Bingöl’de Peygamber Sevdalıları Platformu Bingöl Koordinatörlüğü tarafından organize edilen, “Hazreti Muhammed’i Anlama ve Sünnetini Yaşama” temalı mevlit etkinliği, Peygamber sevdalısı halkın yoğun katılımıyla gerçekleşti.
Bingöl Şehir Stadyumu'nda zaman zaman yağmurun da yağdığı etkinliğe katılan Bingöl halkı, ellerinde tevhit bayrakları, dillerinde tekbirlerle, Peygambere olan sevgisini bir kez daha gösterdi. Mevlit programına, Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi, HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, Bingöl’ün tanınan âlimlerinden Molla Sahip Korkutata ve binlerce peygamber sevdalısı katıldı.
Sunuculuğunu İbrahim Kılıç'ın yaptığı etkinlik Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra Bingöl Mevlithan Grubu Mevlidi Şerif okurken, salâvatlara katılımcılar da eşlik etti.
“Resulullah'ı anlamayan, onun sünnetini de yaşayamaz”
Programın açılış konuşmasını yapan Peygamber Sevdalıları Platformu İl Koordinatörü Ömer Aşkın, Platform olarak yıllardır etkinlikler düzenlediklerini söyledi.
Aşkın, şunları dile getirdi: "Allah şahittir ki amacımız, en güzel insan olan Muhammed Mustafa'nın (sav), o güzel ahlakını, o güzel sevgisini ve o güzel duruşunu, imanını ve ahlakını ümmetinin kalbine, gönlüne, hayatına nakşetmektir. Bizler bu gaye ile hareket etmekteyiz. Platform olarak Bingöl’de, Efendimizin hayatı ile ilgili Siyer Sınavı gerçekleştirdik. Bingöl’de yaklaşık 10 bin katılımlı Siyer Sınavı düzenledik ve 110 kardeşimiz ödül kazandı. Bu da halkımızın Muhammed aleyhisselatu vesselama olan sevdasını gösteriyor. Bu yılki temamız 'Resulullah'ı Anlamak ve Sünnetini yaşamaktır.' Resulullah'ı anlamayan, onun sünnetini yaşayamaz. Onu okuyamayan onu anlayamaz. Onu anlayamayan onu anlatamaz ve onu anlatamayan örnek olamaz.”
Aşkın’ın selamlama konuşmasının ardından katılımcılara Zazaca hitap eden Bingöl’ün tanınan âlimlerinden Molla Sahip Korkutata, Hz Muhammed (sav)’in hayatından kesitler anlattı.
Daha sonra sahne alan Hikmet Kıyançiçek ve grubu ilahi ve ezgiler seslendirdi.
İlahi ve ezgilerin ardından katılımcılara hitap eden İlahiyatçı Cihan Üzer, Hazreti Peygamberin hayatından kesitler anlatarak, "Bingöl’ün şehir stadında Bingöllüler olarak buraya Peygamber Efendimize olan aşkımızı, sevdamızı, muhabbetimizi göstermek için geldik." dedi.
“Anamız, babamız, canımız, ruhumuz, malımız sana feda olsun Ya Resulallah”
Üzer, şunları söyledi: “Bunu özellikle küçük kızlarımızın başlarındaki örtü, çarşaflı bacılarımız, yaşlı dedelerimizin gözlerindeki sevgide okuyoruz. İnşallah Peygambere olan sevgimiz, peygambere olan sevdamız, peygambere olan aşkımız sonuna kadar devam edecektir ve hiçbir güç buna engel olamayacaktır. Biliyorsunuz bu seneki etkinliğimizin ana teması “Hz. Muhammed’i Anlama ve Sünnetini Yaşamak”tır. Şimdi Kur’an-ı Kerim'in tabiri ile Kur'an-ı anlarsak Hazreti Muhammed’i anlamış oluruz. O, yaşayan, yürüyen ve ete kemiğe bürünmüş bir Kur’an’dır. Biz ona bakarak Kuran-ı anlıyoruz, bize Kur’an-ı anlatan da odur. Sahabenin Peygamberimizi nasıl anladığını anlarsak Peygamberimizi anlarız. Biz biliyoruz ki sahabe Peygamber’in yanına gidince “Anam, babam sana feda olsun Ya Resulallah” derdi. Bütün sahabeler bunu söylüyordu. Biz de Bingöl’ün bu stadından haykırıyoruz, çocuklarımızla, yaşlılarımızla, annelerimizle, bacılarımızla haykırıyoruz ve diyoruz ki “Anamız, babamız, canımız, ruhumuz, malımız sana feda olsun Ya Resulallah.”
“Her şey Peygamberin gölgesi altında şerefli olabilir”
“Hz Muhammed sersemleşen bu dünyanın aklıdır.” diyen Üzer, “Merhametini kaybetmiş bu dünyanın vicdanıdır. Bu dünyadaki bütün idareciler, bütün sistemler, bütün ideolojiler ancak ve ancak Peygamberin gölgesi altında şerefli olabilir. Onun dışında hiçbir şekilde ne kendilerinin bir şerefi olur ne insanlara bir şeref kazandırabilirler ne de insanlığa bir kurtuluş kazandırabilirler.” dedi.
“Hazreti Muhammed’in Medine’de Mekke’de inşa ettiği Asr-ı Saadeti İstiyoruz”
Üzer şunları kaydetti: “Televizyon ekranlarından bize sözde medeniyet, sözde çağdaşlık sunuyorlar. Aslında bunlar suret değiştirmiş firavunlardır, bunlar suret değiştirmiş nemrutlardır. Biz Müslümanlar asla ve asla onları taklit etmeyeceğiz, onların medeniyetine de çağdaşlığına da inanmayacağız. Diyeceğiz ki 'Sizin medeniyetiniz kocaman bir enkaz bıraktı, o enkazın altında çığlıklar, feryatlar, gözyaşları vardı. Bundan dolayı biz sizi istemiyoruz. Biz Hazreti Muhammed’in Medine’de Mekke’de inşa ettiği Asr-ı Saadeti İstiyoruz.' Bu nasıl olacak? Önce kendimizden başlayacağız, ailemizden başlayacak, çocuklarımızdan başlayacak, eşimizden başlayacak, sokaklarımızdan başlayacak, caddelerimizden başlayacak işte burada gördüğünüz gibi stadlardan ve alanlardan başlayacağız ki Hazreti Muhammed’in medeniyeti yeryüzüne hâkim olsun, Hz. Muhammed’in sistemi yeryüzüne hâkim olsun ki insanlık kurtulsun.”
“İyi bir nesil istiyorsak Peygamber Efendimizin ahlakını öğretmeliyiz”
Bilim adamlarının Hazreti Peygamberi öve öve bitiremediklerini ifade eden Üzer, “Ama bugün bizim çocuklarımız, maalesef diyorum batı kültürü ile büyüyorlar. Peygamber Efendimiz bir hadisinde buyuruyor ki: ‘Sizler arşın arşın, karış karış, onlara uyacaksınız. Hatta onlar zehirli bir kertenkelenin yuvasına girseler siz de peşinden dalıp gideceksiniz.’ Bugün maalesef, maalesef diyorum bizim çocuklarımız işte televizyon ekranlarında, ya da mankenlerin ya da şarkıcıların ya da popçuların ya da türkücülerin hayatını kendine örnek alıyorsa bunun neticesi tanınmayacak hale gelen çocuklarımız oluyor. Birçok evde bu feryadı duyuyoruz, “Çocuklarımız bizi dinlemiyor, onlara sahip çıkamıyoruz, şunu yapmıyorlar, bunu yapmıyorlar…” Neden? Çünkü biz, çocuklarımıza, evladımıza, Peygamber Efendimizin ahlakını veremedik de ondan. Bugün canlarımız, ciğerlerimiz, yavrularımızın elinden tutmalıyız. Yeni doğan çocuklarımızın kulaklarına ezan okuyarak Peygamberin terbiyesini vermeye çalışıyoruz. Çocuklarımızı uyuturken salavatlarla, zikirlerle yetiştirelim ki tanımadığımız tuhaf nesil konuşmasın. Eğer ki biz çocuklarımızı ezanla, abdestle, dua ile büyütmezsek birileri artistleri, şarkıcıları, mankenleri, ahlaksızları çocuklarımıza sunar ve çocuklarımız da onları taklit eder.” diye konuştu.
“İslam düşmanları yaktıkları bu ateşle evlatlarımızı yakmasınlar”
Üzer konuşmasını şöyle tamamladı: “Her aile olağanüstü hal ilan etmelidir ki kendi çocuğunu, kendi evladını, canlı canlı cehennem ateşine göndermesin. Çocuğumuzu İslam’ın ahlakı ile büyütmezsek Mekkeliler, o cahiliye devrinin insanları nasıl kendi çocuklarını diri diri toprağa gömüyorsa biz de o zaman çocuklarımızı diri diri cehenneme göndermiş olacağız. Allah korusun bizim endişemiz budur, evlatlarımızdır, çocuklarımızdır, gençlerimizdir, ciğerlerimizdir.”
İlahi ve ezgilerle devam eden etkinlik Refik Alpaya’nın yaptığı dua ile son buldu.
İLKHA