Dert kuyusuna düştüğünde insan, sıkıntı dolaşır bedeninin tüm damarlarında. Biraz da imanı zayıfsa, ilk adımını şeytanla beraber atıp isyan fermuarını çeker yüreğinin üzerine. Bir hırka edasıyla yavaş yavaş giydirir ruhuna, sonrasında çözümü arar yanlış kapılarda. Ve bazı kapılar vardır çukurlara saptıran, derman yaradan da saklıdır unutuyor insan…
Ağlamanın sızlanmanın da bir dozu vardır. Bu doz aşıldığında insan zarar görmeye başlayacaktır. Beşer boşluğa atınca adımını, şeytan insanın hemencecik yanında alır soluklarını… Alkol, sigara ve daha niceleri insana ufak ufak yaklaşmaya başlar şeytanın oyunlarıyla. Çok duyduk lakin şeytan hiçbir dem oyununu bozmuyor. Önce aklına sokuyor ardından bir kerecikten ne olabilir ya hu, diyerek fikirlerini değiştirmeye çalışıyor. Aciz insanlarız biz, yüceler yücesi Allah'a sırf kibrinden dolayı isyan etmiş bir varlığa sunuyoruz çoğu zaman düşünce gemilerimizin kaptanlığını. Asıl acınası olan şudur ki, gemimizin kaptanlığını verirken değil, o gemi yanlış rıhtıma vardığında anlıyoruz hataya düştüğümüzü. Bazen o rıhtımda ateşler tutuşana dek sürüyor yanılgılarımız.
Okullarda ve çeşitli eğitim kurumlarında verilen konferansların her gün onlarcası yapılıyor. Gerek insani yaşama, gerek sağlıklı yaşama, gerekse İslami yaşama ters olan kötü alışkanlıkların en önemlisi ve en tehlikelisi şüphesiz alkol ve alkol bağımlılığıdır. Alkol bağımlısı insanları gözlerimizin önüne getirdiğimizde başta kendisine akabinde çevresine ne denli zor anlar ve büyük sıkıntılar yaşattığını görmemek mümkün değil. Bu insanlara gidip sorduğunuzda birçoğu istemeyerek veya iradesine güvenerek başladığını söyleyecektir. Bugün dünyada 2 milyar kişi alkol kullanırken, bu rakamın 76 milyonu alkol bağımlısıdır. Dünya üzerinde 1 buçuk milyar Müslümanın olduğunu hatırlarsak bu oranın acziyetini kavramamız daha da kolaylaşabilir!
Hayran olmakla başlayıp fark etmeden idol aldığımız insanların çoğu günümüzün tamamına yakınını geçirdiğimiz sosyal medya ortamlarında, zerre ar etmeden viski şişelerini paylaşırken, o insana bakış açımız değişmiyorsa bizim kendimizi hakiki bir sorguya çekmemiz gerekir. Evet, insanın ameli Allah ile kul arasındadır. Evet, insan yaptıklarının karşılığını ahrette bulacaktır. Ve evet, o insana Allah hesabını soracaktır. Fakat altını çizerek belirtmek isterim ki yanlış kişileri örnek alırsak yanlış yollara sapmamız muhtemeldir. Unutulmamalıdır kişi sevdiğiyle beraberdir ve yine kişi kıyamet günü sevdiği ile haşrolunacaktır. O yüzden bize yanlış paradigmalar sunan insanlardan gerek yaşamımıza gerek sosyal medyada yahut internette kısacası her daim uzak durmamız bizim lehimize bir tedbir olacaktır.
Şeytan insanın her anını kollamaktadır belki ama en mühimi sıkıntılı ve dertli olduğumuz anlardır. Nasıl ki mutluyken isyana düşmemiz ihtimali daha düşükken, kötü alışkanlıklar olarak nitelendirdiğimiz alkol, sigara, uyuşturucu bağımlılığı insana en çok dertli ve kederli anlarda cazip gelir. Şeytan da âdemoğluna her daim sokulmaya çalıştığı için bu anı da fırsat bilip değerlendirecektir. Korkma, şeytan zeki değil sadece oyun oynamasını iyi biliyor. Sen, asıl oyun sahibi Allah'a sığınırsan derdi veren Allah şüphesiz dermanı da sunacaktır sana…