Mardin'in Kızıltepe ilçesine bağlı Yurteri Mahallesi'ndeki (Heferê) harabe denebilecek durumdaki bir evde ikamet eden Damar ailesinin dramı yürek burkuyor.
Evin reisi Erdal Damar (33), yaklaşık bir yıl önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle çalışamaz durumda iken ailenin 6 yaşındaki oğlu Yusuf ise doğuştan kalbi delik olduğu ve tedavisi yapılamadığı için anne babasının gözleri önünde eriyor.
Erdal ile Halime Damar çifti, çocukları Yusuf (6), Zeynep (8) ve Samet (5) ile tek odalı harabe evde yaşadıkları yaşam mücadelesini anlattı. Damar ailesi, maddi imkânsızlık nedeniyle tedavisini yapamadıkları Yusuf için kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Askerdeyken geçirdiği ameliyatla dalağının alındığını ve yaklaşık bir yıl önce de trafik kazası geçirdiğini belirten Erdal Damar, "Ayağım üç yerden kırıldı, sakat kaldım. Kaza geçirmeden önce asgari ücretle çalışıyordum, ailemin geçimini sağlıyordum ama artık çalışamıyorum. Allah kimseyi mağdur, muhtaç ve perişan etmesin. Bir oğlumun kalbi delik, eşimin de şeker hastalığı var. İki çocuğum okula gidiyor, ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyoruz. Kızım 'Baba, diğer çocukların çantası yenidir, güzeldir. Neden benimki eskidir?' diyor. Maddi durumumuz olmadığından dolayı yenisini alamıyorum. Mağduruz, perişan haldeyiz." dedi.
Babasından kalma tek odalı evde bulunduklarını, odalarındaki çatlak nedeniyle yağmur suyunun içeriye aktığını ve evin her an üzerlerine çökeceği korkusuyla yaşadıklarını söyleyen Damar, doğuştan kalbi delik olan oğlu Yusuf'u maddi imkânsızlıktan ötürü hastaneye götüremediklerini ifade etti.
"Çocuğumuz gelişemiyor, gözlerimizin önünde eriyor"
Oğlunun gelişemediğini, adeta gözlerinin önünde eridiğini dile getiren Damar, şunları söyledi: "6 yaşındaki oğlum Yusuf'un kalbi doğuştan deliktir. Burada doktora götürdük. Doktorlar, tedavisinin yapılabilmesi için 'İstanbul, Ankara ya da İzmir'deki bir hastaneye götürmeniz gerekiyor.' dediler. Maddi imkânımız olmadığı için götüremedik. Sağlık Bakanımızdan, Başbakanımızdan ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan oğlumun tedavisi için bize yardım etmelerini istiyoruz. Çocuğumuz gelişemiyor, gözlerimizin önünde eriyor. Onun için strese giriyoruz, ağlıyoruz."
"Allah kimseyi bu hale düşürmesin"
Evin hanımı Halime Damar (40) da "Halimizi görüyorsunuz, evimiz üzerimize yıkılmak üzere. Benim şeker hastalığım var. Oğlumun kalbi delik, eşim kaza geçirdiği için çalışamıyor. Birisi bize yardım etmediği zaman evde aç kalıyoruz. Oturma odası, mutfak, banyo, hepsi bu odadır. Çocuklarımın okumasını istiyorum. Eşim çalışamadığı için her şeyi benden istiyorlar. Kış geldi, soba kuracağız ama yakacağımız bir şey yok. Allah kimseyi bu hale düşürmesin. Allah bizim ve herkesin sıkıntılarını gidersin." ifadelerini kullandı.
"İnşallah bize ve çocuklarımıza sahip çıkarlar"
Kendilerine sahip çıkılması için yetkililere ve hayırseverlere çağrıda bulunan Damar, "Çocuklarım, arkadaşlarının sahip olduklarına bakarak üzerime ağlayıp, aynısını istiyorlar. İçim yanıyor ama onlara alamıyorum. Arkadaşları arasında çok ezik kalıyorlar. Ben de ne yapacağımı bilmiyorum. Bazen çocukların beni görmeyeceği bir köşeye çekilip, halimize ağlıyorum. Artık dayanamadığım için yardım talebinde bulunuyorum. Milletvekilleri, vali, kaymakam veya hayırseverlerin bize yardım etmelerini istiyorum. Bu gördüğünüz yırtık halıları da hayırseverler bize vermiş, bunlarla idare ediyoruz. Okul açılıyor, bayram geliyor. Çocuklara ne alacağımızın derdine düşüyoruz. Çok büyük bir sıkıntı çekiyoruz. İnşallah sesimiz yetkililere, hayırseverlere ulaşır, bize ve çocuklarımıza sahip çıkarlar." şeklinde konuştu.
İlkokul 3'üncü sınıfa giden ailenin büyük çocuğu Zeynep Damar (8) ise "Büyüyünce doktor olmak istiyorum. Arkadaşlarımın elbiseleri yeni, benimki ise eskidir, yırtıktır. Hayırseverlerin ve yetkililerin bana sahip çıkmalarını istiyorum." dedi. (Mehmet Aslan - İLKHA)