Davranış ve Anlayış Önemli

Hasan YILMAZ

Günümüzün en önemli problemlerinden biri de insanların peşin hükümlü olması ya da ön yargılı olması da diyebiliriz. Bu anlayış halk diliyle “ sakat bir anlayış.” Gerekçesine bakıldığında “kusursuz dost arayan dostsuz kalır ya da bir kötülük yaptığınızda onun yerini dolduracak iyilikler yapınız.”

Bu iki öncülün sonucuna bakıldığında mantık diliyle kesin kıyas gibi yorumlansa da mümkün kıyas olarak da yorumlanabilir. Farabi’ye göre bir şey her ne kadar mümkün olarak izah edilse de onun bağlanacağı neden zorunlu varlık olmalı. Zorunlu varlıktan kasıt bütün canlı cansız varlıkların sebep olduğu zorunlu varlık. Yani her şeye kadir olan Allah’tır.

Bu verilerden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz; sadece yegâne güç, kudret, O’nun gücü ve iradesidir. Mutlak olan O’ndan başkası değildir, bir şeye ol dedi mi oluverir. Onun gücünün dışındaki güçler, izahlar, anlayışlar kesinlik ifade etmez, süreklilik arz etmez. Yaratan kullarına her zaman açık kapı bırakırken habibi, her zaman çevresine gönül kapısını açık bırakırken bizim insanlar noktasında peşin hükümlerimiz veya ön yargılarımız ne kadar abes. Değil mi?

İnsanların da kendilerini yaratan gücü, O’nun gönderdiği habibi bırakıp başka insanlara yaranmaya çalışmaları da doğru bir yaklaşım değil. Bu anlamda ölçüsüzlük her daim zararlı ve tehlikelidir. Bu anlayış sadece sosyal ilişkileri zedelemez aynı zamanda organlarımızı da ciddi şekilde etkiler, bu da yetmezmiş gibi organların ritmini de bozar.

Davranışları incelerken psikoloji ve teolojinin öne çıkardığı en önemli organların beyin ve kalp olduğunu görürüz. Bütün düşünceler dıştan ve içten gelenler Kant’ın deyimiyle beyindeki değirmenden geçer. Kalbin onayı da olmadan davranışa dökülmez. Aklın ve zihnin melekeleri yaratanını düşünerek gelişirse kalbin daha sağlıklı onay vereceğine yardımcı olur. Aksi halde kötülükler zihinde hakimiyet kurup çevreyi ister istemez etkiler.

Bu noktada inanç ve değer sahiplerine düşen iş zor da olsa beyin ve kalbe giden olumsuzlukları ortadan kaldırıp iyilik kanalları açmaktır. Hataları büyütmeyip hataların nasıl düzeleceğini, tarihsel örnekleri önceleyerek bireylerin daha iyi bir noktaya gelebileceğini hissettirebilmektir. Doktorların yaptığı gibi. Hastalara umut vermek, motivasyonu artırmak.

Umut ve motivasyon günümüzün en önemli faktörleridir. Bu iki faktörü iyi işleyerek insanlara daha iyi yardımcı olabiliriz. Hz. Yunus’u hatırlayalım yaptıklarından dolayı pişman olduğunu dile getirmedi mi? Bu konuda yüce kitabımız ‘’Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı muhakkak diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı’’

İnsanlar hata yapabilir, kusur işleyebilir ön yargılı davranarak insanlara yardımcı olamayız. Her zaman uzlaşı kültürüne sahip olmak, kucaklayıcı olmak erdemli insanların işidir. Hatalarında ısrar etmeyip yaratanı tesbih etmek de aklı selimlerin işidir. Aff ve mağfiret de bizim işimiz değildir.

Selam ve dua ile..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.