Derin Ümmet

Abdulhakim SONKAYA

İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.”(Hacc:27) buyrulur. Özel anlamıyla Hacc, bilinen ibadetin adıdır. Genel anlamda ise her türlü amaç ve ideale “hacc” adı verilir.
 

Bu ayeti kerimede belli olan manaya ilaveten latif başka manalar da vardır. Bu da “Derin Ümmet” mefhumuna taalluk eder.

Ayette geçen “amîk” kelimesi esasen derinlik manasındadır. Derinlik de bir nevi uzaklık ifade ettiğinden bunun karşılığı “uzak” diye verilmiştir. Gerçekten derinlik, uzaklık boyutundan doğar. Yükseklikte de uzaklıkta da hep bir derinlik boyutu vardır.

Ayet, “insanlar arasında amaç ve idealleri için çağrıda bulun” manasına da gelmektedir. Ayet; “eğer mukaddes amaçlar, büyük hedefler, zor durumlar için çağrıda bulunacak olursan derinlerden ve uzaklardan birilerinin çağrını duyup sana geldiğini görürsün” demeye getirir.

 Bunlar sana iki şekilde; yayan ve yorgun binekler üzerinde gelecektir. Yayan gelmek, kararlılığı ve azmi ifade eder. Yani bunlar ayakları üzerinde durarak, hiç kimseyi takmadan, başka şartları beklemeden derhal yola koyulup sana geleceklerdir.

  “Yorgun binek” diye ifade edilen kelime ayette “zamir” diye geçmektedir. Zamir, ismi gizleyerek onun yerini tutan edattır. Aynı zamanda zamir, vicdan manasındadır. Ama daha ilginci zamir, dumura uğramış olan şartlardan ortaya çıkan son bir güç dalgasıdır. Yeryüzünde bir şekilde görünmeyen; ama her halde mevcut olan kimseye de zamir denilir. Buna göre ümmeti ilgilendiren mukaddes amaç ve gaye için son çağrı geldiğinde derinlerde ve uzaklarda bir yerlerde bekleyen Müslümanlar “lebbeyk” deyip yola koyulacaktır. Ayakları üzerinde ve zamirleri üzerinde açıktan gelirler. İşte bunlara “Derin ümmet” diyoruz. 

Derin ümmet;

Uzaklarda ya da yükseklerde bir yerlerde; ama her halde derinlerde yer alan “Derin bir Ümmet” vardır.

Derin Ümmet, ümmetin vaziyeti dumura uğradığında zamir gibi asıl ismin yerini tutarak devreye girer. Kritik müdahalelerde bulunarak ümmete tekrar ve yeniden ruhunu iade eder.

Derin Ümmet, şer güçlerin nüfuz edemeyecek kadar derin veya yüksek veya uzak ama ümmete zamir olacak, onun yerini tutacak kadar ona yakındır.

Derin Ümmet bir fantezi değil, hakiki bir yapıdır. Ad değil, zamirdir. Ruh ve gölgedir. Her zaman var olmuştur ve var olmaya devam edecektir.

Derin Ümmet, işler dumura uğradığında, vaziyet kritik bir hal aldığında devreye girer. Vasıtalar zayıfladığında, binekler yorulduğunda inisiyatif kullanmaya başlar.

Derin Ümmet, sadece bunu bekleyen ve hisseden ümmetin vicdanında ve zamirinde değil, her şart ve ahvalde var olan ebet müddet bir yapıdır.  Zaman ve mekâna bağlı değildir. Belli bir halka ve kavme de has değildir. Mutlak ve müşterek bir yapıdır. Sadece bir kulvarda değil, her alanda gerektiğinde kendini gösterir.

Ümmetin vasıtalarının yorgunluğu ya da zayıflığı Derin Ümmet için handikap değil, aksine bizatihi vasıtadır. Bu nedenle ayette,“…gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.” buyrulur.

Müslümanlar daraldıklarını, sıkıştıklarını hissettiklerinde “bir kurtarıcı” beklentisi içine girer. Bu, onların içindeki “Derin Ümmet” inancının dışa vurmasından başka bir şey değildir. Bu, ümmet zamirinde(vicdan) var olan hakiki yapının dürtüsüdür.

Derin Ümmet, tarih boyunca çok kritik müdahalelerde bulunarak kendini göstermiştir. Haçlıların saldırıları Ümmete büyük sıkıntılar vermeye başlayınca Derin Ümmet onlara karşı Türk Nureddin Zengi’yi ve Kürd Selahaddin-i Eyyübi’yi meydana sürerek Kudüs’ü kurtardı.

Ümmet, Moğollara karşı zor durumda kalınca Derin Ümmet onlara karşı Kürd İzz bin Abdüsselam’ı ve Türk Seyfettin Kutuz’u meydana sürerek onları darmadağın etti.

Derin ümmet,  bazen Said Nursi’yi, bazen Hasan El Benna’yı bazen de başka İmamları ortaya çıkarmıştır. Derin Ümmet, canlı ve hareketlidir. Zahir olan Ümmetin zaafları ve zayıflığı, onu harekete geçirir. Daha çok ümmetin zayıfladığı zamanlarda vaziyetin dumura uğradığı hallerde harekete geçerek duruma el koyar. Kalbi mutmain olan kimse bunu hisseder. Arif olan da bunu anlar.

Hariçte ve ya dahilde ani veya süreç içinde, evrensel veya yerel düzeyde Nerde ümmet lehine bir müdahale olmuşsa bilinsin ki bu, Derin Ümmetin inisiyatif almasının bir neticesidir. Bunu bilmek, buna inanmak Her Müslüman’a azim ve iman verir, ruh ve umut verir.

Bu dönemde Derin Ümmet’ten kritik bir müdahale beklemek gerekir. Doğudan ve batıdan, içten ve dıştan saldırılar arttığında, ümmet içinde fitneler haddini aştığında Derin ümmet duruma müdahale eder.  Yine Nureddin, Selahaddin ve Seyfeddin tarzı bir üçlünün zuhurunu beklemek gerekir.

Ümmete selam olsun

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.