini istiyoruz belki bize biraz indirim yapar. Ekinlerimizin çoğu kurudu yalnız kendi imkânlarımız ile sulayabildiklerimiz hariç ama o da ancak elektrik parasını yeter. Devlet buraya da sulama projesi getirmelidir Harran’da dönüm başı 50 lira su parası alıyorsa burada 60 lira alsın biz buna razıyız. Su şu anda benim tarlama 600 metre yakın fakat faydalanamıyorum olmazsa bizde gidip kendimize yevmiye ile çalışacağız. Şimdi artık yağmur yağsa da veya Fırat'ın bütün suyunu buraya getirsek de bir anlamı yok çünkü ekinler kurudu." diye konuştu.
İLKHA