Mısır’da darbe sonrası süreçte belirleyici rol oynayan Selefi Nur Partisi’nin Başkan Yardımcısı ve Dış ilişkiler Sorumlusu Amr el Mekki, daha fazla kutuplaşmaya karşı uyarıda bulundu. AKŞAM’ın sorularını yanıtlayan Mekki, “Liderlik yarışı kimseye yarar sağlamaz” dedi. Mekki, “Türkiye’nin tavrını saygıdeğer buluyoruz” diye konuştu. Yüz yüze görüşmekten çekinen Mekki’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Darbe sonrası Nur Partisi ve Selefilerin tutumu nasıl olacak?
Bizim pozisyonumuz gayet açık. Olaylar barışçıl biçimde devam ederse yeni yönetimi destekleriz. Hürriyet ve Adalet Partisi [Müslüman Kardeşler] dahil birçok kesimin duruşuna saygı duyarak devam edecek bir süreci uygun görüyoruz. Hiç kimsenin siyasetten uzaklaştırılmamasını, bütün vatanın değerli insanlarının katıldığı bir siyaset platformu oluşturulmasını istiyoruz. Kaos hâkim bir süreç Mısır halkının ve siyasetinin istediği bir şey değil.
- Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın önünde çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesi sonrası nasıl bir tutum izleyeceksiniz? Selefilerin meydanlara inmesi gündeminizde mi?
Biz ne Hürriyet ve Adalet Partisi’ne tabiyiz, ne de onlara karşı duruyoruz. Ama şu şüphe götürmez: Hürriyet ve Adalet Partisi kesin olarak yeni hükümette yer almalı. Başta Muhammed Mursi olmak üzere, liderlerinin ya da üyelerinin tutuklanmasına karşıyız. Hepsi bir an önce bırakılmalı. Namaz kılan insanlara ateş açılmasını, barışçıl hareketlere şiddetle karşılık verilmesini kim kabul edebilir?
Ordu şiddetten başka yöntemler denemeli. Öldürmek için değil, olayları önlemek için müdahale etmeliydi. Bu olaylardan dolayı Nur Partisi olarak biz de tutumumuzu değiştirdik ve ordunun yaptığını ‘askeri darbe’ diye nitelemeye başladık. Şiddet sürerse yeni hükümette yer almayız.
Darbe’nin Mısır halkına etkisi sizce nasıl olacak. Olaylar yatışır mı?
Başta liberal ve laik muhalefet lideri Muhammed Baradey olmak üzere diğer siyasi grupların başkanlık yarışına girmesi, darbeden sonra bile kutuplaşma yaşanmasına neden oldu. Şu an Mısır’daki en sıkıntılı durum bu.
‘YOLUN SONU DEĞİL’
Geçici cumhurbaşkanlığının önceki gün çıkardığı anayasal kararnameyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizler bu kararnamenin oybirliğiyle hazırlanmış olmasını isterdik. Kararname için birçok farklı kesimin görüşlerinin alınmasını umuyorduk. Bazı maddelerin kabul edilebilir olmadığını düşünüyoruz. Ama şunu da görüyoruz: Bu sadece bir kararname, yolun sonu değil. İnsanlar bu kararnamenin içeriği noktasında bazı endişeler taşıyor ve haklı olarak korkuları var. Biz de bu kararnamenin herkes için olumlu olmadığı kanaatindeyiz.
Türkiye’nin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin tavrını saygıdeğer buluyoruz. Zaten bizim de tavrımız, sürecin daha fazla kan dökülmeden normalleşmesi yönünde. Halkın iradesine müdahaleyi kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye’nin darbeye karşı ortaya koyduğu duruşu son derece olumlu, son derece saygın buluyoruz.
Askeri bir darbe sadece Türkiye’de değil, Batı demokrasisindeki hiçbir ülkede kabul görmemeli. Gerçek demokrasi, halk iradesinin yönetime yansıdığı, fikir özgürlüğünün yaşandığı, iktidarların halkın oylarıyla belirlendiği yönetim şeklidir. Türkiye, ilk gününden itibaren Mısır’daki darbeye karşı izlediği tutumla demokrasiye olan saygısını da göstermiştir.
MAHMUT GÜRER / RAŞİT AYDOĞAN / AKŞAM