MUŞ - Sıklıkla çeşitli sorunlarla gündeme gelen ve kent merkezine sıfır kilometredeki Muş'un Sütlüce köyü yine çöp sorunuyla gündeme geldi. Köy sakinleri, yetkililerin köyün sorunlarıyla ilgilenmemelerinden yakındılar. Yıllardır köyün çöp sorununun bir türlü çözülemediğinden şikâyet eden köy sakinleri, Validen yardım istedi.
"Kimse bize sahip çıkmıyor'
Kimsenin seslerini duymak istemediğinden şikâyet eden köy sakinlerinden Sıddık Aykut, "Burası köy alanı ve yol ağzıdır. Bütün çöpü buraya geliyor. Kimse bize sahip çıkmıyor. Bu halk bu kadar mağdur durumda olmasına rağmen kimse bu halkı dinlemiyor. İnsanlar buraya camide namaz kılmaya geliyor. Bir rüzgâr estiğinde çöpten dumandan boğuluyoruz. Vali ve hanımı köyün ne durumda olduğunu bizzat gelip kendileri gördüler. Bu köyün hali 20 yıldır böyle.'' dedi.
"Kimse Muş'a sahip çıkmıyor''
Muş'un sahipsiz olduğunu ifade eden Koray Çanga ise, "Mahallemizde cami var. Gördüğünüz gibi caminin etrafında hep çöplük ve su toplanmış. Belediye mahallemize bakmıyor. Biz bu pisliğin içinde yaşamak istemiyoruz. Mahallemizi temizlesinler. Bu şekilde pislikle, çöple yaşanmaz. Muş'umuz güzel memleket ama maalesef kimse sahip çıkmıyor. Bu, bu şekilde olmaz.'' şeklinde konuştu.
"Bize insanca muamele etsinler''
20 yıldan beri aynı sorunu yaşadıklarını dile getiren köy sakinlerinden M. Nuri Işık ise, "Biz bu sorunu 20 seneden beri yaşıyoruz. Kaç sefer belediyeye gittik bize "tamam gelip yapacağız, temizleyeceğiz'' dediler, kandırmaca ile gelip bazı yerlere beton döktüler, "tamam, artık su gelmeyecek'' dediler. işte görüyoruz. Bu pisliğin burada olması bu millete hakarettir. Köyümüz hemen şehrin alt kısmındadır. Şehrin ne pisliği varsa hep üzerimize geliyor. Yetkililerden ricamız bize bunları yaşatmasınlar. Biz de insanız. Eğer bize siz insan değilsiniz diyorlarsa o halde biz de kendi kaderimize razıyız. Yok, eğer insansak o halde bize insanca muamele etsinler.'' ifadelerini kullandı.
Artık çöplük içinde yaşamak istemediklerini ifade eden çocuklar, Muş Valisi Vedat Büyükersoy'dan yardım istediler. (M. Şirin Çağlayan - İLKHA)