Çocuklara oruç tutma alışkanlığı nasıl kazandırılmalı?

​Psikolojik ve fizyolojik olarak oruç tutmaya hazır olan çocukların, dini değerleri özümseyebilmesi için oruç tutmaya teşvik edilmesi gerektiğini belirten Psikolog Kerem Gümüş, çocuğun alışkanlık kazanması için bu tutumun faydalı olacağını söyledi.

Geleceğin büyükleri olan ve hayata hazırlık aşamasındaki eğitimlerinin çoğunu küçük yaşta alan çocuklara oruç tutma alışkanlığının nasıl kazandırılması gerektiği hakkında İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Kerem Gümüş, psikolojik ve fizyolojik anlamda oruç tutmaya hazır olan çocukların, mükellef olmasa bile dini değerlerini özümsemesi için, yarım gün bile olsa oruç tutarak alışkanlık kazanmasının faydalı olacağını ifade etti.

"Ramazan ayının farklı bir ay olduğunu çocuğa hissettirmek gerekir"

Ramazan ayı gelmeden önce çocuklarla birlikte evde bir hazırlık yapılmasının faydalı olacağını söyleyen Gümüş, "Çocuklar oruç tutmalı ama burada çocuk konusunu netleştirmek gerekir. Oruç tutmak dinimizde ergenliğe girmeyenlere farz değildir. Bu yüzden ergenliğe girmemiş bir çocuğa oruç tutması için baskı yapmak manasız olur. Fakat din ve değerler eğitimi için ergenliğe kadar beklemek çok geç olur. Burada çocukları dini anlamda psikolojik bir hazırlığa sokmak gerekir. Ramazan ayı geldiğinde bu ayın farklı bir ay olduğunu çocuğa hissettirmeliyiz. Belki evin duvarının, kapısının süslenmesi gibi bir etkinlik yapılarak küçük yaşta Ramazanı sevdirecek etkinliler yapmak gerekir." dedi.

"Oruç tutmanın gerekliliği hikmetle anlatılmalıdır"

Gümüş, "Çocuk, psikolojik ve fizyolojik açıdan ibadete hazırsa yavaş yavaş oruç tutmalıdır. Burada anne-baba çocukla birlikte ortak karar vermelidir. Burada, ‘artık sen büyüdün buna dayanabilirsin’ ya da ‘oruç tutmamak büyük günah artık oruç tutmalısın’ gibi suçlayıcı, küçük düşürücü ithamlarda bulunmamak gerekir. Bu yüzden ‘Allah’ın bizden güzel bir isteği var. Biz sürekli yemek yiyoruz ve vücudumuz yoruluyor. Bu sebeple Allah bizden oruç tutarak dinlenmemizi istiyor. Aynı zamanda aç kalan insanları da anlamamız için bize bir fırsat veriyor. Biz de onun için oruç tutuyoruz’ şeklinde tamamen pozitif cümlelerle çocuğa orucu anlatmak gerekir. Böylelikle sağlığı el verdikçe çocuk doğal olarak bu ibadete yönelmeyi tercih edecektir.

 

"Oruç tutma hevesi olan çocukların hevesini kırmamalıyız"

Çocuk eğitiminde her alanda olduğu gibi öncelikle iyi bir model olmak gerektiğini vurgulayan Gümüş, "Ramazan geldi yine aç kalacağız, uyku düzenimiz bozulacak, aç aç nasıl çalışacağız gibi cümleleri çocukların yanında kullanmamak gerekir. Daha çok şükür, sevgi, mutluluk, paylaşmak gibi duygulara odaklanmak gerekir. Oruç tutma hevesi olan çocukların hevesini kırmamalıyız. Belki alternatifler sunulabilir. Belki çocuk oruç tutamayacak ama sorumlu olmadığı için bozsa da sorun olmaz. ‘iki saat tutalım yarım gün tutalım, şimdi değil istersen hafta sonu tutalım’ şeklinde alternatifler sunulabilir. Böylelikle çocuk önceden kendisini hazırlamış olur. İftar ve sahurda çocuk yardım etmek istiyorsa muhakkak hevesini kırmadan yardımcı olmasına izin verilmelidir." diye konuştu.

"Ramazanın sevgi, paylaşma ve hoşgörü ayı olduğu çocuklara öğretilmelidir"

Büyüklerin her konuda çocuklara örnek olmaları gerektiği ve her şeyi yanlarında konuşmamaları gerektiğini hatırlatan Gümüş, dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde aktardı: "Ramazan ayında insanlar aç ve susuz kaldıkları için bir takım halsizlikler hissedebilir, bazen öfkelenebilir. Ancak aç kalmanın, öfkelenmenin suçunu Ramazana atmamak gerekir. ‘Ramazan Ramazan böyle yapılır mı? Bu şekilde çalışılır mı? Bu Ramazanda uğraştığımız şeylere bak’ gibi söylemler kullanmamak gerekir. Ramazan hiçbir şeye engel değildir. Hayatın rutin akışında olan şeyler sadece aç ve susuz kalındığı için duygusallaştırılıyor. Bunu mümkün olduğunca çocukların yanında söylememek gerekir. Çünkü bu, çocuğun Ramazan ayına, oruca olan muhabbetini zedeler. Mümkün olduğunca birlik, paylaşma, sevgi, hoşgörü ve empati (duygudaşlık) ayı olduğunu çocuklara aşılamak gerekir. Yine başka insanlara saygılı olmasını, kendisi oruç tutamasa bile başkalarının yanında yemek yememesi gerektiği öğretilmelidir. Ya da etrafında tutmayan, tutamayanlar olsa da asla bunlara kötü söz söylenmemesi gerektiğini ifade etmek gerekir."

Sınava hazırlanan öğrencilerden de oruç ile ilgili soruların geldiğini belirten Gümüş, sağlık açısından bir sorun olmadığı takdirde sınava hazırlanırken de oruç tutulması gerektiğini ve oruç tutmanın dersi anlamaya engel olmadığını söyledi.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!
"Bilinçli bir irade sahibinin (Vacib-ül Vücud) varlığı zorunludur"