Dicle Üniversitesi Hastanelerinde temizlik işlerinde çalışan 180 taşeron çalışanının, kadro beklerken hiçbir gerekçe sunulmadan işlerinden çıkarıldıkları belirtildi.
İşçiler, Dicle Üniversitesi Hastaneleri poliklinik servisinin önünde işten çıkarılmalarına tepki gösterdi. Yıllardır taşeron işçi olarak çalıştıklarını ifade eden işçiler, hukuksuz bir şekilde işlerine son verildiği ve haklarını geri istediklerini belirttiler.
İşçilerden Sedat Demir, işine son verilenlerin sayısının daha da artacağını, keyfi bir şekilde işten çıkarıldıklarını ifade ederek, haklarını arayacaklarını söyledi.
“Bize herhangi bir açıklamada bulunulmadan işten çıkarıldık”
İşten çıkarılmaları hakkında kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini dile getiren Demir, “Ne olacağını tam olarak kestiremiyoruz. Hastane yönetimi ile görüşmeler yapılıyor şu anda, ama kesin bir şey söylemiyorlar. İşten çıkarılanların sayısı 180 olarak biliniyor ama bu sayının artacağı söz konusu. Bu sayının 340 ile 600 kişiyi bulabileceği söyleniyor. Tam bilemiyoruz, herhâlde yeni liste yayınlanacakmış ama bu listenin kaş kişi olacağını kestiremiyoruz. İşten çıkarılmamız ile ilgili herhangi bir gerekçe göstermediler, sadece arkadaşları arayıp ‘Çıkışınız verilmiştir, işe gelmeyin, biz sizinle çalışmak istemiyoruz’ demişler. Ne olduğunu tam olarak kestiremiyoruz, herhangi bir yetkili de bize açıklamada bulunmadı. Bu vahim bir durumdur. Hukuksuz bir şekilde bizi işten çıkartmalarını anlamış değiliz. Bu konuda gereken neyse yapılmasını istiyoruz. İşçilerin işe iade edilmesi gerekir. Bu yol hukuksuz bir yoldur, yapılmaması gerekir. En kısa sürede bunun çözülmesi gerekir.” dedi.
“Bu insanların durumları ne olacak, zaten biz asgari ücret ile çalışıyoruz”
Yetkililerin taşerona kadro müjdesini hatırlatan Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“Bize herhangi bir bilgi verilmedi ama bu zincirleme bir durumdur. Çünkü eski şirket bu eski isimleri belli bir noktaya bildirmiş, hastane yönetimi de yeni şirkete bildirmiş. Yani zincirleme bir durum var, herkesin de bilgisi var, her şey açık ve net. Bu keyfi bir durumdur. Bu insanların durumları ne olacak, zaten biz asgari ücret ile çalışıyoruz. Hükümet açıklamada bulunmuştu. Demek ki daha önce hastane yönetimi kendi elemanlarını yerleştirmiş işe ondan sonra bizim çıkışımızı vermişler. Bir yandan da ‘eleman fazlalığı var, şu ana kadar eleman fazlalığı yoktu’ diyorlar. Madem eleman fazlalığı var, bizim çıkışımızı veriyorsunuz peki neden tekrar eleman alıyorsunuz. Hukuksal bir boyuttur bu, bunun araştırılması gerekir. Bunun kamuoyuna duyurulması gerekir. ‘Ali Kemal’ yönetimi denilen bir yönetim var, ne olduğu da belli değildir. Ne varsa bunlarla bağlantılı bir durumdur, onun için bunun çözülmesi gerekir. Hakkımızı hukuksal yollarla arayacağız, yargı yoluna da gideceğiz, çıkışımızın gerekçesi neyse ona göre yol alacağız. İnşallah geri adım atarlar. Bu konuda haksız olduklarını anlamış olurlar.”
"Bizi adam yerine koyup işten çıkarıldığımızı bile haber vermediler"
İşine son verildiğini arkadaşlarından öğrendiğini söyleyen Oya Süer ise “Hiçbir şekilde bana işten çıkarıldığım haber verilmemiş, sadece gece arkadaşlarım aradı ‘ismin listede var’ dediler. Geldik buraya kimse bize bir bilgi vermedi. Biz buraya gelmeden buraya polisleri dizmişler. Sanki biz hırsızlık yaptık, uyuşturucu sattık, fuhuş yaptık. Bunları yapsaydık bilin ki biz burada şimdi yöneticiydik, ama bunları yapmadık namusumuzla çalıştık, şerefimizle çalıştık, hastamız oldu izin istedik izin vermediler, yasımız oldu izin istedik izin vermediler, bugün de haksız bir şekilde, bizi adam yerine koyup işten çıkarıldığımızı bile haber vermediler. Nasıl bir şey bu, adama işten neden çıkarıldığımı soruyorum bana ‘bilmiyorum’ cevabı veriyor. Nasıl bilmiyorsun, beni sen işten attıysan bana 15 gün öncesinden haber vereceksin, burası dingonun ahırı mıdır, böyle bir saçmalık olur mu? Nasıl oluyor insanlar kendi kafalarına göre insanları işten atıyorlar.” şeklinde keyfi muameleye tepki gösterdi.
“Ne hakla hangi suçlamayla bizim işimize son verdiler?”
“Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı, 'kadro gelecek' diye bunları böyle yaptılar.” diyen Nuran Çalışkan da tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Emeğimizi versinler.Burada yangın oldu saat 01.00’e kadar biz burada kaldık. Kadrolular çekip evine gitti, biz şeflerimiz ile beraber iki gün boyunca bu hastanenin yangınını temizledik. Biz işten çıkarıldık, kabul ediyoruz, o zaman araştırılsın bizim yerimize kendi akrabalarını aldılar, onlar da ortaya çıksın. Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı ‘kadro gelecek’ diye bunlar böyle yaptılar. Ne hakla, ne suçlamayla bizim işimize son verdiler. En ufak bir yüz kızartıcı bir suçumuz varsa belgeli olarak önümüze koysunlar.”
İşten çıkarılmalarının arkasında AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun yakınlarının olduğunu iddia eden Musap İsmailoğlu da bunların dile getirilmediğini söyledi.
İşten çıkarılmalarına hiçbir gerekçe sunulmadığını dile getiren İsmailoğlu, “Sait Alan (FETÖ’den tutuklu eski başhekim) döneminden kalan mevcut yönetim görevden alınıp ihraç edildi. Onlarla beraber idarede devam edenler ise şu anda mevcut yönetimle görevlerine hala devam ediyorlar. Bunlar soru işaretleridir? Biz isim biliyoruz yani. Biz Ensarioğlularının adamı olduğunu biliyoruz, bunların hiçbiri dile getirilmiyor. Şu anda işten çıkarılanların kimisi için eski yönetimin tuttuğu tutanaklara göre çıkarıldığı belirtiliyor, kimine göre de işe geç kalmadan dolayı. Hiçbir gerekçe sunulmamış bize. Sadece dün itibari ile hastane girişinde işten çıkarılanların listesi asılmış, isimlerinin karşısına da telefon numaraları yazılmış, bu yasadışı ve şeref yoksunluğu olan bir şeydir. Bizim tarafımıza üst yazıyla herhangi bir tebliğ yapılmamıştır. Bizim hakkımızda FETÖ ve PKK ile ilgili herhangi bir soruşturma bulunamamıştır, yoktur da. Bir hafta önce ‘güvenlik soruşturması’ adı altında İçişleri Bakanlığı tarafından bize form gönderildi, biz o formalara fotoğraflarımızı yapıştırıp bütün aile fertlerine kadar isim soy isim yazıp doldurduk. Bu formlarımız daha İçişleri Bakanlığına yetişmeden bizim bu şekilde çıkışımız verilmiştir.” ifadelerini kullandı.
Dicle Üniversitesi Hastaneleri Basın biriminden açıklama
Öte yandan konu hakkında görüştüğümüz Dicle Üniversitesi Hastaneleri Basın birimi, işçilerin işten çıkarılmasının hastaneleri ile alakalı olmadığını, taşeron firmanın işçilerin işine son verdiğini belirtti. İşçilerden emekli olup çalışanların işe alınmayacağını ifade eden yetkililer, kalan işçilerin işlerine devam edeceğini söylediler.
Başbakan Binali Yıldırım, Türk-İş ziyaretinin ardından yaptığı açıklamayla kamuda çalışan taşeron işçilere kalıcı statü sağlanacağını söylemişti.
İLKHA