Geçtiğimiz günlerde partisinin grup toplantısında kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarıyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB talepleri doğrultusunda zinayla ilgili atılan adımların yanlış olduğunu ve "Zina ile ilgili yeniden düzenleme yapılması" gerektiğini belirterek, konunun yeniden ele alınacağı sinyalini vermişti.
Zinanın yasal düzenlemeleriyle ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan İlim ve Hikmet Medresesi Müderrisi Molla Ahmet Çelik, devletin zina yapanları en ağır bir şekilde cezalandırması ve bu konuda çıkarılacak yasanın ise bu yönde olması gerektiğini söyledi.
AB uyum yasaları çıkartılırken özellikle aile politikasıyla ilgili çok yanlış düzenlemelerin yapıldığını dile getiren Çelik, Türkiye’de yeniden zinanın suç kapsamına alınmasını ve fuhuşun önüne geçilmesinin gerektiğini belirtti.
“Müslümanlar olarak böyle bir tanımlamayı eksik buluyoruz”
Çelik, mevcut kanundaki zina tanımının İslami topluma uyan bir tanımlama olmadığının altını çizerek, “Bu batılıların İlahi vahiyden uzak olan bir kanunun tanımlamasıdır. Bu gömlek, elbise İslami topluma uymaz. Kur’an-ı Kerim'in bize yaptığı zina tanımında ister evli olsunlar isterse evli olmasınlar kadın ve erkeğin nikah dışındaki yaptığı buluşma ve ilişki zinadır. Dolayısıyla biz Müslümanlar olarak böyle bir tanımlamayı eksik buluyoruz. Müslüman toplum olarak biz bu zina tanımının bu topluma uygun bir tanımının yapılması ne öngörüyor ve tavsiye ediyoruz. Eğer nikah dışı bir birleşme oluyorsa bu zina sayılması gerekiyor.”dedi.
Çelik, “Peygamber efendimiz gözün, elin ve ayağın zinası olduğunu belirtiyor. Asıl zinaya götüren bu yolları dinimiz yasak etmiştir. Örneğin bir kadınla bir erkeğin üçüncü şahıs olmadan nikâhsız baş başa kalmalarını dinimiz ‘Ölüm olarak’ nitelendirmiştir. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de ‘Zinaya yaklaşmayın diyor.’ Müslüman değil zina yapmayı zinaya götüren yollara bile girmez, yaklaşmaz. Yine Allah-u Teala çirkin ve hoş olmayan şeylerden bizleri sakındırır. Zinanın Kur’an-ı Kerim’deki tanımı çirkin ve kötü bir fiil olarak tanımlar. Yüce Allah bunu kötü ve çirkin olarak nitelendirdiğine göre batılılar veya kendisini çağdaş zanneden toplumlar bunu zina saymaması dolayısıyla Allah-u Teala’nın bunu zina saymasının yanında bu sözlere asla itibar edilmez.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zina ile ilgili yaptığı açıklamayı olumlu ve geç kalınmış bir açıklama olarak nitelendiren Çelik, şunları söyledi:
“Kur’an-ı Kerim zinayı suç, çirkin ve kötü olarak nitelendirir. Peygamber efendimiz de büyük bir günah olarak sayar. Cumhurbaşkanının bu açıklaması, bu konuda ‘yanlış’ yaptıklarını dile getirmesi çok güzel buluyoruz. Ama geç kalınmış bir açıklamadır. Maalesef bizler Müslümanlar olarak hep böyle geriden geliyoruz. Eğer bir kanun yapacağımız zaman bunu iyi gözden geçirmemiz gerekiyor. AB uyum yasaları çıkartılırken özellikle de aile politikasıyla ilgili çok yanlış düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeyi yapan sorumlu yetkililer AB uyum yasasındaki kuralları acaba gözden geçirmiyorlar mı? Eğer geçirmiyorlarsa bu büyük bir gaflettir. Bir defa bu gaflete düşülmüş ve bir daha bu konuda yasa çıkartılırken madde madde gözden geçirilmesi lazım.”
Toplumu ilgilendiren kanun ve düzenlemelerde alimlere müracaat edilmesi gerektiğini belirten Çelik, “Dini konularda din âlimlerine, bilginlerine, uzmanlarına müracaat edilmesi lazım. Örneğin Avrupa'da bir yasa çıkarıldığı zaman o ülkenin dini ve inancı hangi inanca bağlı ise âlimlerine bu konuda soru soruluyor. Müslüman alimler ve din bilginleri ile siyasi yetkililerin bu konuda istişare etmeleri gerekir. Zina ve buna benzer dinimizin yasak ettiği elbiselerin bu toprağa uymayacağını söylemeleri gerekir ve istişare etmeleri gerekir. İnşallah bundan sonra bunlar dikkate alınır. Öncelikle kitabımız olan Kur’an-ı Kerim ve efendimizin sözlerine müracaat edilir. Yasalar çıkartılırken bu toplumun dini değerleri göz önüne alınmalıdır.”şeklinde konuştu.
“Gençlerin evlenmeye teşvik edilmesi lazım”
Zinanın önüne geçilebilmesi için bazı önerilerde de bulunan Çelik, “Zinanın asgariye indirilmesi veya alkolün ve bir takım uyuşturucu gibi zarar verici maddelerin azalabilmesi için toplum önce bu konuda terbiye edilmelidir. Gençlerimizin evlenme yaşı erken yaşa çekilmelidir. Bugün evlenme yaşı 30 yaşın üzerinde oluyor. Bir gence ‘Evlenecek misin?’ diye sorulduğu zaman ‘Zamanı değil’ diyor. Çünkü bu insanlar kanun dışı ve İslam'ın dışında gerek gözlerini, kulaklarını ve gerekse de başka şekilde şehevi duygularını tatmin ettiklerinden dolayı evliliği ikinci plana atılıyor. Bundan dolayı da evlenme yaşının erkene alınması gerekiyor. Gençlerin evlenmeye teşvik edilmesi lazım. Ebeveynler de genç çocuklarına örnek olmalıdır. Hiçbir Müslüman rızık endişesinden dolayı evlilikten geri durmamalı. Çünkü Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de insanların rızkına mükellef olduğunu belirtiyor.” diye konuştu.
“Nikah ile oluşan bir ailede huzur ve mutluluk vardır”
Zinanın toplum ve aile üzerindeki olumsuz nedenlerine de değinen Çelik, “Bir defa bizi yaratan yüce Allah'tır. Allah bizim yapımızı iyi biliyor. İyi bir toplum ve aile olabilmek için Allah evlilik müessesini emrediyor. İlk insan Hz. Adem ile Hz. Havva nikah ile evlenmişlerdir. Bütün peygamberlerde kıyamete kadar her dönemde insanları evliliğe teşvik etmişlerdir. Cennette de evlilik olacak. İnsanlar dünyadaki eşleriyle en güzel bir şekilde yine birbirlerine eş olacaklardır. İslam dini evliliği teşvik etmiştir. Yahudi ve Hıristiyanlıkta bile evlilik vardır. Hepsinde zina suçu sayılmıştır. Dolayısıyla nikah ile oluşan bir aile ve toplumda huzur ile mutluluk vardır. Peygamber efendimizin döneminde ise sadece 5-6 tane zina vakası olmuştur. Vahyin ve sünnetin İslam’ın hakim olduğu bir aile ve toplumda orada suçlar asgariye iner ve yok derecesine düşer. Ama bugün maalesef zina, fuhuş içki ve uyuşturucu bağımlılığı ise zirve yapmıştır.”diye belirtti.
Çelik, “Devlet yetkileri zinanın bir suç olduğu kanunu çıkarma eğiliminde ve bu kanunu çıkarırken zina için en ağır bir ceza uygulaması lazım. Çünkü Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman böyle ağır günahların ve kötülüklerin cezası ağır olmuştur. Ceza suçun topluma vermiş olduğu zarar oranında veriler.”şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)