Türkiye'deki İslamcılar, AK Parti'ye olan desteklerini çeşitli argümanlarla açıklamaya çalışırlar. En önemli argüman ise toplumun ıslahıdır. Nitekim Müslüman bir şahsiyet, içinde bulunduğu toplumu ıslah etmeye yönelik tedbirlere destek vermelidir.
Rahmetli Erbakan Hoca, bu endişelerle partileşme sürecini başlattı ve Milli Nizam Partisinden, Saadet Partisine uzun ve meşakkatli bir yola girdi.
Tabi yapılan işlerin bir de yan etkileri vardı. Örneğin herkesin “Hoca” dediği Erbakan, Refah Partisi ile iktidar oldu. Oldu olmasına da bu kez İslami olarak haram olan bazı eylemlerin yasal durumlarını düzenlemek, yani mevzuatını hazırlamak durumunda kaldı.
Bu haramlardan birincisi faizdi. Türkiye'deki bankalarda harıl harıl faiz işletiliyordu. İkincisi fuhuştu ki bu da resmi olarak yapılan ve mevzuatı bulunan bir husustu. Üçüncüsü içki ve kumardı. Ülke sathında bulunun içki fabrikaları ve kumarhaneler yasal birer ticarethane olarak kabul görüyorlardı.
Bu yaman çelişkinin içinden; “Var olan yasaları belki kaldıramayız ama hiç olmazsa bundan böyle gayri İslami hususların önünü alabiliriz” şeklindeki bir açıklama ile toplumun ıslahına vesile olabileceklerini belirterek çıkmaya çalıştılar.
Aslında bunlar anlaşılabilir açıklamalardı. İktidardaki şahsiyetlerin seküler bir çizgide olmasındansa, İslami hassasiyetlere duyarlı kişiliklerin olması daha evladır.
Ancak söz konusu ıslahın tam tersini, yukarıda belirttiğimiz hassasiyetlere duyarlı bir hükümetin döneminde şahitlik etsek, o zaman iktidardaki varlık gayesi sona ermiş olur.
Geçenlerde, yani tam tarih olarak 3 Ağustos 2018 Cuma günü Resmi Gazete'de; “Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlandı.
Sadece başlığını okuyan kişi, kanuna masumca bir kanı ile yaklaşabilir. Ancak söz konusu kanunun 14. maddesi ile; “14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 4'üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “% 59'undan” ibaresi “% 83'ünden” şeklinde değiştirilmiştir.
Yani ilgili kanunun 4. maddesinde geçen; “Her bir kurum ve kuruluşun tertip ettiği tüm şans oyunları için bir takvim yılı içinde ödeyeceği ikramiyelerin toplamı, aynı dönemdeki hasılatının % 40'ından az % 59'undan fazla olamaz” şeklinde belirlenen üst sınır % 83'e çıkarılmış oluyor. Bu da ikramiyenin artması ve kumarın teşviki anlamına geliyor.
Tabi iş bu kadarla da bitmiyor. 5738 sayılı Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanunun; “15 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “yüzde beşi” ibaresi “yüzde üçü” şeklinde, “yüzde onu” ibaresi “yüzde altısı” şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir: “Pazarlıkla temin usulünde istenecek teminat miktarları, bu fıkrada belirtilen oranlardan farklı olarak belirlenebilir.”
Peki, bu ne anlama geliyor? Yani bahislerdeki teminat oranları düşüyor. Geçici teminat oranı % 5'ten % 3'e düşerken, kesin teminat oranı % 10'dan % 6'ya indiriliyor. Ayrıca bu yasa ile pazarlıkla farklı teminat oranları belirlenmesine imkân tanınmış oluyor.
Bir başka söyleyişle, Türkiye'de kumarın önü açılmış oluyor. Tabi bize ayrılan köşe, teknik olarak ancak bu kadarını açıklamamıza elveriyor. Yoksa bu yasa ile canlı bahis oynamanın önündeki engeller kaldırıldığı gibi tenis ve buz hokeyi gibi farklı spor dallarında da bahis oynanabilecek.
Hükümetin konu ile ilgili eleştirilere verdiği cevap; “Bu yasa ile kamu zararına sebep olan yasa dışı bahsin önüne geçilecek.” şeklindedir. Biz de deriz ki; yasa dışı oynanan bahislerde bir vebaliniz yoktur ve tedbirlerle önünü alabilirsiniz. Ama yasal olarak oynanan bahislerde vebaliniz vardır ve sadece bu durum uykularınızı kaçırmaya yeterli olmalıdır.
Konuyu tek kelime ile açıklayacaksak; “Olmadı” deriz.