Diyarbakır'ın en geniş tarım alanlarına sahip ilçelerinden Çınar ilçemizde hasat dönemi başladı.
Geçtiğimiz yıla nispeten bu sene yaşanan kuraklıktan dolayı bekledikleri hasadı elde edemediklerini dile getiren çiftçiler, tarım alanında bazı maliyet fiyatlarının zamlanmasının kazanç oranlarını ciddi oranda olumsuz etkilediğini ifade ettiler.
Artan gübre, mazot ve elektrik birim fiyatları karşısında devlet tarafından verilen desteğin yetersiz kaldığını belirten Mehmet Selim Bildirci, "Çiftçilerin yaşanan kuraklık ve başka birçok nedenden dolayı hiç olmadığı kadar zor durumda. Çiftçi her geçen sene daha fazla borçlanıyor. Buğday için cüzi bir miktar prim veriliyor ama daha fazlası gübre ve mazota yapılan zamla kazancımız bizden geri alınıyor." dedi.
Bildirci, "Tarım Bakanlığı çiftçinin halini, hatırını sorsun. Şu anda çiftçiler hiç olmadığı kadar maddi imkansızlığa düşmüştür. Bugün çiftçi mecburen buğdayı yüksek maliyette satarsa un fiyatları da yükselir, haliyle ekmeğe de zam gelir. Biz bunun olmasını istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, hayvancılık ve çiftçilikle ayakta duruyor"
Geçtiğimiz yıl ile bu yıl maliyetler arasında ciddi fark olduğunu belirten Bildirci, "Gübre ve mazota yapılan zamlar bir yana bu yıl ayrıca yağmur pek düşmedi. Sadece Diyarbakır'da da değil bölge genelinde kuraklık yaşanıyor. 100 dönüm tarladan ancak 10 ton arpa ya da buğday alabiliyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Ayrıca samanın fiyatı da bayağı yüksek oluyor. İnsanlar hayvan besleyemiyor. Halbuki Türkiye, hayvancılık ve çiftçilikle ayakta duruyor." şeklinde konuştu
Yetkililerden elektrik faturası desteklemesini, borçların faizsiz ertelenmesini, çiftçinin ve bakkalcının durumunu sormalarını istediklerini dile getiren Bildirci, "Geçen sene 200 dönüm buğdayla 150 dönüm pamuk için sadece DEDAŞ'a 200 bin TL ödedik. Geçen sene dönüm başına 400-450 kilogram alırken bu sene 150 kilogram hasat elde ettik. Bunun sebebi suyun olmamasıdır. Arpa da dönüm başına 48 TL, pamukta 200 dönüme toplam 14 bin TL verilmiş. Bu da çok azdır. Çiftçi, bunu gübreye mi, mazota mı yoksa elektriğe mi versin?" diye sitemde bulundu.
"Yetkililer mahsulü dışardan almak yerine kendi çiftçisini gözetmeli"
Yaklaşık 15 senedir biçer işinde çalışan Nusret Öğrük, bu sene kuraklıktan dolayı geçen yıla göre verimin yüzde 40 daha azaldığına dikkati çekerek "Geçen sene kaldırdığım hasat miktarı 700 kilogram iken bu yıl aynı tarladan 400 kilogram kaldıramadım. Suyu veya sondajı olan yine kendini toparlayabildi ama bu yıl hem saman hem de buğday az, halk bayağı sıkıntı çekecek. Saman geçen sene 400'dü, bu yıl 700'dür; arpa geçen sene 1,5, bu yıl 3'ün altın da alınamaz. Aynı şekilde buğday geçen sene 2,5 iken bu yıl 3'ün altına düşmez." dedi.
Öğrük, "Bu sene verimsizlik karşısında çiftçiler mazot parasını nereden getirecekler? Besiciler, artan yem fiyatlarından dolayı hayvanları satmak zorunda kalıyor. Yetkililer mahsulü dışardan almak yerine kendi çiftçisini gözetmeli, mazot ve gübre desteğinde bulunmalı." diye belirtti.
''Kuraklık baz alınarak afet bölgesi ilan edilmeli''
Yağmurun yağmamasından kaynaklı meydana gelen kuraklık baz alınarak afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğine vurgu yapan Mehmet Zahir Kaşkar ise "Bu sene bilindiği üzere kuraklık var. Kuru hasadın verimi yok denecek kadar az. Sulu arazilerde bile verim tam alınamadı. Mazot, elektrik ve gübre fiyatları çok yüksek. Geçen sene verim iyiydi, bu yıl ise sulu tarlalar dışında kuru olanlarından hasat alınamadı. Artan arpa fiyatlarının sebebi gübre kilogram fiyatının 6 TL gibi yüksek olmasındandır." ifadelerini kullandı.
Kaşkar, "Yetkililerden buranın afet bölgesi ilan etmeleri ve çiftçilere destek sağlamaları gerekir. Devlet halkı faizli bankalara mecbur etmemeli; bunun yerine gübre, mazot ve elektrik desteği vermeli. Geçen sene 163 bin TL sadece elektrik faturası ödedim, bu yılki fatura ondan daha fazla. Kredi yerine çiftçiye hibe desteği verilmeli." şeklinde konuştu.