İstanbul Küçükçekmece'de 18 yıl boyunca geri dönüşüm işi yapan ve işletmesinde çok sayıda işçi çalıştıran Mehmet Sait Çiftçi, 5 yıl önce ayağına batan yabancı cisim sebebiyle cilt kanserine yakalandı.
Yaklaşık 2 yıldır hiç çalışamayan ve yatağa mahkûm olan Çiftçi, Umut Kervanı Vakfı başta olmak üzere hayırseverlerin desteğiyle geçimini sağlıyor. Hastalığının 4'üncü evrede olması sebebiyle tıbbi olarak bir tedaviye tabi tutulamayan Çiftçi, alternatif tıp ürünlerini araştırması sonucunda doğal ilaç üreten bir sağlıkçıyı bularak iletişime geçer.
Doktorun hazırladığı doğal ilaçlardan satın almaya başlayan Çiftçi, ilaçların iyi geldiğini ancak maddi olarak her zaman ilaç alamıyor. Çiftçi, düzenli ve uzun süre devam etmesi gereken tedavisi için hayırseverlerden yardım bekliyor.
Yaşadığı olay ve sonrasındaki süreçle ilgili İLKHA muhabirine konuşan Çiftçi, daha önce ayağına defalarca çivi, demir gibi yabancı maddelerin battığını ancak olumsuz bir durumla karşılaşmadığını söyledi.
Son yaşanan olayın da daha öncekiler gibi geçici olacağını düşündüğü için pek önemsemediğini söyleyen Çiftçi, olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra ayağındaki yaranın büyümesi sonrasında hastaneye gittiğini, 2 yılın sonunda ise ayağından alına numunenin incelenmesiyle deri kanseri olduğunu öğrendiğini dile getirdi.
"Parasızlıktan hastaneye gidemedim"
Çiftçi, "Ben geri dönüşüm işi yapıyordum. Allah'a şükür geçimimi sağlıyordum. Yanımızda çalışan çok sayıda kişi de geçimlerini sağlıyordu. Bir gün kâğıtların altında çiviye benzer ama çividen daha kalın bir eski Teyp parçası ayağıma battı. Ayağımda kalın bir ayakkabı olmasına rağmen bastığım kâğıdın altındaki parça ayağıma battı ve derin bir yara açtı. Hayatımda ayağıma çok demir girdi. 18 yıl geri dönüşüm işi yaptım ve bu süreçte belki de 20 defa ayağıma demir, çivi gibi cisimler battı ama bir şey olmadı. Bu sefer de bir şey olmaz dedim. Aradan bir yıl geçti ama iyileşmedi. Sigorta olmadığı için hastaneye gidemedim. Elimizde para olmayınca özele de gidemedim. O süreçte de çalışmaya devam ediyordum. Cisim batmasının ardından 2 yıl geçince ayağımda büyük bir yara oluştu. Yaranın içerisinden et kitlesi çıktı. Kitle büyüyünce artık yürüyemez hale geldim." dedi.
"Kızımın sigortası iptal olunca tedavi yarım kaldı"
2019 yılında hastaneye gittiğini ve yarasından alınan parça sonrasında cilt kanseri (Melenom) olduğunu öğrendiğini belirten Çiftçi, "doktorlar yaranın kansere döndüğünü, bu sebeple ayağımın kesilebileceğini söylediler. Ardından ameliyat olmam gerektiğini ifade ettiler. Ancak ameliyat için 3 ay sonrasına randevu verdiler. 3 aylık süreçte kanser o kadar yayıldı ki, göbeğime kadar geldi. Ameliyat olduğumda bacağımdaki şişlikler yoktu. Benim sigortam olmadığı için kızımın sigortası üzerinden ameliyat oldum. Ameliyat olduktan sonra 'kanser yayılmış' dediler. Ardından ilaç tedavisine başladılar. Bir ay sonra kızım işten çıkınca sigorta iptal oldu ve tedavi yarım kaldı. İşin üstünden bir yıl daha geçti ve kanser daha da azmaya başladı. Akciğerime, karaciğerime kadar yayıldı. Kızım yeniden işe başlayınca tekrar hastaneye gittik ama bu kez kanserin 4'üncü evrede olduğu ve artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığını söylediler. Yani adamlar 'git evinde yat ölümü bekle' dediler. Ancak yine de eğer istersem Kemoterapi tedavisi başlatabileceklerini söylediler. Genç bir doktor bana 'Kemoterapi kanserin son evresine fayda vermez' dedi. 10 defa Kemoterapi tedavisi gördüm ama gerçekten doktorun dediği gibi bana fayda vermedi. Hatta tedavi süreci resmen beni öldürüyordu. Kemoterapi devam etseydi bir yıl sürmez beni öldürürdü. Ben tedaviyi bırakacağımı söyledim. O zaman işimiz daha devam ediyor, elemanlar çalışıyordu. Ancak işyeri sahipsiz kaldığı için hırsızlar gelen malları çalıyordu." diye konuştu.
"2 yıldır hayırseverlerin yardımıyla kullandığım doğal ilaçlarla ayaktayım"
Çiftçi, "Kızım internetten araştırdı ve bitkisel ilaç buldu. İlaçları yapan kişi ile görüşünce hastane raporlarımı istedi. Raporları gönderince kanserin dördüncü evre olması sebebiyle biraz zamana ihtiyaç olduğunu ancak Allah'ın izniyle tedavi düzenli devam ederse iyileşeceğimi söyledi. Hatta internet sitesine bakmamızı, orada kaç kişinin bu ilaçlarla şifa bulduğunu görebileceğimizi söyledi. Gerçekten de öyleydi ama yine de ilaçları kullanıp kullanmamakta kararsız kaldım. İlaçlar da çok pahalı. İlk doz ilaçlar 5 bin, ikinci doz 8 bin lira. Diğer dozlarda fiyat katlanarak devam ediyor. Geçenlerde 8 bin liralık olan ilaçları hayırseverlerin desteğiyle aldık. Zaten 2 senedir hayırseverlerin desteğiyle ayaktayız. Allah hayırseverlerden bin kere razı olsun. Hayırseverler olmasa bizim gibilerin yaşama şansı yok. Kira, elektrik, ev masrafı, ilaç çok fazla. 3 aylık ilaç aldığımda faydasını gördüm. Büyük kitleler küçülüp söndü. İlaçlar iyi gelince ikinci sefer de hayırseverlerin yardımlarıyla aldık. Bayramdan sonra da hayırseverler destek verirse yine ilaçları alacağız. Bu iş uzun soluklu bir iş. Bu dünyada nasibimiz varsa daha yaşarız, yoksa zaten ölüm hepimizin başına gelecek. Bu hayırlı ayda zekâtı, sadakası olanlardan yardım talep ediyoruz. Gönüllerinden ne kopuyorsa rabbim yerine bin katını versin. Verenden de vermeyenden de Allah razı olsun." şeklinde konuştu.