Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Eski Başsavcısı Nusret Demiral, Sivas olayları hakkında 19 yıl sonra konuştu ve “Sivas’ta tahrik solundur” dedi.
KENAN KIRAN’ın haberi:
2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas olayları hakkında dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcısı Nusret Demiral konuştu.
Sivas olaylarında yargılamanın yapıldığı Ankara 1. Nolu DGM’den sorumlu olan Cumhuriyet Eski Başsavcısı Nusret Demiral, Sivas olaylarından 19 yıl sonra konuştu. Demiral, “Sivas’ta tahrik solundur” dedi.
33 sanığı idama, onlarca sanığı ise ağır hapis cezalarına mahkum eden Ankara 1. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin Başkanı Orhan Karadeniz; AKİT’e konuşmuş ve “Yargıtay’a direndik, başaramadık” demişti.
Orhan Karadeniz’in ardından “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ettiği gerekçesiyle mahkum olan sanıkların davasını idamla yargılanmaları için bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Demirel Tavil, üyeler Şerif Erol ve Yargıtay eski Başkanı Hasan Gerçeker de AKİT’e konuştu. Gerçeker, Sivas olaylarında örgütün bulunmadığını açıklamış ve “Pislik varsa temizlenir. Bir yanlış varsa düzeltilebilir” demişti.
“AZİZ NESİN’İN DAVET EDİLMESİ OLAYI HAZIRLAMIŞTIR”
Orhan Karadeniz ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyelerinin ardından Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nusret Demiral da konuştu. Demiral, 2 Temmuz 1993 Cuma günü Sivas il merkezinde Pir Sultan Abdal anıtının açılışının yapıldığını hatırlatarak, “İslam dünyasında tepki yaratan “Şeytan Ayetleri” kitabının Türkiye’de de yayınlanmasını yürüten ve Türk toplumunda sergilediği hareketleriyle hiç de iyi izlenim bırakmayan Aziz Nesin’in, bu merasime (4. Pir Sultan Abdal Şenliği’ne) davet edilmesi ve geleneksel olarak Pir Sultan Abdal şenliklerinin her yıl Banas Köyü’nde yapıldığını düşünürsek; bu şenliğin Sivas İl Merkezine getirilmesi, kamuoyunda bu olayı hazırlamıştır” dedi.
Demiral, “(…)Aziz Nesin’in İslam Dini’ne karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir” diye konuştu.
“SORULAR CEVAPSIZ”
Nusret Demiral, şunları söyledi:
“Sivas İli’nde meydana gelen bu vahim olay içinde; ‘Bu şenlik neden İl Merkezi’nde yapılmıştır? Neden Cuma gününe rastlatılmıştır? Neden genelde halk tarafından hareketleri hiç de hoş görülmeyen Aziz Nesin şenliğe davet edilmiş? Kendisine konuşmalar yapma imkanı tanınmış, neden şenlikte hiç ilgisi olmayan terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulmuş’ soruları cevapsız kalmaktadır.”
“HİÇBİR YASAL TEDBİR ALINMADI”
Nusret Demiral, dönemin İl Emniyet Müdürü Doğukan Öner’i suçladı ve “Başlangıcında 200 kişiyi aşmayan topluluğun dağıtılması varken, kanunsuz yürüyüşün yaptırılması ve halkın toplulukta on bin kişiye varan sayıya ulaştıktan sonra hâlâ hiçbir yasal önleme tedbirinin alınmaması, olayın üzücü ve vahim bir şekilde biteceğinin göstergesi olmuştur” şeklinde konuştu.
“TAHRİK EDENLER NEDEN AYRI TUTULDU?”
Nusret Demiral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tahrik eden kişilerin, teşvik eden kişilerden ayrı tutulması; ulusu, olumsuz etkilemektedir. Örneğin;
1- Aziz Nesin’in İslam Dini’ne karşı tavırları, sözleri, daha önceki zaman içinde “Şeytan Ayetleri” kitabını çeviri teşebbüsü, dahası Türk Halkı’nı tahrik edişi hareketlerinin bilinmesine rağmen şenliğe davet edilerek konuşturulması..
2- İlgisiz bir şekilde, PKK terör örgütünün ölen militanları ile ilgili olarak saygı duruşunun yapılması.. Olayı meydana getiren tahrik edici hareketler olduğu halde, TCK’nun 146. Maddesi içinde değerlendirmeye tabi tutulmaması, bundan sonraki olayları da sürdürecektir.
Daha geniş bir açıklama yapmak istersek; Pir Sultan Abdal Şenliği, geleneksel olarak her yıl Banas Köyünde düzenlenmekte iken 1993 yılında Pir Sultan Abdal’ın heykelinin Sivas İl Merkezi’ne konulması ile şenliğin Sivas’a nakledilmesi, bir bakıma illegal düşünce ve güçlere, devlete karşı başkaldırma olayında eylem fırsatı yaratmıştır.
Gizlice eylem yapılmasını tahrik etme yolu seçilmiştir.”
“Olaydan bir gün önce sokağa dökülen Marksist-Leninist düzene dayalı Devletin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik yasadışı Dev-Sol, Dev-Genç, PKK terör örgütlerinin militanlarının katılmasıyla Sivas sokaklarında yapılan yürüyüş ve Aziz Nesin’in konuşmaları, sergilediği tavır, bir gün sonra meydana getirilecek olayların tahrikçisi olmuştur.”
“Esasında, Sivas İlindeki vatandaşlarımızın, inançları açısından son derece hassas oldukları bilinmektedir. Olayın büyümesinde; bu hassas durumun, ateist olan kişilerce tahrik olunması ve olayın Cuma gününde oluşturulması, olayın bir başka ilginç yönüdür.”
ANKARA DGM: NESİN, OLAYLARIN ÇIKMASININ MÜSEBBİBİ
Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, esas hakkındaki mütalaasında; Sivas olaylarında “Müslüman halkı haksız şekilde tahrik ettiği, böylece olayların çıkmasının müsebbibi olduğu” gerekçesiyle Aziz Nesin hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara DGM’nin suç duyurusunda; “Olayın müştekisi Aziz Nesin’in Bakanlar Kurulu’nun 24 Ağustos 1989 tarih 1989/14.479 sayılı kararnamesinde yazarı Selman Rüşdi olan ‘Şeytan Ayetleri’ isimli kitabın Türkiye’ye sokulması ve dağıtılmasını yasakladığı, Türkiye’de bu yasağa rağmen adı geçen kitabı Aydınlık Gazetesi’nde yayınladığı ve bu kitabın içeriği itibarıyla Müslümanların Peygamberi ve eşlerine karşı tahkir ve tezyif edici ibarelerin bulunması sebebiyle tüm Müslüman halkın bu yayından dolayı haksız şekilde tahrik ettiği, böylece olayların çıkmasının müsebbibi bulunduğu anlaşıldığından...” ifadeleri yer alıyor.
Suç duyurusunda, Aziz Nesin’in, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 159 ve 175. maddelerini ihlal suçundan 9 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması istendi.