Darvinizm, yaratılışın evrim sonucu oluştuğunu savunan bir teoridir. Darvinizme göre: "bütün canlılar evrim sonucu oluşmuştur, bugünkü durum doğal bir ayıklanmanın sonucudur. Dolayısıyla insan da bu evrim neticesinde maymun türünün evrilmesiyle ortaya çıkmıştır."
Darvinizme, bir felsefî akım denilemez. Maddeci felsefeler tarafından ısrarla savunulduğu için, felsefî bir nitelik kazanmıştır. Maddeciler, hayatı ve türleri evrimle açıklamaya çalışırlar. Maddecilikle evrimcilik bir tende iki can gibidirler. Oysa, evrim teorisi ortaya atıldıktan sonra köprünün altından çok sular aktı. Bu fikrin imkânsızlığını sağlam delillerle ispat eden nice incelemeler yapıldı, kitaplar yazıldı. Biz, konunun ayrıntılarını bu tür eserlere bırakıp, sadece bazı esaslara işaret edeceğiz:
Bilim, elimizden tutup, bizi evvel zamanlara götürüyor ve diyor ki: "Dünyamız güneşten kopan bir ateş parçasıydı. Ne toprağı vardı ne suyu. Bitkilerin, hayvanların ve insanların sözü bile edilmiyordu. Çünkü hayat yoktu. Canlı varlıklar sonradan ortaya çıktı da yeryüzü şenlendi..."
Pastör, deneylerle ispat etti ki, canlıların, kendi hâline bırakılan cansızlardan oluşması imkânsızdır. Öyleyse canlılar, bir dış müdahale ile yaratıldılar. Işığı veren ışıklı olduğu gibi, hayatı yaratan da elbette diridir ve hayat vermeye muktedirdir. Ceylan, koyun, gül, akasya, güvercin, balina, at, bezelye, insan... Yüzbinlerce tür. Hepsi sonradan var oldu.
Darvin, türlerin birbirinden oluştuğunu iddia eder. Güya, cansız maddelerden tesadüfen tek hücreli canlılar ortaya çıkmış. Sonra tesadüfen karmaşık yapılı canlılar meydana gelmiştir. İnsan da yine tesadüfen maymundan dönüşmüş, yani biz, tesadüfen var olmuşuz ve tesadüfen yaşıyormuşuz!
Darvin, örnek de veriyor. Kravatlı güvercinlerle kalın boyunlu güvercinler eşleştirilirse ara tipler elde edilirmiş. Şu hâlde, mevcut türlerden yeni türlerin elde edilmesi mümkünmüş. Ne büyük delil! Düşünmüyor ki, güvercin kalın boyunlu da olsa, kravatlı da olsa güvercindir ve aynı türdendir. Irklar arasındaki ıslah çalışmaları, türler için geçerli değildir.
Biyoloji ilminin temel taşlarından biri olan bilim adamı Mendel, yaptığı deneyler sonucunda şu gerçeği ortaya koyuyor: Bir türün, başka bir türü meydana getirmesi imkânsızdır. İki ayrı türün birleşmesiyle ortaya çıkan canlının nesli devam etmez. Bunun en güzel örneği, eşekle atın ortak ürünü olan katırdır. Katırda üreme özelliği yoktur. Mendel, görüşlerini ispat etti ve tespitleri biyolojinin temel kanunları hâlini aldı.
Evrimciler, çevrenin tesiriyle türlerin değiştiğini, yeni türlerin oluştuğunu söylerler. Onlara şöyle cevap verilebilir: Çevrenin etkisiyle olan değişmeler kalıcı değildir. Daha sonraki nesillere geçmez. İşte ispatı: Müslümanlar, asırlardır sünnet oluyorlar, ama bebekler hep sünnetsiz doğuyor. Deneyler de yapıldı. Farelerin kuyrukları kesildi. Kuyruksuz fareler eşleştirildi. Yeni doğan yavruların kuyruklu olduğu görüldü. Aynı deney defalarca tekrarlandı, fakat sonuç değişmedi.
Darvinciler, maymunla insan arasında bir "geçit formu" bulmak için de çok uğraştılar. Nice mağaralar kazıp, bataklıklar karıştırdılar, ama nafile. Her defasında elleri ümitsizce yanlarına düştü. Bütün araştırmalar teorilerinin aksini gösteriyordu. Tek çare kalmıştı: Sahtekârlık! Onu da yaptılar. Maymun kemikleriyle insan kemiklerini birbirine ustaca tutturup, işte "ara tip" dediler. Lâkin mumları yatsıya kadar bile yanmadı. Bilimsel sahtekârlıkları kısa zamanda anlaşıldı, maskeleri düşürüldü. Nihâyet, fen mahkemesi Darvinizm'in idamına ve evrim teorisinin iptaline karar verdi.
Sonuç: Her türün bir "ilk babası" vardır. Türler, şimdi nasılsalar ilk yaratıldığı anda da öyleydiler. Uzun zamanda evrim geçirerek değil, bir anda yaratıldılar. İnsan, maymundan bozma bir ucube değildir. İnsanoğlunun ilk atası Hz. Âdem aleyhisselam, mükemmel bir insan ve ilk peygamberdi.
Bütün varlıklar ilmi, iradesi ve kudreti sonsuz olan Allah'ın eserleridirler. Kâinatı düzenli ve mükemmel bir saray gibi yaratan Allah (cc), canlıları da şimdiki özellikleriyle bir anda yaratmaya muktedirdir. Gözümüzün önünde buğday kadar çam çekirdeğinden çam ağacını yaratan kudret, âciz değildir.
Bu hakikatlere rağmen evrim teorisi hala gündemde tutulmaktadır. Allah'a kul olmak istemeyenlerin sığınağı olmaktadır. İlmi hiçbir değeri kalmayan bir teorinin inatla savunulmasının sebebi budur. Darvinizm, "bilimsel" kılıklı ateist bir safsatadır.