Hamd âlemlerin Rabbine; salât ve selam da O'nun pak Rasulüne olsun.
Çocuklarımız, yuvalarımızın neşesi. Efendimiz(asv)'ın tabiriyle, kokusu cennet kokusundan olan reyhanlarımız… İnsan, hayatında her şey olamaz ama herkes illa ki çocuk olmuştur. Geçmişimizle alakalı anlattığımız herhangi bir devri veya geçirdiğimiz aşamayı herkes geçirmemiş olabilir ancak herkes çocukluk yaşamıştır. Ve çocukluk dönemi, insanın ileriki döneminin adeta tohumudur.
Demek ki insan çocukken nasıl terbiye edilirse, ileriki yaşlarda da öyle devam edecektir hayatına. Peki, çocuk eğitimi ve terbiyesi kaç yaşından itibaren başlar? Geçenlerde bir ortamda bunu sorduğumda kimi ‘bir yaşındayken başlar' derken, kimisi ‘doğar doğmaz' diye cevap verdi. En yakın olanı da ‘anne karnında başlar' sözü oldu. Çocuğun ahlakı, terbiyesi, eğitimi ve hatta her şeyi, çocuk dünyaya gelmeden onlarca yıl önce başlar; ninesinden ve dedesinden.
Bir âlim demiş ki: “Bir çocuğu iyi yetiştirmek istiyorsanız, önce o çocuğun ninesini eğitin.”
Ah şu nineler! Siz iyi olsaydınız da çocuklarımız da iyi olsa, olmaz mıydı? Şimdi biz sizi nasıl eğiteceğiz? Gerçekten de insanın annesine veya kayınvalidesine söz geçirmesi çok zordur. Ancak bahsi geçen sözün ninelere olduğunu sanmıyorum ben. Peki kimedir? Elbette geleceğin ninelerine, yani bize.
Evet, bir anne olarak kayınvalideme sitem edip anneme kızacağıma, ‘ben iyi biri olursam benim torunlarım da iyi olur' diyerek fiili bir duaya ilk adımı atabilirim. Niyet ettim Allah rızası için iyi biri olmaya, dedikten sonra kavli dualarımla ahlakımı süsleyebilirim.
Başkalarını eleştirmek ve suçu başkalarının üstüne atmak çok kolaydır. Birçok anne, kızında hoşuna giden bir şey olunca kendine nispet eder. Ama kötü bir huyu varsa o kız ya halasına çekmiştir, ya babaannesine. Babaannesine benzeyen çocuğunu diğer çocuklarından az seven anneler tanıyorum. Anneden almadığı sevgiyi nereden alacak o çocuk? Yahut annenin gözden çıkardığı bir çocuk, kimin ahlâkıyla ahlâklanacak? Elbette kim değer verirse onun ahlakıyla…
Bugün değer vermediğin evladın, yarın değer veren kötülerin peşinde koşacak. Dahası senin bu ayrıştırıcı ahlakın, senin torunlarında baş gösterecek, nesiller boyu devam edecek ve faturanın en büyük kısmı sana kesilecek. Niye? Çünkü sen ahkâmı biliyordun. Bildiğin halde yapmadın, bildiğin halde önemsemedin. Bildiğin halde ahlakını düzeltmedin ki torunların da, kıyamete kadarki neslin de düzgün fertler olsaydı.
Kendimizi düzeltmek zorundayız. Kendimiz için değilse bile evlatlarımız, torunlarımız için. İnsan bazen kendisine değer vermez ve gözünü karartıp başına gelecek her şeyi kabullenir. Ancak bu kabullendiğimiz şeyin, torunlarımız için de bir kader olabileceğini unutmamalıyız.