Çocuklar ölmesin

M. Zülküf YEL

Çocuklarımızın ömrü, kelebeklerin ömründen daha kısa olmaya başladı. Birçok coğrafyada neredeyse kelebekler bile çocuklarımızdan daha uzun yaşamaktadırlar. Biz, çocuklarımızın dramını defaatle yazdık; ama zalimler çocuklarımızın kanını içmeye doymadılar. Zalimler, çocuklarımızın kanıyla abdest almakta veya vaftiz olmaktadırlar. Zalimler çocuklarımızı katlettikçe, biz de bu dramı ve vahşeti yazmaya devam edeceğiz. Avazımızın çıktığı kadar bu günahsız meleklerin dili olmaya çalışacağız.

Ölmeden birkaç saat evvel ne diyordu Suriyeli minik çocuk?

"Her şeyi, Allah'a anlatacağım"

Bir başka çocuk şöyle diyordu:

" Ey ölüm meleği, çok açım, canımı çabuk al ki cennette ekmek yiyeyim"

Yine bir başkası zalimlerin kendisine uzanacak ölüm elini beklerken şöyle diyordu:

"Çocukları, büyükleri öldürdükleri kurşunlarla değil, küçük kurşunlarla öldürürler, değil mi?"

Bu minik masum evlatlarımızın bu ve buna benzer sözlerini her okuduğumda boğazım düğümlenir, İnsanlığımdan utanırım, yerin üstünde yürümektense yerin altında olmayı dilerim.

Çocuklarımızın en büyük düşmanı, canavarlaşan zalimlerdir. Zalimlerin savaş oyunlarının kurbanları çocuklar olmaktadır. Çocuklarımız ya bombalarla paramparça olmakta veya açlıktan ve hastalıktan kırılmaktadır. Kimse çocuklarımızın kanının ve canının hesabını sormamaktadır. Kan ve savaş baronlarının tek derdi kendi çıkarlarıdır. Çocuklarımızın canı, onların dünyasında sadece birer ayrıntıdır; bir istatistik veya bir sayıdır. Onların dünyasında bir damla petrol, bir çocuğun kanından ve canından daha fazla değerlidir. Çocuklarımız her katledildiğinde de vahşi eylemlerine mazeret bulmakta gecikmezler.

Ya açlıktan ölen evlatlarımız... Çocuklarının can çekişe çekişe ölümünü çaresizce seyreden anne ve babalar...

Biz, çocuklarımıza bir kelebek kadar bir ömrü reva gördüğümüzden her gelen çocuklarımızı öldürüyor. Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Afganistan'da, Filistin'de gök kubbe çocuklarımızın başına yıkılıyor. "Direniş ekseni" diye belirtilen Suriye'de Esed ve müttefikleri, Yemen'de ise Suud rejimi, çocuklarımızı ya bombalarla ya da açlıktan öldürüyor. Ancak Amerika ve israil'e attıkları bir kurşun yok. Bu ümmetin içerisinde bunca cani türeyince, Haçlılar ve Siyonistler de bu vahşet seremonisine katılmaktan geri kalmıyorlar.

Amerika, Rusya, israil ve bilumum kâfirler, kanlı ağızlarını çocuklarımızın bedenleri ile temizlemeye çalışmaktadır. Rusya ve Amerika, bombalarıyla çocuklarımızı hayattan koparmaktadırlar. Arakan'daki vahşi Budistler çocuklarımızı doğramakta ve yakmaktadırlar.

Doğu Guta ve Yemen'deki çocuklar bu ümmetin utancıdır. Kuşatma ve bombalarla öldürülen her çocuk bu ümmetin vebalidir. Bu vebal, belleri bükecek kadar ağırdır. Yarın Aziz ve Celil olan Allah'ın huzurunda kimse, "maslahat, konjonktür, eksen" deyip bu işin içinden sıyrılamaz. Bu masumların sahibi Allah'tır.

Yarın dehşetten gözlerin yuvalarından fırlayacağı gün, perçemlerinden yakalanan zalimlere, kulakları sağır edecek şu soru sorulacaktır:

Bu çocukları hangi suçtan dolayı öldürdünüz?

Ey abdestli ve abdestsiz eli ve ağzı kanlı zalimler, ey çocuklarımızın kanı ile gusleden veya vaftiz olan zalimler ve zalimlere sessiz kalan dilsiz şeytanlar, işte bu büyük hesaplaşmaya hazır olun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.