Elazığ'da 24 Ocak Cuma günü saat 20.55'te meydana gelen ve merkez üssü Sivrice ilçesi olan ikisi kalp krizi olmak üzere, 37'si Elazığ'da, 4'ü Malatya Doğanyol'da 41 kişinin yaşamını yitirdiği 6,8 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya çalışıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluş temsilcisi depremden hemen sonra bölgeye gelerek çalışmalar başlattı.
Şu ana kadar bölgeye 25 bin çadır, 25 bin yatak, 80 bin battaniye, 4 bin uyku seti, ısıtıcı ve 50 bin gıda kolisi sevk edildi.
Elazığ merkezde Kültür Park'ta, içerisinde sahra hastanesi de bulunan çadır kent oluşturuldu. Kış çadırlarında barınan ailelerin 3 öğün yemek ve ısınma ile diğer ihtiyaçları da karşılanıyor.
Elazığ ve Malatya'daki depremde ağır hasarlı ve yıkılacak yerlere 30 bin lira, acil kira ödeneği olarak da yaklaşık 11 bin lira olmak üzere toplam 41 bin lira destek verilecek. Sivrice ilçesinde 300 konteynerin yer alacağı geçici barınma merkezi oluşturulacak.
Depremi yaşayan Elazığ halkı, yaşadıklarını İlke Haber Ajansına (İLKHA) anlattılar.
"3 gündür arabada yatıyorduk, şimdi de çadırda kalacağız"
Çadır kentte kalan depremzede Mehmet Ölmez, deprem anında evde olduğunu ve bir anda sallanmaya başlayınca kendilerini dışarıya atmaya fırsat bulamadıklarını söyledi.
Evinde hasar oluştuğu için çadırda kaldıklarını belirten Ölmez, şunları söyledi:
Biz ilk gün can hayliyle dışarı çıkıp arabamızda sabahladık. 3 gün boyunca arabanın içinde yattık. Okullarımız, spor salonlarımız ve camilerimiz açık olduğu için isteyen istediği yerde kalabiliyor. O konuda herhangi bir sorun yok. Buraya çadır almaya geldik. Çadırımızı kuracağız. Bu gecede burada kalacağız. Başka yapacağımız bir şey yok.
"Mahşer yeri gibiydi"
Depremde 5’inci kattaki evi zarar gören Oğuzhan Çakmak da şu an daha güvenli olan annesinin yanında kaldığını söyledi. Çakmak, "Ben deprem anında arkadaşımın cay ocağındaydım. Panikle herkes dışarı kaçmaya başladı. Dışarısı mahşer yeri gibiydi. Allah bir daha göstermesin. Deprem yaraları inşallah en kısa zamanda kapanır." dedi.
"Allah bir daha bu acıyı yaşatmasın"
Depremin bir imtihan olduğunu ve her şeye rağmen şükrettiklerini dile getiren depremzede Gülizar Avşar da şunu söyledi:
Deprem anında evimizde oturmuştuk ve hepimiz panik halinde dışarı çıktık. Sonra torunlarımı almaya gidince ev başımıza yıkılacak zannettim. Kendimizi zor dışarı attık. Ben buna da şükrediyorum. Evimizde çatlaklar meydana geldi ve bizde buraya geldik. Bu bizim bir imtihanımızdır. Bizim ve bütün Türkiye’nin başı sağ olsun. Şu anda çadırda kalıyoruz. Buna da şükrediyoruz. En azında başımızı koyacak yerimiz var. Hasar tespit çalışması için bizim mahalleye daha gelmemişler. Biz evimize girmeye korkuyoruz. Devlet bize sahip çıksın. Allah bir daha bu acıyı Türkiye’mize yaşatmasın. Hepimizin başı sağ olsun.
"Kendi derdimizi unutup halkımızın yarasına merhem olmaya çalışıyoruz"
Evi hasar görerek depremzede olan Elazığ Umut Kervanı Başkanı Mustafa Yılmaz ise kendi derdini bir kenara bırakarak halkın yardımına koşan ilk isimlerden. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilen Yılmaz, yaralılara da acil şifalar diledi.
Yılmaz, "Rabbim böyle bir acıyı bir daha göstermesin. Çok zor bir durumdu. Ben araba sürerken depreme yakalandım. İlk önce arabanın tekerinin patladığını düşündüm, çünkü arabam bir sağa bir sola gidiyordu. Sonra deprem olduğunu fark ettim. Oğlum evdeydi ve binamız baya hasar görmüştü. Büyük bir depremdi. İnsanlar panik halinde kendilerini dışarı atmıştılar. Oturduğumuz bu binada ağır hasar var. Biz de AFAD ekiplerini bekliyoruz. Bu mahallede yıkım çalışmaları başlamış, mahallede 400 hasarlı ev var. Bu mahalle yani Mustafa Paşa’da çoğu ev hasar görmüş. Bir sokak ötesinde 3 bina yıkılmıştı ve orada baya vatandaşlarımız enkaz altından kurtarıldı. Bu mahalle eski bir yerleşim olduğu için baya bir zarar gördü. Yıkım çalışmaları başladığı için vatandaşlarımız evlerini boşaltmaya çalışıyor. Korku ve panik olduğu için vatandaşlarımız evlerine giremiyor ve çadırlarda kalıyor. Artçı depremler çoğaldığı için psikolojik travma geçiriyor. İnsanlarımız çok zor durumdadır. Bende bir depremzede olarak ailemle birlikte Umut Kapısı derneğinde kalıyoruz. Derdimizi unuttuk, halkımızın yarasına merhem olmaya çalışıyoruz. İlk dakikadan bu yana sıcak çorba dağıtıyoruz, battaniye, giyim ve gıda yardımında bulunuyoruz. İnşallah yardımlarımız devam edeceğiz."
"Devletten ve yetkililerden destek bekliyoruz"
Depremzede Vahdettin Bulut, "Depremde evimiz sallanırken ne yapacağımızı şaşırdık. Misafirimiz vardı. Eşimin teyzesi kapıyı açarken son anda kendimizi dışarıya attık. Allah sonumuzu hayretsin. Cana geleceğine mala gelsin. Devletten ve yetkililerden destek bekliyoruz. Allah bir daha göstermesin." diye konuştu.
İLKHA