Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, helikopter ile Saat 14.36'ta Ağrı'ya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Ağrı 12. Mekanize Piyade Tugay ve Garnizon Komutanlığına gelişinde, Vali Musa Işın, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Yaşar, İl Jandarma Komutanı Albay İlker Temel, İl Emniyet Müdürü Metin Turgay Karabulak ve öteki yetkililer karşıladı.
İlk olarak Ağrı Valiliğini ziyaret eden Erdoğan, daha sonra eşi Emine Erdoğan ile birlikte otobüsle Erzurum Caddesi'ndeki Orgeneral Yakup Gürkaynak Kışlası'nı ziyaret etti.
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programları kapsamında Ağrı Dörtyol Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Diyarbakır'daki patlamanın ardından kendisine yönelik, ‘Bana ulaşacağına Diyarbakır halkından özür dilesin’ dediğini belirterek, "Ben niye özür dileyeceğim? Eğer özür dileyecek biri varsa sensin, sen. Zira 6, 7, 8 Ekim tarihlerinde benim Kürt kardeşlerimi sokağa döken sendin. 50 kişinin ölümüne neden olan sendin" dedi.
Belediye ve özel sektörün, bu işleri yapamadığı için İl Özel İdaresini devreye aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşallah yakında Ağrı'nın doğalgazla buluşacağı bilgisini de paylaştı.
" Bu tür bir vahşete vesile olan sendin "
Sözlerinde muhalefete yüklenen Erdoğan, CHP ve HDP Genel Başkanlarını eleştirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Ana muhalefetin genel başkanı 'proje' der, 'vaat' der, yapılmış işleri söyler. Biz yapmışız. Sadece bu kadarla da kalmaz, akşam söylediğini sabah inkar eder. Hatta yüzü kızarmadan aynı şeyleri tekrarlamayı sürdürür. Eş başkanların partisine gelince, demokrasiyi, barışı, özgürlüğü dilinden düşürmez, ama bölgede silahla, baskıyla, şiddetle milleti canından bezdirir."
"Dün, Diyarbakır'da asla tasvip edemeyeceğimiz bir olay gerçekleşti, iki vatandaşımız öldü, Allah'tan rahmet diliyorum" diyen Erdoğan, "Dün akşam canlı yayında bu konuyla ilgili açıklamalarımı yaptım, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavirliği'nden de yazılı olarak ayrıca açıklamalar yapıldı. Fakat eş Başkan beyefendiye ulaşmak mümkün değildi. Daha sonra açıklama yapıyor, 'Bana ulaşacağına, Diyarbakır halkından özür dilesin.' Ben niye özür dileyeceğim? Eğer özür dileyecek birisi varsa sensin, sen. Zira 6, 7, 8 Ekim tarihlerinde, benim Kürt kardeşlerimi sokağa döken, 50 kişinin ölümüne neden olan sendin. Ölen Kürt kardeşlerimdi, öldüren de yine Kürtlerdi. Bu tür bir vahşete vesile olan sendin. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Bizim kitabımızda hiçbir zaman kan yoktur. Bizim kitabımızda hiçbir zaman, 40 yıllık siyasi hayatımda kan yoktur. Ama siz daha siyasette çıraksınız, tehditle yürüyorsunuz" ifadelerine yer verdi.
Erdoğan, şöyle konuştu: "İşte Van'da, belediyenizin bilboardlarında musluktan kan akıyor. Musluktan kan akar mı? Su akar. Ama bunların durumu bu. Şırnak'ta olan olayları biliyorsunuz. Siirt'te, muhtarın öldürülme olayını biliyorsunuz. Bölücü terör örgütüyle iş tutuyorsun. Zaten abin dağda. Beraber yürüyorsunuz. Kimliğin belli, kişiliğin belli, kalkıp bize 'Milletten özür dile'. Ben milletimle iç içeyim. Milletime bu tür şeyleri asla biz reva görmedik. Şimdi de bütün güvenlik güçlerimiz, bunun araştırmasını, incelemesini yapıyorlar. Nerede, kimler tarafından, nasıl olduğu, çıkacak meydana. Ne diyor? 'Eskişehir mitinginde bunu söylemeliydi'. Eskişehir mitinginde, o buluşmada, zaten henüz ben henüz daha buluşmaya çıktığımda bundan haberim yok. Çıktıktan sonra, arkadaşlarım haberi veriyorlar. Fakat biz çırak değiliz. Siz ise bir Saat sonra CNN'de programa çıkıyorsunuz, yani Telefonla bağlantı kuruyorsunuz. Çünkü, Doğan medyasıyla şu anda iyi iş tuttular. Beraber yürüyorlar."
"Hepsi aynı safta"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün birbiriyle yan yana gelmesi mümkün olmayanların, şimdi aynı safta olduğunu bildirerek şunları ifade etti:
"Pensilvanya ile Kandil'i bir araya getiren güç, bu milletin hem maddi hem manevi varlığını hedef alan güçtür. Milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyle, bölücü örgütün güdümündeki partiyi aynı söylemde buluşturan gücün bu milletin hayrını, iyiliğini düşünmesi mümkün mü? Hırsları, değerlerin önüne geçmiş olanların bu ülkenin ve bu milletin geleceğini düşünüyor olabilmesi mümkün mü?
Şahsımıza ve hükümete yönelik saldırıların gerisindeki düşmanlık tutkalının bileşimini milletimiz görmüyor sanıyorlar. Siyaset mühendisliği hesaplarıyla milli iradenin, milletin tercih hakkının etrafına duvar örenlerin niyetini milletimiz anlamıyor mu zannediyorsunuz? İşte asıl mühendisler yarın sandıkta işbaşında olacak. Kim onlar? Millet."
Paralel Yapı'ya da değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Devlet içinde devlet kurma gayretinde olanlar var. 40 yıldır meğerse buna çalışıyorlarmış. 1999'da kaçıp gitti. Nereye? Pensilvanya'ya. Neden kaçıp gittin? İnzivaya çekilmiş öyle diyorlar. İnzivaya çekilmek için Mekke, Medine daha iyi değil mi? Ama üst akıl öyle söyledi. Şimdi küçük imamlar da takıldı peşlerine. Onlar da kaçıyor. Ne dedim başbakanken: 'İnlerine gireceğiz' dedim. Girdik mi? Kovalıyor muyuz? Kovalamaya devam edeceğiz. Çünkü bu ümmeti, bu milleti kimse parçalayamaz, parçalatmayacağız. Ne gerekiyorsa hukuk içerisinde bunu sonuna kadar yapacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra, vatandaşlara satranç takımları hediye etti. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)