Son olayların cereyan ettiği Cizre, Hz. Nuh'un (as) gemisine menzili olan Cudi Dağı'nın yanında, Dicle'nin kenarındadır.
Burada evvela kısaca manası verilmesi gereken kavramlar vardır;
Cudi: Nuh'un Gemisi sağlam bir yere demir attığı için onun durduğu dağ “Cudi” ismini almıştır. Çünkü Cudi, mertlik ve yiğitlik demektir. Karakter ve kalite manasındadır. Bir kalite standardıdır. Bunlara mensup olan kimse de Cudî olur. Cûd ve vicdan ehli olan kimse cudî olarak değer kazanır.
Cudî Dağı mertliğiyle varlığını ortaya koyunca “El-vücûd minel cûd” Yani varlık mertliktendir. Darb-ı meseline konu oldu. Demek ki var olmak mertlik (Cûd) ile ortaya çıkar. Namerdin mevcudiyeti söz konusu değildir. Var görünse de onun varlığı şekle dairdir. O varlığın her hangi bir değeri ve de hükmü yoktur.
Cudi'ye mecrasında seyrederek varan ve orada demir atan bir geminin ehli orada bereket olur. Medeniyet olur. Dicle'nin kenarında kurdun kuzuyu kapmasına asla izin vermez. Dicle'nin azgın bir deccal olmasına müsaade etmez.
Dicle: “Dicle'nin kenarında kurt, bir kuzuyu kaparsa bundan ben sorumluyum.” diyen Hz. Ömer özellikle “Dicle'yi” zikretmiştir. Demek ki Dicle'nin azgınlaşıp deccal olma, bir canavara dönüşme riski vardır. Dikkat edilirse “Dicle” ile “Decca” aynı köktendir.
Mecra ve macera: Mecra; suyun, geminin, zamanın doğal seyrinde hareket etmesidir. Eğer bir şey mecrasında hareket etmezse “maceracı” olur. Mecrasında akan her şey sonunda demir atacağı emin bir liman bulur.
Cizre; denizin ortasındaki ada veya diğer yerlerden kopuk kendi kendine yeterli olan yer manasındadır. Tufandan sonra suların çekilmesiyle ortada bir ada gibi ortaya çıkmış ve orada bir medeniyet inşa edildiği için bu ismi almıştır.
Cizre, mecrasında akan Dicle'nin bereketi Cudi'nin mertliği ve değerleriyle kendi kendine yeterli bir medeniyet merkezi olur. “Ve de ki, Ey Rabbim. Beni mübarek bir yere kondur. Sen konaklayanların en hayırlısısın.”(Müminun:28) duasına mazhar olarak güven, huzur ve bereket diyarı olur. Aksi takdirde Cizre karantinaya alınmış hayır ve bereketten mahrum bir yer haline gelir.
Mursi: Mursi, Cudi'ye demir atan kimse demektir. Darbeler baskılar bir daha onu yerinden edemez. Mısır'da Mursi'ye yapılan darbe onu mertliğin ve yiğitliğin zirvesi olan Cudi'nin zirvesinden indiremez. Çünkü Mursi, mecrasında olan bir geminin içinde oraya gelmiştir.
Nuh (as) gemiye binerken “Bismillahi mecraha ve mersaha-mecrası da sabit durması da Allah'ın adıyladır.” dedi (Hud:41) Mersa da geminin bir demir atarak güvertede durmasıdır. Sarsılmasın diye yeri tutan dağlara da “Mersa” denilmiştir. Buna göre bir hareket, bir düşünce yola çıkarken eğer mecrasındaysa, maceracı değilse muhakkak surette “Mursi” olarak güçlü bir şekilde demir atar.
Bugün Cizre'de cereyan eden hadiseler Cudi'ye demir atan Mursileri oradan sökme girişimidir. Fakat bu maceracı bir girişimdir. Beyhude bir çabadır. Çünkü bu, doğasında ve mecrasında hayır olan bir girişim değildir.
Sonuç olarak,
Mecrasında akmayan, Hakk'ın feleğinde dönmeyen bir hareket maceracıdır. Cudi'ye demir atamaz.
Kalite ve değer standardına sahip olarak “Cudî” olamayan kimselerin “Mursî” olanları yenmesi mümkün değildir.
Mecrasında akmayan bir Dicle deccal olur. Binaenaleyh kenarında otlayan kuzuyu kurt kapar.
Dicle'siyle, Cudi'siyle, toprağıyla Cizre kendine has bir medeniyete sahiptir. Eğer bu şiarlara sahip çıkarsa bir cazibe merkezi olur. Aksi takdirde tarihinden, değerlerinden kopuk bir yer olarak karantinaya alınır.
Darbelerle, Mursiler Cudi'den indirilemez. Çünkü onlar Cudi'ye demir atmış, Cudi de onlara menzil olmuştur. Onlar yoksa Cudi yoktur. Cudi yoksa Cizre yoktur.
Her azgın ve cahil kimse maceracıdır. Maceraya atılarak kahraman olacağını zanneder. Fakat unutulmasın ki azgının sonu sular içinde boğulup gitmektir. Mursi değil ki sağlam dursun. Cudi değil ki azizlere konak olsun.
Cizre, Cudilerine, Mursilerine sahip çıkmazsa mertliğini ve medeniyetini yitiren bir ada haline gelir. Cizre, ülkenin Cudi'sinin ve Mursisi'nin olduğu yerdir. Herkes ya buna sahip çıkacak ya da bu coğrafyanın medeniyete köprü olma özelliğine büyük bir halel gelecektir.
Mücadele, tümden ülkenin karantinaya alınmış sorunlu bir ada, kayıp bir medeniyet haline gelmesi ile bir güven ve huzur adası, medeniyete köprü olması arasındaki mücadeledir. Mücadele Dicle deccalı ile Cizre Mursileri arasındadır.