İstanbul Sözleşmesi’nin oluşturduğu mağdur kitlenin 5 milyonu aştığına vurgu yapılan bildiride, hızla azalan evliliklerin ve artan boşanmaların önlenmesi gerektiği belirtildi.
Ortak bildiride, İstanbul Sözleşmesi’nin, halkın kültürel kodlarına tamamen aykırı biçimde toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve Toxic Masculanity (zehirli erkeklik) zihniyetine dayanan Feminist bir dille yazıldığının altı çizildi.
20 dernek ve platformun yayımladığı ortak bildiride, “İstanbul Sözleşmesi, bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş olup, ona dayalı çıkarılan 6284 sayılı kanunla birlikte aile hukukundaki sorunların günümüzdeki ana kaynağıdır. Kültürel kodlarımıza tamamen aykırı biçimde Toplumsal Cinsiyet, Cinsel Yönelim ve Toxic Masculanity (Zehirli Erkeklik) zihniyetine dayanan Feminist bir dille yazılmış bu sözleşme, cinsel ayrımcılık içerdiğinden sayısı 5 milyonu aşmış devasa bir mağdur kitlesi oluşturmuş durumdadır.” bilgisine yer verildi.
“Sosyal terör üreten sapkın dernekler kapatılmalı”
“Evliliklerin hızla azalıp boşanmaların da hızla artması önlenmelidir.” denilen bildiri de şu ifadelere yer verildi:
“Süresiz nafaka uygulamasına ve nafaka hapsine son verilmelidir. Velayet ortak olmalı, kötüye kullanılan velayet el değiştirmeli, çocuk haczi uygulaması kaldırılarak çocuk teslim merkezleri kurulmalıdır. Hiçbir ülkede aynı anda iki Cumhurbaşkanı olmadığı gibi, bir evin içinde de iki reis olmamalıdır. Delilsiz, belgesiz, şahitsiz biçimde hiç kimsenin lafına itibar edilmemelidir. Aile Bakanlığının logosunda erkek-kadın-çocuk figürleri yer almaktadır. Bakanlık bünyesindeki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne ek olarak Erkek Sorunları Genel Müdürlüğünün de kurulması çok daha dengeli ve gerçekçi aile politikalarının oluşturulup, uygulanmasını sağlayacaktır. ‘Şiddetin her türlüsüne hayır!’ anlayışı yerine, şiddeti sadece tek bir cinsiyet üzerinden ele alıp, toplam şiddet olayları içinden sadece bu kısmını cımbız ve büyüteç yöntemiyle öne çıkararak cinsel bölücülük yapan, doğal kadın-erkek dengesini bozarak sosyal terör üreten sapkın dernekler kapatılmalı. Vatandaşların cinsiyet temelinde sürekli kışkırtılmalarına ve ayrıştırılmalarına son verilmelidir. Doğal, meşru ve yasal kadın-erkek ilişkileri dışındaki farklı cinsel yönelimlerin meşrulaştırılarak idealize edilip, toplumda yaygınlaştırılması önlenmelidir.”Son olarak İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasına tam destek verdikleri vurgulanan bildiride, “Farklı dünya görüşlerinden ve çeşitli siyasi partilerin seçmenlerinden oluşan üyelere sahip sivil toplum kuruluşları olarak, partiler üstü milli bir sorun olarak gördüğümüz İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına desteğimiz tamdır. Her bakımdan son derece yıkıcı bu sözleşmenin kaldırılmasına karşı çıkacak olanlara tepkimiz ve direncimiz de tam olacaktır. Yerli ve milli olmadığı için ‘Konstantiniyye Mukavelesi’ olarak nitelendirdiğimiz işbu sözleşmenin bir an önce kaldırılmasını sarsılmaz bir iradeyle, en kuvvetli biçimde ve sonuç alana kadar ısrarla desteklediğimizi, aile hukukuna dair diğer sorunların da kültürel kodlarımıza uygun yasal düzenlemelerle çözülmesini talep ettiğimizi kamuoyuna açıkça ilan ederiz.” ifadeleri kullanıldı.
Ortak bildiriye destek veren sivil toplum kuruluşları:
“Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası, Türkiye Aile Meclisi, Aile Akademisi Derneği, Dağılmış Aileler ve Çocuk Hakları Derneği, Babalar ve Çocuklar Derneği, Boşanmanın Feri Sonuçları ve Çocuk Hakları Derneği, Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği, Aileyi Yaşatma ve Koruma Derneği, Gelecek Dünya Çocuk Hakları Derneği, İyilik İnsan Hakları Derneği, Kemalist Atılım Birliği, Çocuk Hakları Platformu, Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu, 6284 Sayılı Yasa Mağdurları Platformu, Velayet ve Nafaka Hapsi Platformu, Aile Platformu, Boşanmış Ebeveynler ve Çocuklar Platformu, Erkek ve Baba Hakları Platformu, Genç Evlilik Mağdurları Platformu, Bağımsız Cumhuriyet Platformu”
İLKHA