Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan bu haftaki Cuma hutbesinin başlığı “Takva: En Hayırlı Azığımız” oldu.
Türkiye genelinde olduğu gibi Mardin’de de vatandaşlar, Cuma namazı için camilere akın etti. Cuma namazı için namaz öncesi hazırlık yapan vatandaşlar, ezanın okunmasıyla camilerin yolunu tuttu.
Mardin'in Merkez Artuklu ilçesindeki Şakir Nuhoğlu Camisi’nde cuma hutbesini okuyan İmam Abdullatif Bilgin, en hayırlı azık olan takvanın önemine dikkat çekti.
“Takva; Peygamberimizin izinden yürümektir”
İmam Bilgin, şunları söyledi: “Peygamberimiz (s.a.s), genç sahabi Muâz b. Cebel’i Yemen’e elçi olarak tayin etmişti. Uğurlarken onunla birlikte yola çıktı ve bazı tavsiyelerde bulundu. Muâz bineğinin üstünde gidiyor, Resûl-i Ekrem de onun yanında yürüyordu. Allah Resûlü (Sallahu Aleyhi Veselem) tavsiyelerinin sonunda şöyle buyurdu: ‘Ey Muâz! Bu seneden sonra benimle karşılaşamayabilirsin, belki de ancak şu mescidime veya kabrime uğrarsın.’ Bu sözler üzerine Muâz (r.a), Peygamberimizden ayrılmanın üzüntüsüyle ağlamaya başladı. Allah Resûlü ise yüzünü Medine’ye doğru çevirerek şöyle buyurdu: ‘İnsanların benim gözümde en üstün olanları, kim olurlarsa olsunlar ve hangi makam ve mevkide bulunurlarsa bulunsunlar, takva sahibi olanlarıdır.’ Aziz Müminler! Takva, kul olarak Allah’a karşı maddi ve manevi bakımdan sorumluluklarımız olduğunu bilerek yaşamaktır. Rabbimizin emirlerine itaat edip O’nun hoşnutluğunu kazanmaktır. Rızasını kaybettirecek işlerden kaçınarak O’nun rahmetinin gölgesine sığınmaktır. Takva, Cenâb-ı Hakkın bizlere mükemmel bir örnek ve eşsiz bir rehber olarak gönderdiği Sevgili Peygamberimizin izinden yürümektir.”
“Allah için takva sahibi olun”
“İlahî rahmete ve himayeye mazhar olmak ancak takva ile mümkündür.” diyen Bilgin, “Nitekim hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı hakkıyla takva sahibi olun ve ancak Müslüman olarak can verin.’ Hakkıyla takva sahibi olmak, her an kendini Allah’ın huzurunda hissetmeyi, saygıda kusur etmemeyi ve O’na derin bir sevgiyle bağlanmayı gerektirir. Bu haliyle takva, Rabbimizin azabını gerektirecek işler yapmaktan ve O’nun huzuruna yüzü kara çıkmaktan endişe etmektir. ‘Ey iman edenler! Allah için takva sahibi olun. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın!’ ayeti gereği, ahiret için bugünden hazırlık yapmaktır.” diye konuştu.
“Takvanın yeri kalptir ancak belirtileri bedendedir, sözdedir, davranıştadır”
Peygamber Efendimizin (Sallahu Aleyhi Veselem) bir defasında, eliyle göğsünü işaret ederek üç kere “Takva işte buradadır” diye buyurduğunu hatırlatan Bilgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Evet, takvanın yeri kalptir ancak belirtileri bedendedir, sözdedir, davranıştadır. Takvanın huzur veren etkisi, ibadetlerimizde, iyi işlerimizde ve güzel ahlakımızda kendisini gösterir. Takva bilincimiz, kötülük ve haramlardan kaçınmakla kuvvetlenir; dürüstlük ve samimiyetle kemale erer. Takva müminin kalkanıdır. Yüreğine düşen titreme, vicdanına dokunan sestir. Günahlarla arasına çekilen set, sevaplarla kurduğu ünsiyettir. Öyleyse takva sahibi bir mümin, kalbini fitne ve fesattan, dilini yalan ve iftiradan, gözünü harama bakmaktan korur. Elini haksızlığa uzatmaz, ayağıyla kötülük yolunda koşmaz. Bile bile günah işlemek bir yana, şüpheli şeylere dahi meyletmez. Zira muttaki bir mümin bilir ki, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek ona dünyada mutluluk, ahirette kurtuluş getirecektir.”
“Rabbimiz katında bize değer kazandıran yegâne ölçü takvadır”
“Takva, Rabbimiz katında bize değer kazandıran yegâne ölçüdür.” diyen Bilgin, “Çünkü dinimize göre üstünlük ölçüsü mal, mülk, makam, meslek, ırk ve cinsiyet değildir. ‘Allah katında en değerliniz, en derin takva bilincine sahip olanınızdır’ ayeti bu gerçeğe işaret etmektedir. İman ile şereflenen, takva elbisesine bürünen, tertemiz bir kalbe ve salih amellere sahip olan kişi, insanların en faziletlisidir. İşte Allah (celle celaluhu), böyle muttaki kimselerle beraberdir. Onların dostudur. Cenneti ve içindeki benzersiz nimetleri de muttakiler için hazırlamıştır.” dedi.
“Hayatımızı takva ile bereketlendirelim”
Nefsin doyumsuz arzularına, şeytanın aldatmasına kanıp dünya ve ahiret saadetinin heba edilmemesi konusunda uyarılarda bulunan Bilgin, hutbeyi Peygamberimizin şu hadisiyle bitirdi: Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Bilerek veya bilmeyerek bir kötülük işlersen peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. Bir de insanlara güzel ahlâkla davran!”
İLKHA