Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "Sürgünün 75. Yılında Ahıska Türkleri Anma Programı"na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslamofobinin batı ülkelerinde veba gibi yayıldığı bir dönemde, soykırım heveslilerini ödüllendirmek, çok açık söylüyorum, yeni cinayetlere, yeni ırkçı saldırılara, yeni soykırımlara icazet vermek demektir. Kirli ve kanlı siciline rağmen bu şahsı ödüllendirenler, 25 yıl önce Bosna’da işlenen soykırıma da ortak olmuşlardır. Zira bizim değerlerimizde zulme rıza, zulümdür. Nobel Komitesi, hem edebiyat hem de barış ödülü alanında daha önce de benzer vahim kararlara imza atmıştır. Ortada küresel barış ve istikrar adına hiçbir başarısı olmayan, hatta eline masumların kanı bulaşmış kimi siyasetçiler, bu komite tarafından ödüle layık görülmüştür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nobel’in barış çabalarını veya edebiyatta kaliteyi ödüllendirmekten ziyade çoğu zaman siyaset ve toplum mühendisliğinin vasatı olarak kullanıldığını belirterek, "Böylesi hassas bir dönemde, ırkçılığından adeta gurur duyan bir şahsın ödüllendirilmesini biz kesinlikle iyi niyetli görmüyoruz. Bana göre Nobel itibarını tamamıyla kaybetmiştir, Nobel tamamıyla siyasileşmiştir. Nobel, tamamıyla ideolojik kararlar vermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Avrupa’da hemen her gün camilere saldırılırken, Müslümanların can ve mal emniyeti giderek kaybolurken, bu ödül, sadece İslam ve insanlık düşmanlarına cesaret aşılayacaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, akıl, izan ve vicdan sahibi herkesi bu skandala tepki koymaya çağırdığını ve tepkisini dile getiren Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’a hassasiyetinden dolayı teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, lafa gelince insan haklarını kimseye bırakmayanların, söz konusu Müslümanların hakları olunca birden derin bir sessizliğe büründüklerini vurgulayarak, "Bize demokrasi ve hukuk dersi verenler, on binlerce insanın kanını döken diktatörleri ve terör elebaşlarını kırmızı halıda ağırladılar. Kendi vatandaşlarına hak gördükleri demokrasi ve özgürlükleri; Afrikalıya, Asyalıya; Suriyeli, Yemenli, Libyalıya lüks gördüler. Çıkarları uğruna, komşumuz Suriye’de olduğu gibi dünyanın en vahşi terör örgütlerini desteklemekten bir an olsun çekinmediler, utanmadılar." şeklinde konuştu.
Ukrayna’da olayların başlamasının ardından bu ülkedeki soydaşları Türkiye’ye getirdiklerini ve farklı gruplar hâlinde toplam 672 ailenin Erzincan ve Ahlat’a yerleşmesini sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye yerleşmiş Ahıskalıların farklı alanlarda karşılaştıkları sorunların çözümü için de gerekli tedbirleri aldıklarını bildirdi.
"Yerinde Burslandırma Projesi" kapsamında ve Türkiye Burslarıyla Ahıskalı gençlere ücretsiz yükseköğrenim imkânı sunulduğunu, çeşitli projelerle Ahıska tarihine, sanatına ve kültürel mirasına sahip çıkıldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahıska Türkleri’nin yoğun olarak bulunduğu ülkelere yaptığı resmî ziyaretlerde, Ahıska toplumunun temsilcileriyle görüşmeye özel önem verdiğini dile getirdi.
Arzusunun; Ahıska Türkleri’nin on yıllardır olduğu gibi geri dönüş idealinden vazgeçmeden kimliklerine, dillerine, köklü değerlerine sahip çıkmaları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizlerden kimsenin aranıza nifak tohumları ekmesine fırsat vermemenizi bekliyoruz. Enerjimizi iç kavgalara değil, davamızın başarısına teksif edeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun, ülkemiz kurumlarıyla bağlarımızı daima güçlü tutacağız. Mücadelemizi sürdürürken demokratik zeminden asla sapmayacak, art niyetli kimi çevrelerin bu mücadeleye gölge düşürmesine rıza göstermeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’nın "Ahıska" şiirini okuyarak konuşmasını tamamladı.
İLKHA