Çözülme süreci mi?

Hüseyin KAYA

İYİ Parti'nin üst düzey yöneticilerinin peş peşe istifa etmesi “parti dağılıyor mu?” söylentisine neden oldu.

Normalde ilk girdiği seçimde aldığı oy oranı küçümsenecek değerde değil; ancak öyle görünüyor ki, parti, üyelerine ve halka büyük hedefler gösterdi ve şimdi onun sıkıntısını çekiyor.

İstifalarla beraber bir çözülme süreci yaşanıyor görüntüsü var.

Bazıları İYİ parti için “proje partisiydi, tutmadı” yorumunda bulunurken bazıları daha ilginç şeyler söylüyor.

Mesela Fehmi Koru…

Koru yazdığı yazıya şöyle bir başlık atmış: “İYİ Parti misyonunu tamamlamış görünüyor.. Tepedeki istifalar bunun işareti…”

Doğrusu F. Koru'nun sözlerinin “proje partisiydi” diyenlerden pek bir farkı yok!

Bakın Koru, meseleye nereden bakıyor:

“AK Parti iktidarda, Tayyip Erdoğan kendisine ‘Başkan' diye hitap edilmesini yeğleyen Cumhurbaşkanı ve Türkiye ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' ile yönetiliyorsa bugün, ülkemiz bunu, İYİ Parti'ye ve Devlet Bahçeli'ye borçlu.

Hiç kuşkusuz bugünlere Meral Akşener sayesinde gelindi. Hem de onun milletvekili olamama fedakarlığını da üstlenmesi sayesinde…”

Yani…

“FETÖ'nün partisi”, “Küresel sistemin elemanları” denilen İYİ Parti ve Akşener, aslında,  Başkanlık sistemine geçilmesi ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına gelmesi gibi bir misyona sahipti F. Koru'ya göre…

Öyle görünüyor ki, F. Koru çok kızgın ve Akşener'in burnunun sürtmesini istiyor.

Öyle ya…

Akşener olmasaydı, Koru'nun sevgili dostu A. Gül “Çatı adayı” olacak ve Erdoğan'ı devirecekti.

Sonrası mı?

Abdullah Gül ve saygıdeğer eşi dünyadan sanat değeri yüksek resimler paylaşırken F. Koru ise belki de hayalindeki “Hürriyet Gazetesi genel yayın yönetmenliği” koltuğuna kurulacaktı.

Ama işte neler olduğu ortada…

***

İYİ Parti kurucularından Özcan Yeniçeri, partisinden istifa etti.  Yeniçeri'nin gerekçeleri oldukça ilginç:

"Hiperaktif bir karakterim var! Bu kadar aktif, bu kadar kabına sığmayan bir yapıyı sünepe, ıbık, mıymıntı bir yapıda tutamazsın kardeşim."

Özcan Yeniçeri ne söylediğini biliyor mu? Sanmıyorum.

Önce kendisi ve partisi ile ilgili kullandığı kavramların ne anlama geldiğine bakalım:

Hiperaktivite: Çocuklarda plansızlık ve aşırı hareketlilik şeklinde açığa çıkan, dürtüsel bir bozukluktur. Hiperaktif çocuklar, rahatsız edici davranışları kasten yapmazlar. Yani, bu bir tür şımarıklık veya benzeri durum değildir. Hiperaktivite bozukluğu, dürtülerin kontrol edilmesinde yaşanan güçlükten ileri gelir.

Sünepe: Kılıksız, giyimi düzgün olmayan…

Ibık: Bu kelimenin anlamını bulamadım. Kelimeyi yazınca alternatif olarak “ibik” kelimesi öneriliyor ki, herhalde Yeniçeri'nin kastettiği o değildir.

Mıymıntı: İnsanın sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören…”

Şimdi…

Özcan Yeniçeri'de “dürtüsel bozukluk” olduğu için yaptıklarının mantıklı bir izahı yokmuş.

İyi Parti'nin “kılıksız”ı diye kimi kast ettiğini anlamadım.

Yavaş ve mızmızca iş gören kişi Akşener mi, Aydın mı?

Neyse… Benim kafam karıştı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.