“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar taşlar olan bir ateşten koruyun.” (Tahrim: 6)
“Hepiniz çobansınız (mesulsünüz) mesuliyetiniz altında bulunanlardan sorumlusunuz.” (Hadis-i Şerif )
Sünnetullah gereği, insanoğlu çocuklarına düşkündür. Fıtratı, batıl düşünce ve yaşantılarla yozlaşmamış her ebeveyn, kendilerince çocuklarının saadetleri için çabalar. Bu çabalamalar günümüzde, daha çok çocuklara maddi imkânlar sağlamak için gerçekleşmektedir. Ancak ebeveynlerin çoğu, çocukları için hayatlarını feda ettikleri halde, ömürlerinin sonunda onların hayırlı evlatlar olmadıklarını ve haram yollara düştüklerini söyleyerek yakınırlar.
Zira maddi değerlerin merkeze konduğu asrımızda, tüm maddi refaha rağmen yeni nesil geçmişte hiç olmadığı kadar mutsuzdur. Bu mutsuzluk elit kesimlerde daha bir katmerli iken; ekranların tozpembe gösterdiği makyajlı yaşantılara özendirilmeleri sonucu fakir ailelerin çocukları da bu yalancı mutluluğa ulaşmak için her türlü suçu işlemeye itilmektedir. Ve ne hazindir ki böyle bir toplum, ortalığı kasıp kavuran bir gazap ateşi ile birçoğumuzun çocuğunu da elimizden alıp götürmektedir.
Çocuklara neyi, nasıl ve ne zaman öğretmek gerektiği eğitim biliminin öteden beri uğraştığı temel konudur. Bediüzzaman Hazretleri küçük yaştan itibaren İslami eğitim vermenin önemini şöyle açıklar:
“Çocuk küçüklüğünde kuvvetli ders-i imanı almazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı Müslim birisinin İslamiyet'i kabul etmek derecesinde zor olur. Yabani düşer.” ( Emirdağ Lahikası )
Bu noktada, küçük yaşta İslami eğitime başlamanın önemini görüyoruz. Yüce Rabbimiz her insanı İslam fıtratı üzerinde yarattığı için, çocuklarımız bu yönden her türlü İslami eğitim almaya müsaittir. Çocuklarımızın fıtratında var olan bu hak duygusunun bilinçli bir şekilde desteklenmesi hayati bir öneme haizdir. Zira her şeyden önce söz konusu olan, ebedi hayatlarıdır. Allah'ın, rahmet ve merhameti ile kendisini yarattığını bilmek çocuğun ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlar. Çocuklarımızı Allah'ın nimetleri ile müjdelemek ve sevindirmek önemlidir. “Allah'ın azabının ise kötüler için olacağını” belirtmek lazımdır. Çocuğu azapla korkutmak ise sonucu çok zararlı, sık tekrarlanan yanlışlardandır.
Sonuç olarak çocuklarımızın ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı gelişebilmesi ve bunun sonucu olarak dünya ve ahiret saadetine erebilmesinin yegâne yolu, İslami eğitimdir. Rabbimiz hepimizi görev ve sorumluluklarının bilincinde olan ebeveynler kılsın. Çocuklarımızdan insi ve cinni şeytanları uzaklaştırsın. Onları imanlı, ihlaslı, takvalı ve salih evlatlar kılsın.
Amin