Dava Kudüs özgür olana dek devam edecek

Mavi Marmara baskınından sonra İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Siyonist İsrail rejimi aleyhine açılan davayı takip eden parti, STK temsilcileri ve avukatlar, İsrail'e bunun hesabı mutlaka sorulması gerektiğini belirterek, bunun hesabı sorulmazsa, İsra

İSTANBUL - İsrail’in uluslararası sularda Gazze Özgürlük Filosu’na düzenlediği saldırının ardından bu katliamın emrini verenler hakkında açılan davanın 3. duruşması Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

 

Dokuz insani yardım gönüllüsünün şehit olduğu ve onlarcasının yaralandığı davaya destek olan sivil toplum kuruluşları ve Filistin gönüllüleri Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. Sık sık ‘kahrolsun İsrail” sloganları atıldı. İki gün süren davada avukatlar sanıklar hakkında tutuklama talebinde bulundu ancak mahkeme heyeti tutuklama kararı vermeyerek davayı 10 Ekim 2013 tarihine erteledi. İstanbul Adalet Sarayında görülen davayı takip eden şehit yakınları, katılımcılar ve dava avukatlarıyla konuştuk.

 

İsrail diye bir devleti tanımıyoruz

Davayı takip eden HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Zekeriya Yapıcıoğlu, “İsrail’in kapalı kapılar ardından telefonla bir özür beyanından sonra Türkiye ile ilişkiler normalleştirilmeye çalışılıyor. İsrail’e bunun hesabı mutlaka sorulmalıdır. Eğer bunun hesabı sorulmazsa, İsrail böyle yapmaya devam edecektir” dedi.

 

İsrail’i bir devlet olarak kabul etmediklerini ve İsrail’in bir terör şebekesi olduğunu ifade eden Yapıcıoğlu, “Bizim düşüncemize göre İsrail bir devlet değildir. Bir terör şebekesidir. İsrail devletlerde var olan kurumlar oluşturarak devlet görüntüsü adı altında terör faaliyetlerini sürdürüyor. Mavi Marmara’ya yapılan saldırı bu terör saldırılarından bir tanesiydi” şeklinde konuştu.

 

İfade alma işlemleri devam edecek

Davanın seyri hakkında bilgi veren Mavi Marmara katılımcılarından Avukat Gülden Sönmez, katliam emrini veren İsrailliler hakkında yakalama kararı verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Mahkemeye düşen, katliam emrini verenler hakkında yakalama kararı verilmesidir. İnterpol vasıtasıyla yakalanmalarını sağlayarak Türkiye’ye teslim edilmesini istiyoruz. Bu kişiler, bu katliamın emrini veren kişilerdir. Bunlar bütün insanlık için tehlike arz ediyorlar” ifadelerini kullandı.

 

Açılan davalar geri çekilemez

Açılan davanın hukuki olarak geri çekilmesinin söz konusu olamayacağını belirten Hukukçular Derneği Başkanı ve dava avukatlarından Cavit Tatlı, “Şu an yürürlükte olan mevzuata göre görülen dava bir kamu davasıdır. İki devletin tazminat konusunda anlaşması veya müştekilerin israil ile anlaşması şu an devam eden davaları etkilemez” şeklinde konuştu.

 

İsrail, Mavi Marmara’ya saldırdığı gün kaybetmiştir

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Yılmaz da, “Bu dava İsrail’e karşı önemli bir dava, onlar için de önem arz ediyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de İsrail aleyhine bir dava açıldı. Bu davalar inşallah İsrail için sonun başlangıcı olacak. İsrail Mavi Marmara’ya saldırdığı gün kaybetmiştir” dedi.

 

Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde şehitlere saygısızlık yapılmamasını isteyen Yılmaz, “Tazminat konusunun sürekli gündeme getirilmesi, şehit ailelerini yaralıyor. İsrail özür diledikten sonra yaptığı diğer hatalardan vazgeçmedi. Özürden önce de özürden sonra da insanlar ölmeye devam ediyor. Mavi Marmara’da yaşananları Filistinliler 65 yıldır her gün yaşıyor” şeklinde konuştu.

 

Mavi Marmara’yı unutturmayacağız

Mavi Marmara saldırısının yapıldığı 31 Mayıs gecesi Mavi Marmara gemisinde bir program düzenleyeceklerini ifade eden Yılmaz, “31 Mayıs gecesi Mavi Marmara yolcuları olarak gemiye gelenleri ağırlayacağız. O gün yaşanan o katliamı bir daha hatırlatacağız. 1 Haziran’da da Fatih Camisi’nden Edirnekapı Mezarlığı’na kadar bir yürüyüşümüz olacak. Bu yürüyüşümüz çok önemli, bütün Filistin dostlarını bu yürüyüşe bekliyoruz. Mescid-i Aksa’nın özgür olmasını isteyenleri oraya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

Bu davalar bizim namusumuzdur

Davayı takip edenler arasında yer alan Mavi Marmara şehitlerinden Fahri Yaldız’ın kardeşi Hasan Yaldız, “Bizim birinci önceliğimiz Filistin’in özgür olması ve başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasıdır. Bizim için tazminat, hiçbir şey ifade etmiyor. Biz gemide şehit olan kardeşlerimiz ne için gitmişlerse onu istiyoruz. Davaların düşebileceği konuşuluyor. Bu davalar bizim namusumuzdur. Tüm yetkililere sesleniyorum. Bizim namusumuza dokunmayın” dedi.

 

Filistin’in özgürlüğünden başka düşüncemiz yoktur

Mavi Marmara’da şehit olan Cengiz Songür’ün kızı Meryem Songür, “Gazze’ye uygulanan ambargo kalkıncaya kadar direneceğiz, davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Ben ailem adına özrü de kabul etmiyorum, tazminatı da. Ne olursa olsun davayı geri çekme gibi bir düşüncemiz yok. Biz Filistin özgür oluncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.

 

Kudüs özgür olana dek…

Bu dava ile ilgili sürekli tazminat tartışmalarına tepki gösteren Mavi Marmara katılımcılarından Şevki Günay, “Bir müşteki olarak şunu söyleyebilirim ki bizim yolculuğumuz kesinlikle bir tazminat ya da bir menfaat yolculuğu değildi. Tek amacımız ve niyetimiz Gazze’deki ambargoyu tüm dünyaya duyurmaktı. Hamdolsun bu amacımıza ulaştık. İsrail haritadan silininceye ve Kudüs özgürlüğüne kavuşuncaya kadar bu mücadelemiz devam edecektir” şeklinde konuştu.  (Şükrü Gündüz, Erkan Yavuz - İLKHA)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.