Hükümetin çözüm sürecinin maslahatı ile kamu düzeni arasındaki dengeyi sağlayamadığını, bunun 6-8 Ekim olaylarında görüldüğünü belirten Haşim Ay, son yaşanan olaylara bakılınca çözüm sürecinin fiilen bitmiş vaziyette olduğunu ifade etti.
Gazeteci Yazar ve Özgür Der Kocaeli Şube Başkanı Haşim Ay, yaşanan son olayları ve çözüm sürecini İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) değerlendirdi.
PKK ve devletin birbirini suçladığını, PKK açısından çözüm sürecinin pek bir şey ifade etmediğine şahit olduklarını ve bu noktaya kadar çözüm sürecinin Müslümanların aleyhinde işlediğini söyleyen Ay, “Tarafların samimi olmaması sürecin istenilen düzeyde oluşmasını engelledi. Tüm bunlara rağmen komik de olsa bu süreç bir şekilde devam etti ve halen de devam ediyor.” dedi.
“Çatışma ortamı devam etmez”
Çatışma ortamının daha fazla devam edemeyeceğini belirten Ay, neden olarak da PKK’nin buna müsait olmadığını ve ortalığı iyice karıştırdıktan sonra kenara çekileceğini söyledi.
Suruç hadisesinin çatışma ortamı için bir neden olduğunu ifade eden Ay, sözlerine şöyle devam etti: “Bu olayın arka planı ve öncesinin de bilinmesi gerek, çatışma ortamı çıkarılmak istendi ve başarılı da olundu. 6-8 Ekim olayları Suruç hadisesinden farklı değildi, hatta bizim için çok daha moral bozucuydu. PKK cenahı Kobani dayanışması adı altında bir vandalizme imza attı ve bu vahşetin temel muhatapları bölgedeki Müslümanlar oldu. Ama Suruç olayında Müslümanların yanında başka kesimler de muhatap alındı. Bir Müslüman olarak Yasin ve arkadaşlarının ölümü bize daha üzücü geldi” diye konuştu.
Süreç İslami yoldan devam etmeli
‘Bundan sonra çözüm süreci nasıl devam etmeli’ sorusunu Müslümanların kendi aralarında tartışması ve bu meselenin kamuoyuna referandum olarak sunulması gerektiğini dile getiren Ay, “Çok açık gördük ki süreç bu şekilde devam edemeyecek. Eğer toplum sürecin içeriğinden haberdar olursa algı operasyonları da daha kolay püskürtülebilir. Bu bağlamda çözüm süreci elbette devam etmeli çünkü küstürülen, kırdırılan bir halk var, çözüm doğru bir yoldan şarttır. Halklar arasında İslam’ın kapsayıcılığı alan buluyor, bu yol üzerinden devam edilmeli” ifadelerini kullandı.
“Sürecin tek kazananı PKK oldu”
Çözüm süreci kapsamında hükümetin belli bir bölgeyi PKK’ye teslim ettiği algısının kamuoyunda geçerliliğinin olduğunu belirten Ay, “Hükümet bu hususları bitirecek adımlar da atmalı ve bununla beraber bir gerçek var. Haklı olarak kamuoyunun bir kısmı bahsedilen kaygıları yaşadığı için bu hususlar meydana geldi. Çözüm sürecinin kazananı maalesef PKK oldu. PKK yıllardır bölgede paralel bir devlet kuruyordu ve çözüm süreci bu durum için fırsat oldu.” şeklinde konuştu.
“Rojava’da kazanılan bir başarı yoktur”
Rojava’da kazanılan bir başarının olmadığını vurgulayan Ay, Esad ve diğer güçlerin olaya göz yumduğunu ve o bölgenin YPG’nin kontrolüne bırakıldığını belirtti.
Ay, “PKK/YPG bu bölgede İslami yapıların da nefes almasına izin vermiyor, kendinden başka kimseye hayat hakkı tanımıyor. PKK çözüm süreci adı altında Türkiye’de bulduğu rahat ortamı kullanıp askeri yatırımının çoğunu Rojava’ya yaptı. Rojava’da kazandığı statükoyu korumak için de çözüm sürecini her an satabileceğinin sinyalini veriyordu. Neticesinde böyle oldu.” dedi.
“Çözüm sürecine İslami kesimler de dahil edilmeli”
Sürece İslami kesimlerin de dahil edilmesi gerektiğine dikkat çeken Ay, Kürt halkının menfaatlerinin gözetilmediğini ve sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda PKK’nin Türkiye Kürdistan’ında daha fazla yatırım yapması ve taşkınlık çıkarmasına yarayacağını belirtti.
Devletin bazı noktalarda PKK’nin elini güçlendirdiğini ve Müslümanları sıkıntıya soktuğunu kabul edip özeleştiri yapmasının gerektiğini vurgulayan Ay, Erdoğan ve Davutoğlu’nun da etraflarındaki şahısların güvenirliklilerini sorgulaması gerektiğini söyledi.
Bölgede sadece PKK’nin muhatap alınmaması gerektiğini ifade eden Ay, süreçten en fazla zarar gören Mustazaflar Cemiyeti, HÜDA PAR ve diğer İslami aktörlerin sürece derhal dahil edilmesi gerektiğini söyledi. (Enes Çetin/Bilal Akbulut - İLKHA)