Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki depreme maruz kalan vatandaşlara ve şehirlere geçmiş olsun dileklerini ileterek, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde 12 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 438 vatandaşın da yaralandığını açıklayarak, beş kişinin ameliyatta, sekiz kişinin de yoğun bakımda bulunduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu an itibariyle 17 binada arama çalışmalarımız devam ediyor. Devletimiz, bakan arkadaşlarımızla tüm kurumlarıyla deprem anından itibaren yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımı kurtarmak ve sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir. AFAD, emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimiz ve diğer ilgili kamu personeli, canla başla işlerini yapıyor. Bakanlarımız koordinasyonu bizzat yerinde sağlamak üzere süratle olay yerine ulaşmışlardır. Kurtarma çalışmalarının bir an önce sonuçlanması için tüm imkânları seferber ettik." açıklamasında bulundu.
Binaları hasar gören, depremin şokuyla evlerini kullanamayan vatandaşlara da iaşe ve ibate desteği sağlandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gereken kaynağın hemen aktarıldığını, hedeflerinin yaraları bir an önce sarmak olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ardından Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in arayarak, geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Katar Devlet Başkanı aramış, kendisiyle görüşmeleri yaptık ve 'herhangi bir destek talebi gerekirse bütün imkânlarımızla yanınızdayız' dediler. Kendilerine teşekkür ettik. Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis yine aynı şekilde aradılar. Zira bu depremden Yunanistan da etkilendi fakat görüşmeyi yaptığımız anda onlarda herhangi bir ölüm söz konusu değildi. Fakat etkilendiklerini onlar da söylediler. Sağ olsunlar onlar da 'herhangi yardıma ihtiyaç varsa biz hazırız' dediler. Biz de 'şu anda böyle bir durum söz konusu değil, ama bize düşen bir görev varsa biz de bütün imkânlarımızla Yunanistan'ın yanındayız' dedik. Bunun yanında yine Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev kardeşimiz aradılar. Onlar da 'her türlü imkânımızla yanınızdayız' dediler, onlara da şükranlarımızı bildirdik." dedi.
"Ocak ayında meydana gelen Elazığ ve Malatya depreminin acıları hâlâ yüreğimizde tazeyken İzmir'den gelen bu haber gerçekten bizi derinden üzmüştür" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, her sarsıntıda Türkiye’nin bir deprem kuşağında bulunduğu gerçeğini bir kez daha hissedildiğini kaydetti.
"Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıksız yapı stokumuzu yeniliyoruz"
Afet ve acil durumlara müdahale için uzun süredir üzerinde çalıştıkları planları kararlılıkla hayata geçirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıksız yapı stokumuzu yeniliyoruz. İnşallah ülkemizi her geçen gün afetlere karşı çok daha hazırlıklı hâle getiriyoruz. Bir kez daha İzmirli kardeşlerime geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu acılı günde yardım teklifinde bulunan tüm dost ülkelere, tekrar teşekkür ediyorum." sözlerine yer verdi.
Coronavirus salgını sürecinde canla, başla, fedakârca çalışan sağlık çalışanlarına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının, maalesef, yeni dalgalar hâlinde devam ettiğine dikkat çekti.
Vaka sayısının 45 milyonu geçtiği, can kaybı sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığı salgına karşı, hâlâ kesin ve etkili bir çare bulunamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiilen kullanım aşamasına gelen aşı çalışmalarının, bu konudaki en büyük ümit olduğunu belirtti.
"Yılsonu itibariyle dünyadaki aşı çalışmalarından birini veya birden fazlasını vatandaşlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, bir yandan Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ederken, diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun bir çaba içinde olduğunu anlatarak, "İnşallah önümüzdeki bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulayabilecek aşamaya gelmiş olacağız. Yılsonu itibariyle de dünyadaki aşı çalışmalarından bilim insanlarımızın uygun gördüğü birini veya birden fazlasını vatandaşlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz." dedi.
Aşıyı ilk etapta yüksek risk gruplarından başlayarak, tüm vatandaşlara ulaştırmayı hedeflediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir dönemde gerçekleşen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu’nun dördüncü toplantısını, iş birliği imkânlarının genişletilmesi ve eldeki birikimin paylaşılması bakımından önemli bir adım olarak gördüğünü söyledi.
Salgın sürecinde, dayanışma ve yardımlaşma konusunda, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın iyi bir sınav veremediğini, mazlum ve mağdurların kaderlerine terk edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak, din, dil, ırk, bölge ayrımı yapmadan 155 ülkenin ve sekiz uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme desteği talebine olumlu cevap verdiklerini vurguladı.
"Genç ve yetişmiş insan gücümüzü korumak mecburiyetindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, 84 milyona yaklaşan nüfusu içerisinde 15 milyona yakın ilk, orta, lise öğrencisi ve 8 milyon üniversite öğrencisi ile imrenilecek genç bir insan kaynağına sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Hâlihazırda 30 yaş altı nüfusumuzun toplam nüfusa oranı yüzde 40’a yaklaşıyor. Ayrıca, çeşitli statülerde ülkemizde yaşayan 5 milyon yabancıyı da bu insan havuzuna ekleyince, rakam 90 milyonu buluyor. Her ne kadar doğum oranları düşüyor olsa da, hâlâ dünyanın en genç ve nitelikli nüfusuna sahip ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Her fırsatta dile getirdiğim en az 3 çocuk temennisi, öyle rastgele söylenmiş bir ifade değil, ülkemizin geleceği bakımından hayati öneme sahip bir tespittir. Genç ve yetişmiş insan gücümüzü korumak mecburiyetindeyiz. Dikkat ederseniz, sadece genç demiyorum, aynı zamanda yetişmiş vurgusunu da yapıyorum. İnsani ve millî değerlerle güçlü şekilde donanmamış; çağın teknolojisine ve pratiklerine hâkim şekilde yetiştirilmemiş bir genç nüfus, avantaj olmaktan çıkıp başlı başına bir sorun hâline dönüşür. Bunun için eğitim, kültür, bilim alanındaki hassasiyetimizi sürekli daha ileriye taşıyoruz. Geçtiğimiz asra ‘gelişmiş’ sıfatıyla damga vuran ülkelerin, nüfus konusundaki kayıpları sebebiyle, ciddi bir gelecek kaygısı içine girdiklerini görüyoruz. Hatta bu endişenin, batıda giderek yükselen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının ana sebeplerinden biri olduğunu da biliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ödülleri sahiplerine takdim etti.