Hamd, âlemlerin Rabbine; salât ve selâm da O'nun pak Rasulüne olsun.
Babamdan dinlemiştim bu kıssayı; ama gerçek, ama kurgu…
“Bir adam, her namaz vakti müezzin ezan okurken caminin önünde durur ve müezzine “Olmadı, olmadı!” dermiş. Müezzin de ezan okumakta olduğu için ona hiçbir şey diyemezmiş. Bir, iki, beş, on… Bir gün yine müezzin ezan okurken o adam geçmiş ve yine “Olmadı, olmadı müezzin efendi!” demiş. Müezzinin de sabrı bir yere kadar. “Ne olmadı? Çok biliyorsan çık minareye kendin oku!” demiş. Adam minareye çıkmasa da, yoldaki direk gibi demir bir şeyin üstüne çıkmış ve başlamış yürekleri yakan ezanını okumaya: “Allahu Ekber, Allahu Ekber…” Okudukça demir erimeye, adam yere yaklaşmaya başlamış. Ezan bittiğinde demir buz gibi erimiş ve adam tamamen zemine inmiş. Etraftakiler hayrette… “Adam demiri eritti okuduğu ezanla yahu…” sesleri yükselirken adam hayıflanarak elini savurmuş ve “Bu da olmadı be! Ben de eriyecektim ki, işte o zaman olacaktı.” demiş.”
Evet, sorun herkesi eritip yahut eritmeye çalışıp da bizim erimememiz. ‘Ele verir talkını, kendi yutar salkımı' misali, herkes harama helale riayet etsin, tam bir Müslüman olsun ama biz istediğimiz gibi yaşayalım, her harama bir kılıf bulalım, farzlardan kaçmak için bahaneler üretelim; yok böyle bir tebliğ…
Riya ile devasa etkinliklerin, dilinden bal akan eylemsiz söylemlerin ve salih amelsiz tebliğlerin yapıldığı şu çağda, Allah rızası için yaşayıp Allah için ölmek mesele. Kıymetli bir büyüğüm: “Yaptığın işi Allah rızası için yap; edebin, süsü olsun eserinin.” demişti. Bu söz, kulağa küpe değil, başa taç da değil, ömre salih amel ve kabre nur olmaya layık.
Kaç milyon tane etkileyici söz, bir zerre edep eder? Sahi, kaç tane edebiyatlı laf ve kaç trilyon alkış, sağ omuzdaki meleği harekete geçirmeye bedeldir? Kaç yüz bin takdir ve teşekkür, buz gibi soğukta cemalini gösteren güneş misali, edeb ve ihlâsın sevincine denk olabilir?
Tamam, “Hayrın tamamını yapamasanız da başkalarına tebliğ edin.” buyuruyor ama “Başkasına söyleyip de kendisi uygulamayanın ağzına ateşten gem vurulur.” da diyor Efendimiz(asv). Ayar nedir peki? Ortadaki bir ‘a' harfi: ‘yapmasanız' da değil, ‘yapamasanız' da…
Edeb… Edeb ihlâstır ve ihlâs en güzel ziynettir. Kadına altın, erkeğe gümüş değerindedir. Tabii bunlar dünya kriterleri. Edebin ve onun özü olan ihlâsın ahiretteki karşılığı, rıza-yı ilahi ve altından ırmaklar akan cennettir. Nihayetinde de Cemalullahla şereflenmektir.
“Ömrünüze niyet katın, yaşantınız amel olsun.” diyor Mehmet Deveci. Bu söz de kalplerde dursun. Her işini ihlâsla yapanlara selam olsun. Duaları üzerimize olsun.