Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ne Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden canlı bağlanarak, katılımcılara hitap etti.
Zirve’de üzerinde odaklanan her konunun Türkiye ve dünya açısından öneminin geçen zaman içerisinde daha çok anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu Zirve’nin de konusunun "Dijital Çağda İnsan Kalmak" olarak belirlenmiş olmasını çok isabetli bulduğunu kaydetti.
"Dijitalleşme inkârı mümkün olmayan ve herkesin hayatına giderek daha çok dokunan bir gerçektir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, günlük alışverişten ev eşyalarına, siyasetten iş dünyasına, eğitimden adalete kadar her alanda dijitalleşmenin kendisini hissettirdiğini söyledi.
Her kesimden insanın telefon, tablet, bilgisayar ve internetle her an karşı karşıya bulunduğunu ve dijital dünyanın dışında kalmanın giderek daha da zorlaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii her yenilik gibi dijitalleşme de beraberinde yeni sorunları getiriyor. Kendimizden başlayarak çevremizdeki, şehrimizdeki, ülkemizdeki ve dünyadaki tüm ilişkileri kökten değiştiren böylesine kritik bir olgunun bütün yönleriyle değerlendirilmesi hepimiz için ufuk açıcı olacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanı merkeze almayan, ona hizmet etme gayesi taşımayan hiçbir gelişmenin kıymetli ve kalıcı olmasının mümkün olmadığının altını çizerek, "Maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarıyla insana hizmet için çalışmayan her mekanizma sonuçta zulüm üretir. Bunun için ülkeyi yönetirken hep insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibiyle hareket ettik. Bireyden aileye, aileden topluma, insanın söz konusu olduğu her yerde ve her konuda hiçbir ayrım gözetmeksizin bu anlayışı hâkim kılmanın mücadelesini verdik." diye konuştu.
Özellikle kadınların karşı karşıya bulunduğu şiddet ve ayrımcılık gibi sorunların çözümü konusunda çok daha büyük hassasiyet gösterdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gayretlerinde teknolojinin tüm imkânlarını kullandıklarını dile getirdi.
"Az sayıda şirketin tüm dünyanın dijital verilerini kontrol ettiği çarpık durum çok büyük sıkıntıların habercisidir"
"Güçlü bir ailenin temelinde güçlü kadının yattığı, kadının gücünün de kendisine duyulan saygıdan ve haklarını kullanabilme imkânından kaynaklandığını unutmadan yolumuza devam edeceğiz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünya yaklaşık bir asırdır süren küresel siyasi ve ekonomik güç dengelerindeki sarsılmanın sancılarını yaşıyor. Koronavirüs salgını bu sarsıntıyı hızlandırmıştır. Bu süreçte dünyadaki üretim, dağıtım, ticaret, teknoloji ve insan gücü kaynaklarındaki tekelleşmenin nasıl vahim sonuçlara yol açabileceği acı bir şekilde görülmüştür. Gelişmiş ülkelerin salgınla mücadelede yaşadıkları zorluklar, siyasi ve ekonomik gücün tek başına yeterli olmadığını, mutlaka adil bir paylaşımın gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Tabii bu ders yeteri kadar anlaşılmış mıdır derseniz, henüz onun emarelerini göremiyoruz. Tam tersine suçu sığınmacılara, yabancılara, Müslümanlara atarak bu eksiğin üzerinin örtülmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Benzer bir tehdit dijitalleşme konusunda da yaşanıyor. Güvenlik eğitime, sağlıktan enerjiye, bireysel alışkanlıklardan ticari faaliyetlere kadar her alanda giderek yaygınlaşan dijitalleşmenin en büyük zaafı veri kontrolünün tekelleşiyor olmasıdır. Az sayıda şirketin tüm dünyanın dijital verilerini kontrol ettiği bu çarpık durum gelecekte yaşanacak çok büyük sıkıntıların habercisidir. Artık dünyada savaşların bile dijital tabanlı hâle dönüştüğü bir dönemde böylesine bir güç temerküzünün yol açacağı sorunları tahmin etmek zor değildir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asır gibi kısa bir sürede yaşanan bu radikal değişimin sonunun, doğru bir altyapıyla desteklenmez ve adil bir anlayışla yönetilmezse modern köleliğe varacağı uyarısında bulundu.
"Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar"
Etnik ve dini faşizmin acılarını asırlarca çeken, sömürgecilik ve doymak bilmeyen kazanç hırsının ağır bedellerini ödeyen insanlığı bu tehditten korumanın herkesin görevi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düşüncelerini ifade ederken, dijitalleşmeyi reddetmeyi kastetmediğine vurgu yaparak, "İnsan hayatını kolaylaştıracak her yeniliğin başımızın üstünde yeri vardır. Önemli olan, bu sürecin medeniyetimizin ‘yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ yaklaşımıyla yürütülmesidir." dedi.
Teknolojiyi geliştirenin ve üretenin, kullanıcı olan insana karşı sorumluluğunu sadece kazanç parantezine hapsetmenin önüne geçilmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İnsanı maddi ve manevi varlığıyla bir bütün olarak gören bir dijitalleşme hepimiz için hayırlı neticeleri beraberinde getirecektir. Aksi takdirde dünya yeni çekişme, kavga ve hatta savaş tehditleriyle karşı karşıya kalacaktır. Sadece geçtiğimiz asırda yüzlerce milyon insanın hayatına mal olan savaşların yol açtığı ağır yıkımları ve acıları unutmamalıyız. Küreselleşme dediğimiz olgu adı üstünde dünyanın dolayısıyla, insanlığın tamamının kucaklanmasını gerektiriyor. Dijitalleşme yoluyla yeni adaletsizliklerin, yeni haksızlıkların, yeni ötekileştirmelerin ortaya çıkmamasını temenni ediyoruz."
"Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemedik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında Türkiye’ye yönelik 9 bini bulmayan siber saldırı sayısının artık yüzbinlerle ifade edildiğini belirterek, "Akıllı sistemlerle kullanılan saldırıları püskürtmenin yolu, daha akıllı sistemleri geliştirmek ve kullanmaktır. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse, elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerin güvenliği de o derece önemlidir. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemedik. İnşallah bu hususta da en kısa sürede hedeflerimize ulaşacağız." diye konuştu.