ŞIRNAK - Cizre Mustazaflar Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Ferhan Dündar'la Cizre'de çocuklardaki ahlaki bozulma ve konudaki çalışmaları konuştuk.
Çocukta oluşan ahlaki yozlaşmanın ileriye yönelik yansımalarının çok kötü olaylara sebebiyet vereceğini belirten Dündar, bundan da toplum olarak hepimizin sorumlu olacağına dikkat çekerek, önlem alınmazsa toplum olarak başa çıkılmaz bedeller ödeyeceğimizi ve herkesin ve her kesimin bunu bilmesi gerektiğini ifade etti.
Sayın Başkanım; Cizre Asri Mezarlığının, "Bali" çeken çocukların mekânı haline geldiğini duyuyoruz. Bu konuda ne yapılabilir, bir çalışmanız var mı?
-Öncelikle duyarlılığınızdan dolayı sizlere yönetim kurulum adına şükranlarımı sunarım. Bir toplumun geleceği çocuklarıdır, ne yazık ki, duyuyoruz manevi geçmişi olan Cizre'mizde son zamanlarda Asri mezarlık çocukların "tiner ve Bali" çekme üsleri olmuş adeta. Bu konuda Cizreli bayanlardan çokça şikayet duyuyoruz. 'Korktuklarını rahat bir şekilde mezarlıklara ölmüşlerini ziyarete gidemediklerini, Buna bir çare alınması lazım' diyor. Biz dernek olarak 2007'de üye ve gönüllülerimizle 4 haftalık mezarlık temizlik kampanyasını düzenledik, 15 römorka yakın pis malzeme çıkardık, o zaman dahi mezarlığın duvar bölümlerinde çok sayıda bali kutusu ve naylon birikintilerini topladık, bireysel olarak bu işi takip etmeye, rehabilite hizmetlerini bazen aileleriyle, bazen bali çeken çocuklarla yapıyoruz. Bu konuda gerek Resmi gerekse de Sivil Toplum Kuruluşlarıyla ortak çalışma yapmak için hazırız.
Peki, Cizre'de beyaz zehirle (esrar-eroin) tanışma yaşı 13-14'e düştüğü öne sürülüyor, Bu konuda görüşünüzü alabilir miyiz?
-Ne yazık ki, duyduklarınızı biz de duyuyoruz, taze ve körpecik çocuklarımızı esrar ve eroinle tanıştıran, enjekte edenlerin insanlıktan nasibi yoktur, yine bu zehrin mezarlıklarda, sokak aralarında bazı internet kafelerde belli bir amaç için yapıldığını da duyuyoruz. Bunların kötü sonuçlarını bazen tanıdık aile çocuklarında net olarak görebiliyoruz. Bu zehrin zerk edilmesi bireysel olmayıp siyasi bazı emeller için de yapılıyor. Bilinçli bir şekilde çocuklarımızı hem manevi hem de maddi anlamda zayıflatmak, çocuklarımızı ailelerine meydan okur seviyeye getirmek için de bu yapılıyor. Buradan diyoruz ki, kimin ne emeli varsa ellerini çocuklarımızdan çeksinler. Çocuklarımız geleceğimizdir, toplumumuzun sağlıklı teminatıdır.
Sokak çocukları günden güne çoğalıyor, buna paralel bugüne kadar ne tür çalışmalarınız olmuştur?
Öncelikle size bu sorunuzdan dolayı ayrıca teşekkür ederim. Biz, kapanan eski "Mustazaflar ile Dayanışma Derneği" olarak 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarında yaz dönemlerinde halka açık 07-11 yaş arası çocuklarımıza namaz seminerlerini verdik. Ortalama her sene kız-erkek ayrı 4 defa seminer verdik, her seferinde 250'ye yakın çocuğumuz katıldı. Çocukları namaza teşvik konusunda eğitimler verdik, ödüller verdik. Çünkü biliyorduk ki, Namazla tanışan, Namazın önemini kavrayan çocuk bali, tiner vb. alışkanlıklara tevessül etmez, anne-babasına saygısızlık yapmaz, çevresine saygılı, derslerine düşkün bir kişilik kazanır, ondan dolayı Namaz seminerlerini son derece önemsiyoruz, Aynı şekilde 11-16 yaş arası çocuklarımıza İslami şahsiyetin kazandırılması için onlarca seminer verdik. Aynı şekilde çocuk sahibi ailelerle örnek çocuk yetiştirme, ahlaklı çocuk yetiştirme konusunda onlarca seminer verdik. Çok verimli olan bu seminer, konferansları verdik ve vermeye de devam edeceğiz inşallah. Hatta tüm okullarda "Güzel ahlak ve güzel ahlakla yaşamak" seminerleri için Mülki idare amirliğinden izin istedik, öncesinde onay verildiği halde, sonra dersler aksar ve seminer çokluğu gerekçe gösterilerek her ne hikmetse verilen olur geri çekildi.
Çocukların bozulmasında en büyük etken sizce ne olabilir?
- Çocuklar taklit ederek büyür. Başkasını model alarak yaşamak ister. Çocuklarımız hemen hemen her günlerini bir şiddet sarmalının içine itilerek geçiriyor. Bir yandan "Savaşçı" olma yükü bindiriliyor bir yandan da "Gaz, cop, tazyikli su, şiddet ve hapishane" yaşamlarının merkezine oturtuluyor. Durum böyle olunca çocuğun yaşama umudu sönüyor, geleceği ve istikbali için hesapları kalmıyor. Artık onun için kurtuluş; başıboş kalmak, anne babasını dinlememek, sokakta kalmak, tinerci olmak," bali çekmek", uyuşturucunun her çeşidini kullanmak, taciz ve tecavüzcü olmak, internet kefelerine mahkûm olmak, okuldan kaçıp eğitim almamak, kavgacı olmak ve nihayetinde bir canavar olarak büyümek. Peki, bu çocuklar hayattan niye koparılıyor? Niye onları bu hale getirmek için minicik bedenleri üzerinde siyaset yapılıyor? Niye çocuk ile suç kavramları yan yana anılmaya getiriliyor? Bunun müsebbibi kim veya kimler? Bakın kim tehlikede, kim bayram yapıyor? Bu çocuklar niye bu kadar pervasızca savruluyor? Biz sorunu irdelediğimiz zaman sorunun kaynağı siyasi olaylar en büyük etken olarak karşımıza çıkıyor. Hiç kimseye yarar sağlamayacağı kesin olan bir şey var, olan yine çocuklarımıza oluyor, olan yeni nesle oluyor. Bunun hesabını kim veya kimler verecek? Bilinçli veya bilinçsiz yapılıyor olması bir yana, maksatlı veya maksatsız yapılıyor olması bir yana, geleceğimiz olan çocuklarımızın bu derece tahribatlara maruz bırakılması hiç kimsenin hakkı değildir. O zaman başta ebeveynler olmak üzere sorumluluk sahibi kanaat önderlerinin, herkesin ve her kesimin bu konuda harekete geçip duyarlılık göstermesi lazım ki bir an önce çocuklarımızı koruyalım ve kurtaralım.
Peki, son olarak bu olumsuzlukların önlenebilmesi için gerek ferdi, gerek resmi ve gerekse de Sivil Toplum Kuruluşları olarak neler yapmak lazım? Bizi bu konuda bilgilendirir misiniz?
- Öncelikli olarak çocukların kişiliklerini özgürce geliştirme koşularını yaratmaya gayret göstermeliyiz.
- Çocukları siyasete alet etmekten kaçınmalı ve bu konuda şiddetten uzak ortamlarda sosyal-kültürel aktivitelerde bulunmalarına zemin hazırlamalıyız.
- Polisin, insan sağlığına ciddi zarar verdiği biber gazı gibi malzemelerin çocukların arasına atmasına son verilmesi sağlanmalıdır.
- Çocuklarımızın sağlık ve ruhsal gelişimleri için İnternet kafeleri, playstation salonları gibi oyun yerlerinin denetimleri sık sık yapılmalı, Ruhsatı olmayanların ise kapatılmaları sağlanmalıdır.
- Başta Mülkü idare amiri olmak üzere, Kaymakamlık, Emniyet müdürlüğü, Milli eğitim müdürlüğü, Sağlık müdürlüğü, Belediye başkanlığı, Müftülük, Özel eğitim kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşları her kurum ve kuruluş ortak ya da kurum bazında kamu yararına yönelik toplantılar yapıp çocuk ve gençlerin ıslahı için projeler geliştirilmeli.
- Tiner, esrar, eroin, bali gibi zararlı alışkanlıklardan kurtarmak için sağlık müdürlüğü kontrolünde tedavilerinin yapılması için önlemler alınmalıdır. Bu konuda diğer kurumlarla işbirliği içerisine girmelidir.
- Halkın bilgilendirilmesi için ilçe müftülüğü tarafından gerek vaazlarda, gerek ziyaretlerde, gerek Kur'an kurslarında gerekli bilinç aşılanması fedakarca yapılmalıdır. Gerekiyorsa Milli eğitimle işbirliği yapıp okullarda sunumlar yapılmalıdır.
- Sokak çocuklarının tespiti halinde belediye ve emniyetin ortaklaşa proje yapıp, çocukların sosyal hayata kazandırılması için gerekiyorsa iş yapmaları sağlanmalıdır. Boş olan kişi boş işlerle uğraşır.
- En önemlisi Rehabilitelerin ücretsiz yapılması için kurumlar arası işbirliğinin yapılması sağlanmalıdır. (Tahirhan Osal - İLKHA)