HABER MERKEZİ- Okul olgunluğuna ilişkin bilgi veren Üsküdar Üniversitesi NP İstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Klinik Uzman Psikoloğu Çağla Kınalı, okul olgunluğunun kişinin akademik yaşantısına direkt etki ettiğini söyledi.
4+4+4 yeni eğitim modelinin uygulamaya girmesiyle bu yıl 66 aylık minikler de okula başladı. Okula küçük yaşta başlayan minikler bugünlerde okullarına, öğretmen ve arkadaşlarına alışmaya çalışıyor.
Onlar alışadursun uzmanlar ise uyarıyor. Eğitimde okul olgunluğunun önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, okul olgunluğunun kişilerde farklılık gösterdiğini, ilk yıllarda okula karşı geliştirilen algının tüm akademik yaşantıyı da etkileyebileceğini ifade eden Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Klinik Uzman Psikologu Çağla Kınalı, Okul olgunluğunu, çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimi açısından belirli bir düzeye gelmesi ve okulda kendisinden beklenilenleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazır olması olarak tanımlıyor. Uzm. Psk. Kınalı, çocuğun tüm gelişim alanlarında yaşıtlarına paralel gelişim sergilediğinden emin olunması gerektiğini, okula başladığı ilk yılların duygu ve düşüncelerindeki gelişimi fazlasıyla etkilediği için ilk yılların üzerinde önemle durulması gereken bir konu olduğunu sözlerine ekledi.
Çocuğun Okul Olgunluğuna Gelip Gelmediği Anlaşılabilir
Çocuğun okul olgunluğuna erişmesi için zihinsel gelişimi adına görsel ve işitsel algılama yeteneğinin iyi olması, algıladıklarını belleğinde tutabilmesi, mantıklı düşünebilmesi ve neden- sonuç ilişkisi kurabilmesi gerektiğine dikkat çeken Çağla Kınalı, çocuğun yeterli kavram bilgisine de sahip olması gerektiğini hatırlattı.
Okul olgunluğuna erişen çocukta motor gelişim alanında bedenini rahat kullanabilmesi, bedensel koordinasyonunu sağlayabiliyor olması, kalemi tutup yazabilecek ince kas gelişimine sahip olması beklenmektedir. Okuma yazmaya hazırlık için en önemli beceri sayılan dil gelişiminde yeterli kelime hazinesine sahip olması, bir konuşmayı rahatlıkla aktarabilmesi, yönergeleri anlıyor olması beklenirken okul olgunluğu olan çocuğun sosyal ve duygusal gelişim bağlamında yeterli özgüvene sahip olması, anne babasıyla güvenli ilişki kurmuş olması, güvenli ayrılığı başarabiliyor olması, sorumluluk alabilmesi, yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmesi ve kurduğu ilişkileri sağlıklı sürdürebilmesi ile sosyal problemleri çözebilme yetisine sahip olması gerekmektedir.
Aynı zamanda çocuğun okula başlamaya hazır olduğunu düşünmek çocuğun grup etkinliklerinde sakin bir şekilde oturabildiğinden, yönergeleri dinleyip uygulayabildiğinden, 20- 25 dk. tek başına bir etkinlikte veya oyunda yoğunlaşmada sıkıntı duymadığından da emin olmak gerekmektedir.
Çocuğun temizlik, beslenme, giyinme, dinlenme gibi alanlarda kendi gereksinimlerini karşılayabilmesi çocuğun okula adapte olabilmesi için gerekli bir kriterdir.
Okul öncesi eğitimin son derece yaygınlaştığı günümüzde, eğer çocuğun zihinsel bir problem gibi özel bir sebebi yoksa okul olgunluğuna erişebilecek düzeye geldiği düşünülmektedir.
Bireysel Farklılıklar Okul Olgunluğunu Etkiliyor
Ancak bireysel farklılıklar nedeniyle okul olgunluğuna ulaşma yaşı değişebilmektedir. Gelişim basamakları her alanda tüm çocuklar için aynı olsa da, bazı çocukların bu basamakları tırmanışı, diğerlerinden daha yavaş ya da hızlı olabilmektedir.
Okul olgunluğunda zihinsel yetiler bazında çocuğun yaşına uygun öğrenme, dikkat ve idrak seviyesinde olması ilk koşuldur ancak zihinsel gelişimi normal ya da normalin üzerindeki bir çocuk bazen duygusal açıdan ebeveynden ayrılma olgunluğunu göstermekte zorlanabilmektedir.
Bu noktada çocuğun duygusal gelişiminin, erken yaşam olaylarının (anne baba ayrılığı, kronik bir hastalık, travmatik bir olay vb.) ele alınması ve çocuğun kendine özgü yaşantıları paralelinde değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir.
Yaşıtlarıyla iletişim kurma konusunda sıkıntı duyan, son derece içine kapanık bir çocuk okulun ilk günlerinde bu anlamda oldukça güçlük yaşayacak belki de sosyal olgunluğa eriştiğinde rahatlıkla üstesinden gelebileceği bu sorunu yaşantısının ilerleyen yıllarına genelleyecektir. (Mahmut Aytekin-İLKHA)