Katıldığı televizyon programında değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "S-400'ler NATO sistemine entegre edilmeyecek. Geri adım söz konusu değil, Türkiye S-400'ü aktif edecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin konuşan Kalın, "Bizim açımızdan çok verimliydi. Giderken telefon görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımız da Trump'a 'İyi bir hazırlıkla geleceğiz' demişti. Ciddi bir hazırlık yaptık. 17 Ekim'de ABD ile varılan anlaşma Barış Pınarı Harekatı'nın en önemli sonuçlarından biriydi. Barış Pınarı Harekatı'nın başarısı Türkiye'ye yönelik havayı değiştirdi. Türkiye-ABD ilişkisi eşit aktör ilişkisi üzerine kuruludur. Cumhurbaşkanımız bütün ülkelerle eşit haklar talep eden bir lider. ABD ile konuşurken 'Sizin de bizim de çıkarlarımız var, bunu kazan-kazan zemininde buluşturabiliriz' dedik." ifadelerini kullandı.
"S-400 ve F-35 için ortak mekanizma bugün itibarıyla çalışmalara başladı" diyen Kalın şu ifadeleri kullandı:
ABD, NATO'nun burada bir rolü yok dediler. Beyaz Saray'daki görüşmede benle O'Brien ile görevlendirildik. Biz S-400'leri alma kararını bir gecede vermedik. S-400 ve F-35 için ortak mekanizma bugün itibarıyla çalışmalara başladı. S-400'ler NATO sistemine entegre edilmeyecek. Süreç ABD ile ikili ilerleyecek. Diyorlar ki S-400'leri elinizden çıkarmazsanız kat sayı uygularız. Sonra dediler ki Türkiye'ye geldiği gün yaptırımı başlatırız, bu aşamayı da geçtik. Şimdi aktif hale getirdiğiniz takdirde diyorlar.
Türkiye NATO üyesi diyeceksiniz, Türkiye bir alternatif aramaya başladığında da ittifaktan kopmakla suçlayacaksınız. 3 terör örgütüyle mücadele ediyor. Somut olarak sahada hangi ülkeler ne kadar destek verdiler? Hangi NATO üyesi ülke Türkiye'ye somut anlamda katkı sağladı? DEAŞ'ı düşman olarak görüyorlar ama PKK'ya kapılarını açtı birçok ülke. Geri adım söz konusu değil, Türkiye S-400'ü aktif edecek.
"Teröristler anlaşılan bölgenin dışında kalan yerlerden taciz atışları yapıyor." diyen Kalın, "Bugün DEAŞ'ın geri gelmesini YPG istiyor. DEAŞ tehdidi ortadan kalktığında YPG'ye verilen yardımın yasal zemini kalmayacak. YPG, DEAŞ tehdidinin devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Bir Ermeni din adamı öldürüldü, DEAŞ üstlendi bu saldırıyı. Bu bölge iki üç hafta öncesine kadar PKK/YPG'nin kontrolündeydi değil mi? Yine aynı oyunu oynuyor. DEAŞ'ın tekrar canlanmasını herkesten çok YPG istiyor. Olayı sanki bizimle ilişkiliymiş gibi vermeye çalıştılar, dediğim gibi DEAŞ'ın üstlendiği bir olay ama YPG'nin kontrolünde olan bölge." ifadelerini kullandı.
İLKHA