Cumhurbaşkanı Erdoğan 'İslam Zirvesi'nde konuştu

İslam İşbirliği Teşkilatı 13'ncü İslam Zirvesi'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Müslümanlar olarak üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi geliyor, ırkçılık fitnesi geliyor." dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı 13'ncü İslam Zirvesi'nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslümanların üstesinden gelmesi gereken sorunların başında mezhepçiliğin ve ırkçılığın geldiğini söyledi.

Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen İslam İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Zirvesi, İstanbul Kongre Merkezi’nde, üye ülkelerin heyet başkanlarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından karşılanmasıyla başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve başbakan düzeylerindeki konuklarını, zirve aile fotoğrafının verileceği platformda karşıladı.

Zirve alanına gelen her heyet başkanı ile yakından ilgilenen ve kısa sohbette bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuklarıyla basın mensuplarına ikili görüntü de verdi.

Karşılamanın ardından kongre merkezine geçen konuklar, aile fotoğrafı çektirdi. Zirve Beştepe Camii İmam Hatibi Adem Kemaneci Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

"Üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi geliyor"

Açılışta bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezhepçilik ve ırkçılığa değindi. Erdoğan şöyle konuştu: "Müslümanlar olarak üstesinden gelmemiz gereken sorunların başında mezhepçilik fitnesi geliyor, ırkçılık fitnesi geliyor. Her zaman ifade ettiğim gibi benim dinim Sünnilik de değildir Şiilik de değildir, benim dinim İslam'dır. Ben tıpkı 1 milyar 700 milyon kardeşim gibi sadece ve sadece bir Müslümanım. Diğer tüm farklılıklar bu inancımın, bu sıfatımın gerisindedir."

Erdoğan, "Sözüm ona İslam adına, Müslümanlık adına her gün mazlumlara saldıran, onların canlarına kasteden, mallarını yağmalayan terör örgütleri asla bu mukaddes dinin temsilcisi olamaz. Çünkü bizim dinimiz barış dinidir, sulh dinidir." dedi.

İslam dünyasının bu zirvede beklentilerinin olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü dünyanın dört bir yanından mağdurların, mazlumların çığlıkları yükseliyor. Maktullerin yürek parçalayan görüntüleri geliyor. Maalesef bu çığlıkların ve görüntülerin kahir ekseriyeti Müslümanlara aittir. İslam dünyası şu an yüzünü İstanbul'a, bu zirveye dönerek, buradan çıkacak güzel haberlere kulak açtığını, kulak verdiğini görüyorum, buna inanıyorum." ifadelerini kullandı.

"İhtilafları değil ittifakları, husumeti değil muhabbeti güçlendirmeliyiz"

Erdoğan şunları kaydetti: "Bizler Müslüman olarak, İslam ülkeleri olarak ne kadar birbirimize düşersek, umudunu bizlere bağlamış olan masumlar o kadar çok sıkıntıya maruz kalacaklardır. Böyle bir vebali üstlenemeyiz. Bunun için bölücü değil birleştirici olmalıyız. İhtilafları değil ittifakları, husumeti değil muhabbeti güçlendirmeliyiz. Çünkü yaşanan çatışmalardan, çekişmelerden, düşmanlıklardan zarar gören sadece Müslümanlardır, sadece İslam ülkeleridir."

Erdoğan, İstanbul merkezli bir İİT Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi kurulması önerisinin kabul gördüğünü belirtti.

Nükleer Güvenlik Toplantısı'nda konuşmacıların ikircikli konuşmalarına hatırlatan Erdoğan, "Kaldı ki Ankara, İstanbul, Lahor'daki terör eylemlerinde yüzlerce insan öldü. Brüksel'de, Paris'te de 9-10 tane bir tanesinde, 30 tane bir tanesinde öldü. Fark etmez, bir kişi de ölse tüm insanlığın ölümü gibidir. Ama onları söylerken Ankara'yı, İstanbul'u, Lahor'u niye söylemiyorsunuz? Burada da bu ikircikli davranış bizleri üzmektedir. Terör örgütlerinin tamamına karşı aynı kararlılıkla mücadele edilmek zorundadır." diye belirtti.

"Onlar müdahale ederken oralardaki petrol için müdahale ediyorlar"

Erdoğan, şöyle devam etti: "Niçin biz Müslümanlar olarak aramızdaki bu tür ihtilaflarda, bu tür terör eylemlerinde başkalarından yardım bekliyoruz? Biz bunu kendimiz çözmeliyiz. Bunlara biz kendimiz müdahale etmeliyiz. Biz etmiyoruz, başkaları müdahale ediyor. Onlar müdahale ederken oralardaki petrol için müdahale ediyorlar, aramızdaki huzuru sağlamak için değil."

Filistin meselesine de değinen Erdoğan, "Filistin ile birlikte tüm bölgede kalıcı barış sağlanmasının yegane yolu bir an önce işgalin sona ermesi ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in kurulmasıdır." dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çağrı

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Müslümanların tek bir daimi temsilcisinin olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Örneğin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde dünya nüfusunun 4'te 1'ini teşkil eden Müslümanların tek bir daimi temsilcisi var mı? Yok. Geçici üye olmanın bir anlamı var mı? Yok. Karar, 5 üyeden bir tanesi olumsuz davransa iş bitti.  Diyorum ki dünya 5'ten büyüktür. Artık dünya, 1. Dünya Savaşı'nın şartlarında değildir. Dünyada şartlar değişti. Öyleyse Birleşmiş Milletler'in reforme edilmesi şarttır. Adil bir dünya bekliyorsak, bunu beklemek hakkımızdır." dedi ve  "Buradan bir kez daha Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısının dünya nüfusunun coğrafi ve dini dağılımı göz önünde bulundurularak yeniden belirlenmesi çağrımı tekrarlıyorum." çağrısında bulundu. (İLKHA)







İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!