İnsan Hakları Cemiyeti Genel Başkanı Mehmet Karadağ, geçtiğimiz yıl FETÖ tarafından ABD desteğiyle gerçekleştirilen darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
Darbelerin planlanıp, bilinçli bir şekilde tezgâhlandıktan sonra şartların olgunlaştırılmasının iç ve dış dinamiği olan olaylardan kaynaklandığını belirten Karadağ, küresel ve emperyalist çıkarların desteğiyle yapılan böylesi girişimlerin karşısında olunması gerektiğini söyledi.
Karadağ, "Diğer darbelerle 15 Temmuz darbesinin ortak yanı şudur: Hepsi askeri müdahalelerle oluşmuştur. Hepsinin bağlantılı olduğu iç ve dış gelişmeler ile siyasi ortamlar vardır. Bir darbe öyle kendiliğinden, spontane gelişen bir olay değildir. Planlanmış, bilinçli bir şekilde tezgâhlanmış, şartları olgunlaştırılmış, iç ve dış dinamikleri olan olaylardan bahsediyoruz. Öyle basit, sıradan bir sosyal patlama veya müdahale değildir. 15 Temmuz darbesinin de aynı şekilde olduğunu görüyoruz. Askerler tarafından yapılmıştır hatta çok fazla bir katılımla… Örneğin 1960 darbesini düşündüğümüzde çok kapalı, sınırlı bir cunta tarafından gerçekleştirilmiş bir darbeydi. Oysa 15 Temmuz darbesinde neredeyse ordudaki askeri hiyerarşi içerisindekilerin üçte biri doğrudan veya dolaylı olarak darbeye katılmıştır. Böylesine kapsamlı bir teşebbüsten bahsediyoruz." dedi.
15 Temmuz darbe kalkışmasının iç ve dış gelişmeler ile siyasi olaylardan bağımsız olmadığını dile getiren Karadağ, sözlerine şöyle devam etti: "Dikkat edilirse daha öncesinde 7 Haziran seçimleri ve sonrasında kasım seçimleri olmuştu. Bu seçimler öncesinde ve sonrasındaki atmosferin aslında bu darbenin ayak sesleri olduğunu görebiliriz. Şu şekilde yoğun bir propaganda süreci olmuştur. 15 Temmuz darbe sürecinden önce ve bahsettiğimiz o seçimler sürecinde Türkiye'de insan haklarının olmadığı, diktatör bir uygulama ve hükümet uygulamasının olduğu, insanların memnuniyetsizliği, bazı sosyal olaylar ve gelişmeler bahane edilerek buna zemin hazırlanması çabalarını görüyoruz. Bunlar hem iç kamuoyunda hem de dış kamuoyunda bilinçli bir şekilde oluşturulmaya çalışılmıştır. Böylece darbeye zemin hazırlığının olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde aslında 15 Temmuz darbesinin hazırlayıcı veya öncüsü olan gelişmeler de vardır. Biliyorsunuz, MİT krizi, 17-25 Aralık süreci, bunların hepsi aslında planlı, organizeli gelişmeleridir."
"Darbeyi sadece FETÖ'ye bağlamak yanlıştır"
"Darbeyi sadece FETÖ'ye bağlamak ve FETÖ'nün elemanları tarafından yapılmış bir girişim olarak değerlendirmek yanlıştır." diyen Karadağ, "Bunun iç ve dış bağlantıları, destekçileri ve komplike bir faaliyet olduğu gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Örneğin şu anda darbeden önce MİT TIR'ları ile ilgili krizde daha yeni yargı sürecinde ortaya çıkan bazı delilleri görüyoruz. Bu MİT krizindeki olayın Amerika ile bağlantısının somut delilleri ortaya çıkıyor. Şu anda FETÖ dosyalarında yargılama devam ediyor. Bu yargılamanın aşamalarında ileriki süreçte eminim çok daha somut bazı bilgi ve bulgular ortaya çıkacaktır. Bu darbenin sadece FETÖ elemanlarıyla sınırlı olmadığı, özellikle dış ayağının, Amerika, Almanya ve Arap ülkelerinin bir kısmının da içinde olduğu, çok geniş, kapsamlı, planlı, organizeli bir faaliyet olarak dış destekli olduğunu düşünüyoruz. Bunun işaretleri var. Yargılama devam ettikçe bunun bulguları ortaya çıkacaktır. Darbeler halkın iradesine karşı yapılmıştır. Şu ana kadar öyle olmuştur. 15 Temmuz darbesini de biz o çerçevede düşünüyoruz. Ne zamanki halk iradesini kullanma noktasında dirayetli bir şekilde bir duruş sergilemişse darbelerle yüz yüze gelmiştir. 15 Temmuz'u biz böyle okuyoruz." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir darbe topluma fayda getirmemiştir"
Hiçbir darbenin topluma fayda getirmediğine değinen Karadağ, "Darbeleri telin ediyoruz. İnsanların, vatandaşların bu konuda duyarlı ve bilinçli olması gerekiyor. Bahsettiğimiz bu darbe mantığını kavramaları gerekiyor. Hiçbir darbe topluma fayda getirmemiştir. Geçmiş darbeleri düşündüğümüzde 1960, 1980 darbeleri ve diğerleri sürekli toplumu geren, toplumda insan haklarının tamamen ihlal edildiği, yok sayıldığı bir zemin oluşturan ve birçok zulmü de beraberinde getiren girişimlerdir." şeklinde konuştu.
Basit şüpheler üzerine insanların mağduriyetine sebep olunmaması gerektiğini belirten Karadağ, şunları söyledi: "Darbeyi yapanlar mutlaka cezalandırılmalı hem de en ağır bir şekilde çünkü milletin topyekûn hakkına, hukukuna yapılmış olan bir darbedir, bir girişimdir. Yalnız bu yapılırken hukuki sınırlara dikkat edilmeli, evrensel, insani ve İslami değerler tabi ki göz önünde bulundurulmalı. Haklıyla haksız ayırt edilmediği, sadece basit şüpheler üzerine kişilerin çok basit bir gerekçeden ötürü mağduriyetine sebep verilmemelidir."
"Diğer darbelerde bu derece gözü dönmüşlük yoktu"
Karadağ, darbe girişimlerinin en acısını 15 Temmuz'da gördüklerini dile getirerek, "15 Temmuz darbesinde ilk defa darbecilerin pervasız ve cüretkâr bir şekilde doğrudan halka saldırdıklarını, yok etme kastıyla hareket ettiklerini gördük ve şahit olduk. Belki de diğer darbelerde bu derece bir pervasızlık, gözü dönmüşlük yoktu. Helikopterler, tanklar, büyük silahlar, uçaklar kullanılarak hem resmi kurumlara hem de halka doğrudan ateş edildi ve birçok insan şehit oldu, birçok kişi yaralandı. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Tabi ki bu şunu da bize gösteriyor: Bir daha böyle bir teşebbüsün veya darbenin olması durumunda kesinlikle halkın belki de ayırt edilmeksizin darbeciler tarafından katliama uğratılabileceği ve çok feci can ve mal kayıplarının, insan hakları ihlallerinin ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Bu açıdan özellikle insan hakları ile ilgili faaliyet yürüten kuruluşların, sivil toplumun bütün yapılarının ve kişilerinin bu konuda gerçekten de hassas olması gerekiyor. Şayet yeni bir darbe girişimi olursa geri dönüşü olmayacak zararların ve kayıpların olabileceğini düşünüyoruz." dedi.
"Darbe girişimlerinin karşısında olmak gerekiyor"
Darbelerin zarardan başka bir getirisinin olmadığını ve tamamen hukuk dışı, meşru olmayan bir girişim olduğunun bilinmesinin gerektiğini belirten Karadağ, "Darbenin hiçbir geçerli mazereti olamaz. Evet, mevcut yönetimin eksik, aksak yönleri mutlaka var. Sistem eleştirisi noktasında bizler de eleştiri yapıyoruz. Fakat bu şekilde yapılacak müdahaleler silah zoruyla küresel menfaatlerin, emperyalist çıkarların desteği ve iş birliğiyle yapılacak böylesi darbe girişimlerinin kesinlikle karşısında olmak gerekiyor. Gerekirse halkın bu konuda bilfiil hakkını, hukukunu korumak açısından… Çünkü darbe girişimi hukuki olmayan bir olaydır. Böylesi bir durumda meşru müdafaa, bu hukuki bir kavramdır, hakkını kullanarak halkın buna karşı durmasını, gerekli tepkiyi göstermesini istiyoruz ve diliyoruz." ifadelerini kullandı.
İLKHA