Mahallede bulunan 35 evin müşterek tapuya sahip olmasından dolayı yıkılıp yeniden yapılamadığını dile getiren Mahalle Muhtarı Abdulkadir Geylani Taş, gerekli tüm girişimlerde bulunduklarını anacak herhangi bir sonuç alamadıklarını belirtti.
Eski devlet hastanesinin yıkıldığını ifade eden Geylani Taş, bir hastanenin Adıyaman'ın nüfusunu kaldıramadığını ve hastane yapılması şartıyla devlete bağışlanan 25 bin metrekarelik alanda yeni bir hastanenin yapılmasını yetkililerden istedi.
Parkın bazı ağaçlarından dolayı MOBESE'lerin görüntü alamadığını belirten Geylani Taş, sıkıntının giderilerek parkın güvenliğinin sağlanmasını ve çevresine park edilen kamyonların tehlike arz etmesi nedeniyle kaldırılarak çocuklar için emniyetli bir oyun alanı oluşturulmasın istedi.
Geylani Taş, madde bağımlılarının meskeni haline gelmiş metruk binaların yıkılmasını, mahallelerine okul yapılmasını, Hürriyet İlkokulu'na giden çocuklarının ise trafik tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Ayrıca AKEDAŞ'ın tehlike saçan elektrik tellerini yer altına alması gerektiğini söyleyen Geylani Taş, Akmercan gaz doğal gazın, yaşlı insanları bankaya gönderme sıkıntısına sokmaktan vazgeçip fatura yatıracakları tahsilat bürosu açmalarını ifade etti.
"Hastane 650 bin 700 bin nüfuslu ilimize yetmiyor"
Adıyaman Eğitim ve Araştırtma Hastanesi'nin Adıyaman nüfusunu kaldıramadığın eski hastanenin derhal yapılması gerektiğini belirten Muhtar Taş, "Mahallemiz Adıyaman'ın en merkezi yerinde olduğu için çevremizde sağlık ocakları var. Mahallemizde bulunan Devlet Hastanesinin yıkılmasından sonra çevredeki sağlık ocaklarına gidiyoruz. 15 No'lu Aile Hekimliği mahallemizde bulunuyor. Vatandaşlarımız oraya gidiyor. Şu anda vatandaşalar olarak bu şekilde sağlık hizmeti alıyoruz. Yıkılan Devlet Hastanemizin yeniden yapılmasını istiyoruz. Sayın vekillerimizle, Sayın Valimizle, mahalle sakinleriyle sürekli istişare içerisindeyiz." ifadelerine yer verdi.
Sağlık alanında kullanılması şartıyla hastaneye tahsis edilen 25 bin metrekarelik alanın devlete bağışlandığını ifade eden Taş, "Buranın hastaneden başka herhangi bir şekilde kullanılması mümkün değildir. Biz, buranın hastaneye yeniden çevrilmesi için sayın vekillerimizden ricada bulunuyoruz. Çevre ilerimizde koca koca Şehir Hastaneleri var. Biz, gride kaldığımız kadar kalmışız. Bir hastanemiz vardı, onu da elimizden aldınız. '400 Yataklı Hastanemiz var.' diyorsunuz. Bu hastane 650 bin 700 bin nüfuslu ilimize yetmiyor. Sağlıktan dolayı yaşadığımız sıkıntıların giderilmesi için hastanemizin bir an evvel yapılmasını istiyoruz. Yıkılan hastanemiz geçmişte birçok mahalleye hizmet veriyordu. Şu an iki aile arasında kavga meydana geldiği zaman ikisini de aynı hastaneye götürdüğünüz zaman daha vahim olaylar meydana geliyor. Bir an önce 5 vekilimizin bakanlığa mı gideceksiniz, orada mı yatacaksınız, açlık grevi mi yapacaksınız ne yapacaksanız yapın. Bir an önce hastanemizi yeniden hayata geçirin." dedi.
"Parkta cinayet işlendi"
Mahallede bulunan parkın güvenlik açısından sıkıntılı olduğunu geçmişte burada cinayet işlendiğini belirtten Taş, "Parkımızı güvenli hale getirelim' dedik. 'MOBESE'ler ağaçlardan dolayı görüntüyü alamıyor.' denildi. Belediyenin ilgilendiğini söylediler. Belediyeye bildirdik, 'Tamam' dediler. Geçen dönemden beri ne bir aydınlatma ne de bir kamera yerleştirilmedi. 'Biz, burada bulunan taziye evine kamera koyduk, siz de aydınlatmayı yapın' dedik. Belediye Başkanımız Süleyman Kılınç, aydınlatmanın yapılması için talimat verdi fakat biz, bir türlü yaptıramadık. Elektrikçi gelip ölçüp biçip gidiyor. Ağanın kahrı çekiliyor, azabın kahrı çekilmiyor. 'Bize 20 gün müsaade et.' dediler. 3 ay oldu gelen olmadı. Muhtarlar Müdürü Aysun Hanım ve Fen İşleri Müdürü Zeynel Sağlam'ın haberi var. İki elektrikçiye sözümüzü geçiremiyoruz. Telefon ediyorum 'Muhtarım arama, biz biliyoruz.' diyorlar. Madem biliyorsunuz niçin gelip ışıklandırma yapmıyorsunuz, asıl göreviniz bu değil mi? Eğer yetiştiremiyorsanız Belediyeye sesleniyorum: Yetiştiremiyorsan dışarıdan hizmet al, personel alımı yap. Halkın güvenliğin her şeyin önündedir. Geçmişte burada cinayet işlendi, madde bağımlıları akşamları buraya geliyor. Buradan Belediye Başkanımıza sesleniyorum: 'Siz talimat verdiniz ama talimatlarınız yerine gelmedi." ifadelerini kullandı.
Parkın çevresine park edilen kamyonların çocuklar için tehlike oluşturduğuna değinen Taş, "Mahallemizde bir metre devlete ait boş alanımız yok. Boş alana parkımızı yaptık. Çocuklarımız güvenli bir şekilde oyun oynayamıyor. Çünkü burası kamyon parkına dönmüş. Çocuklar karşıya geçerken sıkıntı yaşıyor. Karşıdan gelen araçlar trafik kazalarına sebebiyet veriyor. Şu ana kadar 3-5 çocuğumuzun yaralandığını biliyoruz. Çocuk korkudan düşerek yaralanıyor. Trafik Şube Müdürümüz mahallemizde bulunan parkın çevresindeki kamyonların buradan kaldırılması için gerekli çalışmayı başlatmalıdır." dedi.
"Durmadan dolaşıyoruz bir sonuca ulaşamıyoruz"
Mahalledeki en önemli sorunun tapusu olmayan evlerin sorunu olduğunu dile getiren Taş, kurumlar arasındaki koordine eksikliğinden de şikâyet ederek "Bu sorun, yaklaşık 60 yıllık bir sorundur. Bu sorunu yaşayan 35 ailemiz var. Biz, bu müşterek tapu sorununu bir türlü çözemiyoruz. Vatandaşlar iç içe girmiş durumdadır. Devletin bu duruma bir an önce el atması gerekiyor. Geçmiş dönemde Valimiz Nurullah Naci Kalkancı, Belediye Başkanımız, Tapu Müdürümüz ve halkımızı bir araya getirdi. Valimiz Nurullah Naci Kalkancı, Tapu Müdürüne bu işin çözülmesi için yazı yazdı. Tapu Müdürlüğü, dilekçeyi tekrar belediye gönderdi. 'Bu bizim işimiz değil, belediyenin işidir.' dediler. Belediye inceleme yaptı o da 'Bu bizim işimiz değil.' dedi. Durmadan dolaşıyoruz bir sonuca ulaşamıyoruz. Bize yeniden evlerin ölçümünü yaptırmamızı istediler. Her kesin vekalet vermesini istediler. Fakat ölmüş olan bir vatandaşın birçok varisi var, onları hepsini nereden bulup getireceğiz. Her biri, bir memlekette yaşıyor. Bu insanları nasıl bulacaksın? Bir metre kare arazi için imza olmadan işler yürümüyor. Peki nasıl olacak. Devletin, bu işe bir el atması lazımdır. Herkes oturduğu yerden razı olduğu için mevcut evlerin ölçümü yapılarak tapuları verilmelidir. Vatandaşların evleri yıkılmak üzeredir. Evini yapamıyor, yaptığı zaman ruhsata alamıyor. Çünkü tapusu yok." şeklinde konuştu.
"Metruk binaların yıkılmasını istiyoruz"
Madde bağımlıların mekanları haline gelen metruk yapıların yıkılması için gerekli çalışmanın yetkililer tarafından başlatılması gerektiğini belirten Taş, "Mahallemizde 4 adet metruk binamız var. Valilik ve Emniyet Müdürlüğü kanalıyla ölçümünü yaptırtarak devlete bildirimde bulunduk. Bunların derhal yıkılması gerekiyor. Çünkü Cumhurbaşkanımızın da bu konuda açıklaması var. Binlerce metruk bina Türkiye genelinde yıkılmış. Ama bizim mahallemizdeki 4 metruk bina yıkılmadı. Madde bağımlıları oraları mesken etmiş. Emniyet mensupları metruk binaları denetleyip gerekli işlemleri yapıyor olsalar dahi mahalle halkı yine de rahatsız. Çünkü 'neden polis gelip orada onlarla uğraşsın, biz neden rahatsız olalım' diyorlar. Adıyaman Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Emniyet Müdürlüğünün bu metruk binalardan haberi var. Bir sorunumuzda bu metruk binalardır." dedi.
"AKEDAŞ'la ilgili sorunumuz var"
2011 yılından bu yana yer altına alınması gereken elektrik tellerinin yer altına alınmadığını söyleyen Taş, " AKEDAŞ 2011 yılında özelleştikten sonra mahallemizdeki 9 sokağın elektrik telleri yer altına alınmadı. Ve halen binaların balkon önlerinden geçen elektrik telleri var, bu da maalesef tehlike saçmaktadır. Bunun düzeltilmesi içi defalarca AKEDAŞ'a dilekçe yazdık. Sayın Valim, biz AKEDAŞ'a vergimizi veriyoruz, bir gün fatura geçtiği zaman elektriklerimiz kesiliyor neden hizmet edilmiyor? Bazı trafolarımız var, yeterli gelmediğinden elektrik kesintileri yaşanıyor. Memleketimize sahip çıkılsın. AKEDAŞ bir yandan vuruyor Akmercan gaz doğal gaz bir yandan vuruyor, öbürü öte yandan vuruyor. Adıyaman'ın yüzde 98 'i doğalgaz kullanıyor ama maalesef doğalgaz faturası yatıracak yerimiz yoktur. Akmercan'a seslenemiyorum: Fatura yatıracağımız tahsilat bürosu açın, lütfen. İnsanları bankaya göndermeyin, yaşlı insanlar bankada saatlerce kuyruğa giriyor. Bu konuda vatandaşlardan çok büyük bir şikâyet var. Akmercan yetkilileri paraya kıyıp bir an önce tahsilat bürosu açsınlar." ifadelerini kullandı.
"Mahallemizde okul yok"
Mahallelerinde herhangi bir okulun bulunmadığını öğrencilerin dört ayrı mahalledeki okula gitmek zorunda kaldığını belirten Taş, "Kendi mahallemizde herhangi bir okul yok. Çocuklarımız göçebe şeklinde oradan oraya, oradan oraya gidiyor. Bu sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Çocukların rahat bir şekilde, huzurlu bir şekilde gidip gelmeleri gerekiyor. Özellikle Hürriyet İlkokulu'na giden çocuklarımız karşıya geçerken trafik sorunu yaşıyorlar. Oraya 'dur' diye tabela asılmış ama araç kullanan vatandaşlar buna çok dikkat etmiyor." şeklinde konuştu.
"Birinin ölmesi mi gerekiyor ki ondan sonra devlet bu işe bir el atsın"
Tapu sorunu yaşadıklarını dile getiren mahalle sakinlerinden Mustafa Babacan, "Evlerimiz müşterek yapılardır. Bu durumdan kurulmak için muhtarımızı sıkıştırıyoruz. Muhtarımız yetkililerle toplantı yaptı. Hepimizde bir anlaşma var. Herkes kendi arsasından razıdır. Kimse kimseden bir şey istemiyor. Herkes evinin bulunduğu alana müstakil tapu verilmesini istiyor." dedi.
Mahallede başka sorunların da olduğunu belirten Babacan, "Parkın güvenlik ve ışıklandırma sorunu var. Mahallemiz de okul yoktur. Okul yapılırsa güzel olur. Mahallemizde yer altına alınmayan elektrik tellerinin olduğu sokaklarımız var. Elektrik tellerinin yer altına alınması gerekiyor. Mahallemize hastanenin yeniden yapılmasını istiyoruz. Bir hastamız olduğu zaman sırtlayıp götürebiliyorduk. 400 yataklı hastaneye gittiğimiz zaman 15-20 gün bekleme sırası veriyorlar." ifadelerini kullandı.
60 yıldır Turgut Reis Mahallesinde oturduğunu belirten Aziz Akman, "Babamdan kalan bir toprak evim var. Verasetcilerle kendi aramızda anlaştık ama mahalle komple müşterek tapu olduğu için bu işin içerisinden çıkamıyoruz. Devletin bir an evvel bu işin çözümü noktasında olaya el atması lazımdır. Bir defa yetkililerle camide toplantı yaptık ve bu durumu gündeme getirdik. Vatandaş olarak büyüklerimizden bir an önce bizim bu sorunumuzu çözüme kavuştursunlar. Babadan kalan bu toprak evin çöküp altında birinin ölmesi mi gerekiyor ki ondan sonra devlet bu işe bir el atsın. Biz, vatandaş olarak hizmetimizi yapıyoruz ama hizmetimizin karşılığını alamıyoruz. Bundan dolayı da üzgünüz. Benim elimde 29 tane isim listesi var. Hangi kapıya gittimse o kapılar kapandı. Tapuya gittim, beni belediyeye yönlendirdiler. Belediyeye gittim, onlarda bana, 'Dışarıdan bir harita mühendisi tutun, bu işe siz de el atın, biz de al atıyoruz.' dediler. Devlet bize yardımcı olmalıdır. Sonuçta iş belediyede bitiyor. İmar bölümü ve harita bölümünün hepsi belediyededir." şeklinde konuştu.
70 yıldır mahallenin devam eden tapu sorununun olduğu dile getiren Mehmet Ayaz, "Evlerimiz müşterek tapulu olduğundan ne yıkabiliyoruz ne de yapabiliyoruz. 'Müteahhit geliyor, yapalım' diyorlar. Müşterek tapu olduğundan dolayı vazgeçiyorlar. Biz, tapu sorununa bir çözüm bekliyoruz. 70 yaşındayım, 70 yıldır bu sorun var. Yetkili mercilere gittik, çözüm yoktur. Kimse çözüm üretmiyor. Devletin bu işe bir çözüm bulmasını istiyoruz." diye konuştu.
"Bir depremde evin çökme tehlikesi var' diye korkuyoruz"
Çocuklarının kendilerine ayrı oda istediğini dile getiren Kadriye Has, "Tapularımız müşterek olduğu için ne yapabiliyoruz ne de satabiliyoruz. Gücümüz sadece bu evi almaya el verdi. Aldığımız da çok kötüydü. Varımızı, yokumuzu buraya verdik. Ağaçları hep kurt yemiş, tavanını yaptık ama sürekli toprak dökülüyor. Evim eski olduğu için bir şey alamıyorum, sadece idare ediyorum. Kimseden para istemiyoruz, tapu sorunumuzu halletsinler yeter. Nereye başvurduysak bir sonuç alamadık. 'Evin tavanı çökmesin' diye altına destek amaçlı direk yerleştirdik. 'Bir depremde evin çökme tehlikesi var' diye korkuyoruz. Çocuklar kendilerine ait odalarının olmasını istiyorlar. Neticede çocuklar başkalarında gördüklerini kendileri içinde istiyor." ifadelerini kulandı.
Kadriye Has'ın çocukları Cumhurbaşkanına, "Tayyip Dede! Evimizi yap, tapularımız olsun, odalarımız olsun." diye seslendi.
Mahalle sakinlerinden Yusuf Akın ise sıkıntıları ile ilgili şu sözlere yer verdi:
"Bizim arsalarımız müşterektir. Bundan dolayı sorunumuzu çözemiyoruz. Tapuya gidiyoruz 'Belediyeye gidin.' diyorlar. Belediyeye gidiyoruz, karşımızda bir muhatap yoktur. Bizler komşular olarak anlaşıyoruz. Herkes hakkına razıdır. Burayı bir müteahhide versek dahi kabul etmiyor. Biz, devletin bu sorunumuza çözüm üretmesini istiyoruz. Vergimizi, elektrik paramızı, çöp vergisini veriyoruz. 1958'den beri aynı yerde aynı evdeyiz."
İLKHA