Baykal Edirne'de coştukça coşmuş, neler söylemiş neler, 16 Nisanda kesin olarak kazanacaklarını belirttikten sonra;
“Bir hafta sonraki 23 Nisan aman Allah'ım, öyle bir kutlanacak ki, Türkiye'de öyle bir 23 Nisan kutlaması olacak ki, sanki sene 2017 değil de sene 1920. Sanki ilk kez Mustafa Kemal hayatta, yaşıyor, biz de Edirne'de değiliz de Ankara'dayız Ulus meydanındayız. Taş mektebinin önündeyiz, Mustafa Kemal dualarla, kurbanlarla tekbirle meclisi açıyor. Biz de oradaymışız gibi, ilk kez meclisimiz oluyormuş gibi sevineceğiz. Meclisi ilk kez açmış gibi sevineceğiz. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilk kez o gün ilan etmiş gibi sevineceğiz. Anadolu'yu istiladan o gün kurtarmış gibi sevineceğiz. Devletimize kavuşmuş gibi, cumhuriyetimize kavuşmuş gibi, milletimizin egemenliğini korumuş gibi sevineceğiz...”
Baykal'ın konuşmasını dinleyen aklı başında birisi, bu sözlerin kesinlikle devamının olduğunu, orada kesmemesi gerektiğini anlayıverir.
Baykal daha önce izlenen bir filmin sadece baş tarafından bir sahneyi anlatıp orada bırakan birisi gibi konuşmaktadır. Onun için diyoruz ki;
Devam et Baykal, filmin gerisini de anlat, asıl söylemek istediğini söyle, kesme sözünü devam et. De ki:
“Daha sonra ilk yapılacak şey; meclisin açılışında o duayı yapan, tekbirleri getiren âlimler bir bir temizlenecek. Birinci meclise girmesine göz yumulan âlimler ikinci meclisten uzaklaştırılacak.”
Sıra ezanın yasaklanmasına, Türkçeye çevrilmesine gelecek.
“Ardından bütün imam-hatipler ve Kur'an Kursları kapatılacak, binalar halkevlerine çevrilecek.”
Kur'an okumak yasaklanacak. Jandarma bu konunun çok sıkı takipçisi olacak.”
“Köylerdeki camiler ahıra, şehirlerdeki camiler otoparka dönüştürülecek, böylece şehirlerde otopark sorunu da halledilecek.”
“Başörtüsü bütün devlet kurumlarında yasaklanacak, uymayanlar, hatta başörtülerini çıkarsalar bile önceden başörtüsü olanlar görevden uzaklaştırılacak.”
“Aynı şekilde bütün okullarda da yasaklanacak, yasağa uymayanlar okullarından uzaklaştırılacak.”
“Bütün öğrenciler andımızı söyleyerek derslerine girebilecekler.”
“Atatürk ilke ve inkılaplarına uymayanlar için, onun istediği hayat tarzını benimsemeyenler için, şapka giymeyenler için ülkenin dört bir yanında idam sehpaları kurulacak.”
“Dersim'in, Ağrı'nın ve benzerin dağları ve dereleri bombalanacak.”
“Varlık vergisi getirilecek, ekmek karneye bağlanacak.”
Evet, Baykal Efendi, senin Edirne'de yarım bıraktığın konuşmanın devamı böyledir. Biz bu filmi izlemiştik ve hem de hiç unutmamıştık, onun için filmin devamını çok iyi biliyoruz. Öyle başından ufacık bir sahneyi anlatıp orada kesme lütfen.
Yoksa sen bizi 23 Nisanın müsamere çocukları mı zannediyorsun Baykal Efendi?
“Hayır, ben böyle bir şeyler söylemiyorum, benim adıma uyduruyorsunuz” diyorsan, bu millet asla ahmak değildir.
İsterseniz bir yarışma yapalım, sizin şu Edirne'de konuştuklarınızı ekrana yazalım ve elli yaşın üzerindeki izleyicilere dinlettikten sonra diyelim ki;
“Baykal Efendinin bu sözlerini tamamlayın.”
Görelim bakalım, bizim şu söylediklerimizden başkasını yazarlar mı?
Yani sen konuşmaya devam et Baykal Efendi, hiç merak etme, bu millet senin eksiklerini tamamlayacaktır. Konuş, konuş, seni konuşturan Allah'tır.