“Darbeciler Fethullah Gülen’in beddua sahnesini tekrar tekrar izlemişler”

15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan olayların toplum üzerindeki psikolojik etkileri ve Fethullah Gülen ile grubunun içinde bulundukları hali, Psikiyatrist Prof. Dr. Sefa Saygılı anlattı.

15 Temmuz akşamı ABD destekli darbe girişiminde bulunuldu. Bu girişim sırasında insanların üzerlerine bombalar ve kurşunlar yağdırıldı. Birçok insan hayatını kaybederken birçoğu da yaralandı.  Bu olayın toplum üzerindeki psikolojik etkileri ile Fethullah Gülen ve grubunun içinde bulundukları ruh halini Psikiyatrist Prof. Dr. Sefa Saygılı, İLKHA’ya değerlendirdi.

Türkiye’nin ilk defa böyle travmatik bir olayla karşılaştığını belirten Prof. Dr. Sefa Saygılı, “Maalesef ülkemiz 15 Temmuz’da ağır bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Savunmasız vatandaşlarının üzerinin ateş atıp bomba yağdırdılar. Yaşım 60’ı geçmiş biri olarak söylüyorum, ülkemiz açısından yaşadığımız en ağır travmatik olay bu. Birçok insanımız yaralandı ve şehit oldu.”  dedi.

 “12 Eylül 1980 darbesini yaşadım bunun gibisini görmedim”

Saygılı, “Mesela ben 12 Eylül 1980 darbesini yaşadım. Üniversitede asistandım. O darbeciler insanlara bir kötülük yapmadılar. Tabi darbelerin hepsi kötüdür orası ayrı, ama darbe sırasında kimseyi öldürmediler, yaralamadılar. Kan dökme olmadı. Ama bu darbeciler maalesef insanlarımızın üzerine bombalar yağdırdılar. Makinalı tüfeklerle taradılar. Gözlerini kin bürümüştü bunların.” diye belirtti.

“Darbeciler Fethullah Gülen’in beddua sahnesini tekrar tekrar izlemişler”

Darbecilerin büyük bir kin ve nefretle hareket ettiğini belirten Saygılı, sözlerine şöyle devam etti: “Burada bu darbecilerin psikolojisini incelerken Fethullah Gülen’in yani terörist başının bedduasını akla getirmek lazım, içerisinde saklı diye düşünüyorum. Orada dikkat ederseniz büyük bir nefretle, aşağılamayla şimdiki hükümet üyelerimize, devletimizi yönetenlere karşı bir kin, intikam duygusu saçıyor adam. Yani bu darbeciler öyle anlaşılıyor ki bu beddua sahnesini tekrar tekrar izlemişler.”

Çocuklar büyüklerinin endişeye kapıldığını görünce korkuya kapıldılar

Darbe girişimi ve sonrasında yaşananların insanların psikolojisini çok ciddi şekilde etkilediğini ve ileriki yaşlarda da etkisini gösterebileceğini vurgulayan Saygılı, şunları ifade etti: “Bu yaşananlar, insanımızı derin bir şekilde etkiledi.  Evinizde oturuyorsunuz, TV'yi acıyorsunuz, bir bakmışsınız ki darbe girişimiyle karşı karşıyasınız. İnsanların üzerine ataş açılıyor, havalanan jetler alçak uçuş yapıyor. Etrafta ölü ve yaralılar var. Yanıma gelen hastalardan da görüyorum. Hemen hemen herkes psikolojik olarak olumsuz etkilendi. Daha önce psikolojik sorunları olanların durumu daha şiddetli hale geldi. Ölüm korkusu meydana geldi. Kendilerinin ve çocuklarının gelecekleri hakkında belirsizlikler ortaya çıktı. Çocuklara yönelik zararları da oldu. Çocuklar büyüklerinin endişeye kapıldığını görünce, onlarda da bir korku ve endişe meydana geldi.”

“İnsanlar kendilerini emniyete görmemeye başladılar”

Yaşanan kaygıdan dolayı insanların orduya güveninin azaldığını da belirten Saygılı, “Kaygı bozukluğu meydana geldi. İnsanlar endişe psikolojisi içerisine girdiler. Bu olay, insanların çevresine, milletine ve ordusuna olan güvenini azalttı. İnsanlar kendilerini emniyete görmemeye başladılar. Akılara Irak, Suriye ve diğer savaş olan ülkelerin durumlarının görüntüleri geldi. Bu yaşananlardan dolayı bir moral bozukluğu ve güvensizlik de ortaya çıktı.” dedi.

“Fethullah Gülen kendisini Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olarak görüyor”

Taraftarlarının, Fethullah Gülen’e taparcasına bağlı olduklarını dile getiren Saygılı, “Kendisini kâinatın imamı, Mehdi gibi görüyorlar. Mesih gibi Allah ile görüşüyor (haşa) gibi düşüncelerle inanılan, adeta tapılan bir Fethullah Gülen gerçeği var. Adeta insanları yerde dolaşan böcekler gibi görüyor. Onları ezmeyi kendisine bir hak görüyor. Çünkü kendisini Allah’ın has kulu, haşa Allah’ın yeryüzündeki gölgesi görüyor. Dikkat ederseniz sadece öldürmeleri değil, onların konuşmaları, insanlara davranışları, hepsinde aşağılama şeklinde bir nefret var. Burada patolojik anormal bir vakıa var. Şu an hükümet bunları devletten, bir takım yönetimden, memurluktan uzaklaştırıyor, çok da iyi ediyor. Çünkü buna bağlı olan insanların, her an her türlü kötülüğü yapabileceklerini görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Devlet yöneticilerinin ve halkın duruşu son derece önemliydi”

Darbe girişimi sırasında, devlet yöneticilerinin duruşu ve halkın sokağa çıkmasının darbecilerin planlarını altüst ettiğini belirten Dr. Saygılı, sözlerine şöyle devam etti: “Başta özellikle Cumhurbaşkanımızın tabi, Başbakanımızın çıkıp televizyonlarda konuşma yapması, darbeye karşı direnmeyi önermesi, insanların sokağa çıkmasını istemeleri, çok büyük bir olay oldu. Gerçekten bu darbecilerin hesabını altüst etti. Düşünün bir tank geliyor, tankın etrafında yüzlerce insan ve tank kıpırdayamıyor yerinden. İnsanlarımız ise o darbeci askerlere şunu söylüyordu ‘Gel kardeşim yapma, evladımsın sen benim’ diyerek darbecilerin planını altüst etti.”

“Ölümü düşünmeli ve Kur’an okumalıyız”

Yaşananların olumsuz etkisinden kurtulmak için ölümü düşünmenin, sık sık Kur’an okumanın önemine dikkat çeken Saygılı, son olarak şunları söyledi: “Gelen hastalarda görüyorum, birçoğu bu darbe girişiminden dolayı bunalıma girmiş, darbe girişiminden etkilenmişler. Bir defa kendimizi deşarj etmemiz önemli. Ölümü, daha kötü anları düşünmeliyiz. Bu yaşananların etkisinden kurtulmak için de sık sık Kur’an okumalıyız.” (Mehmet Tahir Özsoy, Ahmet Karakaş - İLKHA)






 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!