Savaş ve kargaşanın en çok acı çekeni maalesef çocuklar, bebekler…
Güneydoğu Asya'da bulunan Arakan'dan, Güney Asya ve Orta Asya sınırlarında bulunan Afganistan'a; yine ecnebilerin tabiriyle Ortadoğu'daki Suriye, Irak ve Filistin'den, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Kızıldeniz kıyısında bulunan Yemen'e kadar ki coğrafyanın tümünde yaşanan sıkıntıların en acı çekeni çocuklar ve bebekler…
“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” buyruğuna muhatap olanların coğrafyalarında yaşanan katliam ve tehcirin sonuçları: Aç kalan çocuklar, bebekler; ölen veya öldürülen çocuklar, tüyü bitmemiş gençler…
Çocuklarımız aynı zamanda geleceğimiz… Onların yaşadıkları travmaların asırlar boyu siyasi, idari ve ekonomik etkisi görülüyor/görülecektir.
Farklı gerekçelerle Suriye bataklığına gömülen gençlerin yaşattığı travmanın bir benzeri veya daha kötüsü; idamlarına daha çocukken karar verilen neslimiz, çocuklarımız, bebelerimiz…
Tarihteki Firavunların aksine sadece erkekler değil veya Mekke cahiliyesi müşriklerin yaptığı gibi sadece kız çocukları değil; kız ve erkeklerimiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz, bacılarımız daha küçük yaşta öldürülüyor veya ölümü isteyecek kadar ağır şartlarla karşı karşıya bırakılıyor.
Sadece 2017'den bu yana Arakan'dan Bangladeş'e göçmek durumunda kalan çocukların sayısı 380 bini aştı.
Kayıtlara göre Avrupa'da bulunan mülteci çocuk sayısı 170 bin ve bunun 96 bini kayıp...
Peki, bütün bunlar, yalnızca elin gâvuru saldırılarıyla mı oluyor? Tabi ki hayır!
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir' anlayışına sahip ümmetin çocuklarının Yemen'de göz göre göre ölümleri İslam ümmeti için utançların en büyüklerinden olsa gerek.
Evet, Yemen'de kendilerine Müslümanım diyen zalimlerin bombaları ve ambargoları sebebiyle açlığa duçar çocuklar, bebekler…
Ülkenin 27 milyon olan nüfusunun dörtte üçü şu anda bir tür insani yardım olmadan yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Halkın büyük bir çoğunluğu, bir öğün yemek bulsa da bir sonraki öğünü bulup bulamayacağını bilmiyor.
Uluslararası yardım kuruluşu Save the Children, Yemen'de bir milyon çocuğun daha açlık tehdidi altına girdiğini açıkladı.
Böylece toplam ülkede açlık tehdidi altına giren çocuk sayısı 5 milyon 200 bini buldu.
Rapora göre, "2018 sonuna kadar 36 binden fazla çocuk hayatını kaybedebilir"
ABD'ye milyar dolarlar aktarmada beis görmeyen Suudiler ile koalisyon ortaklarının aralıksız saldırıları sonrası yükselen gıda fiyatları ve ülkenin para biriminin değer kaybı çok daha fazla ailenin gerekli gıdayı tedarik etmekte zorlanmasına neden oluyor.
Suudilerin son olarak ülkeye yardımların giriş kapısı olan Hudeyda liman kentine yönelik saldırı başlatması, gıda konusunda yeni krizlerin yaşanabileceği endişesine neden oldu.
Bilge Aliya'nın dediği gibi, ‘tok olan'ın tehlikesi bitmiyor. Bilge Kral, ‘Hayvan ancak aç olduğu veya bir tehditle karşı karşıya bulunduğu zaman; insan ise, tok ve güçlü olduğu zaman tehlikelidir' diyor.
Dünyadaki çocuk ölümlerinin geneline bakıldığı zaman da, adaletsiz hegemonyanın ve buna yol açan, ‘tok-obur'un etkisini fark etmek zor değil.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, yani UNICEF 'in Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası ile ortak yayımladığı son rapora göre, çocuklar her gün hatta her saniye ‘önlenebilir hastalıklar'la ölüyor. Rapora göre, 2017 yılında her 5 saniyede bir 15 yaş altı çocuk ‘önlenebilir hastalıklar' nedeniyle hayatını kaybetti. Ve geçen yıl beş yaş altı çocuk ölümlerinin yarısı, sahra altı Afrika ve yüzde 30'u Güney Asya'da meydana geldi. Raporda, sahra altı Afrika'da her 13 çocuktan birinin, 15 yaşından önce öldüğü bilgisi de paylaşıldı.
Şu bir gerçektir ki; ‘dünyanın bir yanında açlıktan -veya ‘sıradışı' nedenlerden- ölenler varsa şayet, öte tarafta -şöyle veya böyle- haklarına girenler vardır demektir.'
Selam ve dua ile...