Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, Afganistan'da yeni kurulacak hükümete desteğinin olup olmayacağın yönündeki bir soruya Erdoğan, şu anda henüz Afganistan'da bir hükümetin kurulmadığını ve ne gibi bir getirisi götürüsü olacağının belli olmadığını söyledi.
Taliban'ın açıklamalarının ılımlı olduğunu ancak 20 yıl öncesinin açıklamalarıyla, şimdiki açıklamaların örtüşüp örtüşmediğinin bilinmediğini söyleyen Erdoğan, "Buna baktığımız zaman burada tabii tereddütler söz konusu. Burada süreci şu anda bizim hassasiyetle izlememiz lazım. İşte bakın hiç umulmadık anda 200'e yakın insan öldü. Ölenlerin içinde Taliban mensupları da var. Edinilen istihbarata göre, tamamıyla DEAŞ Horasan deniliyor. Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban'ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz." dedi.
20 yıldır Afganistan'a gerek altyapı gerek üstyapı ile ilgili her türlü desteği verdiklerini söyleyen Erdoğan, "Ama gel gör ki, mesela Afganistan'ın kuzeyinde Taliban çok ciddi hasarlar verdi. Mesela şu anda kendisi de bir Türk olan (Raşid) Dostum tehdit altında olduğu için Afganistan'dan çıkmak zorunda kaldı. Şimdi bunlar tabii düşündürücü. Yarın başka ne olur ne olmaz bunları bilemeyiz. Aynı şekilde Afganistan'ın komşusu durumunda olan ülkeler, Azerbaycan'dan başlamak suretiyle, burada Türkmenistan, öbür tarafta Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan hep birlikte Taliban'ın atacağı olumlu adımlara belki ortak olmak isterler." ifadelerini kullandı.
"İstihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor"
Erdoğan, "Biz de bu noktada yardımcı olmak isteriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin belli bir birikimi var, belli bir altyapısı var. Bu birikim ve altyapıyla yardımcı olmak isteriz. Ama yardımcı olabilmek için de kapıların bir açılması lazım. Onun için de şu anda bizim istihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor. Bunun dışında güneyde bazı ülkelerde bir araya gelmek suretiyle görüşmeler oluyor. Hepsinden öte işte şimdi Doktor Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai oralarda bir araya geliyorlar. Onların verdiği sinyaller de bizim için çok çok önemli. Türkiye olarak bizim derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalıdır. Artık Afgan halkı bu kadar yükü çekemez. Ortada 40 milyona yakın bir nüfus var. Devasa bir ülke var. Biz Afganistan'ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da bu anlamda o yaklaşımı görelim." diye konuştu.
"Aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz"
Türkiye'de bazı kesimlerin Taliban'ın muhatap alınmaması konusunda görüşlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye'nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, ana muhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz. 'Taliban’la aynı masaya oturulmasın' diyorlar. Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. Mesela (Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Milorad) Dodik, 'Biz niçin üçüncü bir ülkeyi kalkıp da aramıza sokalım? Erdoğan var, Erdoğan'ı davet edelim. Türkiye var, Türkiye'yi davet edelim. Onlarla biz bu işi yapalım' diye basın toplantısında açık açık söyledi. Ortada bu tür şeyler de var. Ama bu konuda Türkiye'nin muhalefeti, ana muhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var. Özgüvenimizle beraber eğer Türkiye'ye böyle bir şey gelirse, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra da böyle bir işe girmemiz gerekirse gireriz, girmememiz gerekirse girmeyiz.
"Şu anki planımız Afganistan'da diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçiliğin, iki haftadır çalışmalarını geçici olarak Kabil Havaalanında yürüttüğünü belirterek, "Önceki gün yeniden şehir merkezindeki büyükelçilik binamıza döndüler ve faaliyetlerine buradan devam ediyorlar. Şu anki planımız bu şekilde diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde. Planlarımızı güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere göre sürekli güncelliyoruz. Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir." ifadelerini kullandı.
"Taliban'ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır"
"Afgan kadınlarıyla alakalı olarak, biz ülkemizdeki kadınları nasıl görüyorsak Afganistan'daki kadınların aynı hakları yaşaması noktasında elimizden gelen bütün gayretle adımlarımızı atarız." diyen Erdoğan, ancak Afganistan'ın şartlarıyla Türkiye'nin şartlarının aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Erdoğan, "Zaman zaman Afganistan'dan parlamentodan gelen kadın parlamenterler oldu. Onlarla da görüşürdüm. Onlar da kendi kadınlarının duruşunu anlattıkları zaman belli bir ilerleme kaydettiklerini söylerlerdi. Örnek olarak da bizim kadınlarımızı gösterirlerdi. Şimdi burada da tabii Taliban'ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır. Onlar bu konuda da bir değişikliği muhakkak göreceklerdir. Bunların bulunduğu yerde direnmelerinin de herhalde anlamı olmayacaktır. Ve bütün bu görüşmelerde, gelişmelerde, yine az önce söylediğim gibi, bizden istedikleri bir destek olması halinde biz her türlü desteği Afganistan'a veririz ki bu reformist bir yaklaşımdır. Bu reformist yaklaşımda da yine Afganistan böyle bir talepte bulunursa biz bu talebi de yerine getiririz." diye konuştu.
"Amerika, DEAŞ'a karşı da hiç ciddi ve kararlı bir mücadele vermemiştir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, "DEAŞ'ın yüzde 100'ünü devirdim. Suriye'de, Irak'ta devirdik. Şimdi yeni bir DEAŞ var." Açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Doğrusu ben bu açıklamayı hiç doğru bulmuyorum. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil." karşılığını verdi ve şunları ekledi:
Amerika, DEAŞ’ı bitirmemiştir. DEAŞ'a karşı da hiç böyle ciddi ve kararlı bir mücadele vermemiştir. DEAŞ'a karşı dünyada kararlı mücadele eden tek ülke vardır, o da Türkiye'dir. Bu mücadeleyi biz ülkemizde verdik, veriyoruz, şu anda hala veriyoruz. Irak'ta verdik, veriyoruz. Suriye'de verdik, veriyoruz. Acaba onlar dünyanın neresinde DEAŞ ile mücadele vermişler? Eğer bunları bitirmiş olsalardı Irak'takileri bitirirlerdi; Irak'ta bile halledemediler. Bu mücadele şu anda hala devam ediyor. Temennim odur ki şu anda Biden yönetimi Amerika'nın bıraktığı yerden, böyle bir yaklaşımı devam ettirsin ve DEAŞ Horasan’ı halletsinler. Çünkü artık önümüzde şimdi DEAŞ Horasan diye bir şey çıktı. Onlarla bu mücadeleyi sürdürelim. Biz de onlarla beraber adım atarız.
Paşinyan'ın Türkiye açıklamaları
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın, "Türk kamuoyundan bazı net olumlu sinyaller alıyoruz. Bu sinyalleri değerlendireceğiz." açıklamalarını hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Bölgemizde yeni, yapıcı yaklaşımlara ihtiyaç var. Görüş ve beklenti farklılıkları bulunsa da birbirinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı dahil, güven temelinde iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek için samimi bir çaba göstermek, sorumlu bir hareket tarzı olacaktır.Yakın tarihin husumet kaynağı olmaması, sürdürülebilir barış ve birlikte yaşama için yapıcı adımlar atılması gerekiyor. Tek taraflı suçlamalar yerine ileri bakan, gerçekçi yaklaşımlar hakim olmalıdır. Bu yönde ilerlemeye hazır olduğunu beyan eden bir Ermenistan hükümeti ile ilişkilerimizi kademeli olarak normalleştirmek için çalışabiliriz. Artık barış ve istikrarı kalıcı hale getirip ekonomik kalkınma ve bölgesel iş birliği şartlarını sağlamalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
Benzer anlayışla, Azerbaycan da kapsamlı bir barış anlaşması için Ermenistan ile müzakereleri başlatmayı önerdi. 9 Kasım 2020 tarihli üçlü deklarasyonda mutabık kalındığı üzere tüm bölgenin birbirine bağlanması suretiyle, güney Kafkasya'yı dönüştürecek yeni fırsatlar doğacaktır. Bu tarihi fırsatı iyi kullanmak isteyen tüm taraflarla çalışmaya hazırız. 5'li ya da 6'lı bir platform önerimiz ortada. Bu platformun içinde Türkiye, Azerbaycan, Rusya, İran ve Ermenistan var. Hatta biz dedik ki bunun içerisine Gürcistan'ı da koyalım. Eğer bu platform bu şekilde kabul edilmiş olsa öyle zannediyorum ki bölge çok daha rahatlayacak. Çünkü bölgede demir yollarının, otoyolların yapılması gerekiyor. Bu platform olduğu takdirde bu yollar, gönülleri de birbirine bağlayacaktır. Böyle bir adımın atılmasıyla da bölgedeki sıkıntıları aşmış oluruz diye düşündük. Sayın Putin’le bunları görüştüğümüzde mutabık kaldık. Aynı şekilde İlham Aliyev'le mutabık kaldık. Bu arada İran'da Cumhurbaşkanı değişikliği oldu. İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ile de bunu konuşabiliriz. Sonra yeniden bu platformun hayata geçirilmesi için adımlarımızı atarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgalci siyonist rejim ile ilişkileri hakkında, "Biz israil ile ilgili durumları zaten Sayın Cumhurbaşkanı'yla görüşerek gözden geçirmiş bulunuyoruz. Yeter ki başbakan ve diğer bakanlarda bir sıkıntı olmasın. Eğer bu BM Genel Kurulunda Sayın Cumhurbaşkanı orada olursa belki onunla orada da bir görüşmemiz olabilir." ifadelerini kullandı.
"Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında 7"
Seçim barajına ilişkin soru üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barajla ilgili olarak şu anda belirgin hale gelen aslında 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP'li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. Ancak 7 netleşmiş vaziyette. MHP de 7'ye olumlu bakıyor. Bunun altında bir şey olur mu, olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil. Öyle bir şey olursa o da tabii konuşulabilir ama şimdilik böyle bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.