DİYARBAKIR-Peygamber Sevdalıları Platformuna bağlı Piran Hak-Der tarafından, Diyarbakır'ın Dicle ilçesine bağlı Yeşil Sırt (Bazmınt) köyünde "Vahdet ve Kardeşlik Rehberi Hz. Muhammed (sav)" temalı Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi.
Etkinlikte bir konuşma yapan Muzaffer Karavil Hoca, Peygamberi anlatmaya, günlerin, ayların ve haftaların yetmeyeceğini belirterek Hz. Muhammed'in, yozlaşmış bir toplumdan sahabe toplumunu oluşturduğuna dikkat çekti.
Köy imamı Hasan Özgür Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlik, Mevlid-i Şerif’in okunmasıyla devam etti.
Köy meydanında yapılan etkinlikte Grup Mizgin sanatçılarının seslendirdiği ilahilere katılımcılar, ellerindeki tevhit bayraklarını sallayarak sık sık salâvat ve tekbirler ile eşlik etti.
Kız çocuklarının ilahi ve şiir okuduğu etkinlikte Hz Muhammed’in örnek hayatına yer veren şiir, ilahi ve konuşmalar yapıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Faruk Dinç, dünya hayatının geçici olduğunu, kabir hayatının, ahiretin, kıyametin bir hakikat olduğunu, herkesin yarın için ne hazırladığını gözden geçirmesi gerektiğini belirtti. Dinç Hoca, ölümden sonra ağlamamak için bugün Hz Muhammed’in örnek hayatının takip edilmesini ve ideal bir Müslüman’ın ancak Hz. Resulullah’ı ve sahabelerini örnek alarak kurtuluşa erebileceğini dile getirdi.
“Günler, haftalar, aylar yetmiyor Peygamberi anlatmaya”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Peygamber Sevdalıları Platform yetkilisi Muzaffer Karavil, “Günler, haftalar, aylar yetmiyor Peygamberi anlatmaya. Köyler, kasabalar, ilçeler, iller hatta ülkeler yetmiyor Hz. Muhammed (sav)’i anlatmaya. Nasıl ki iki cihan serveri Hz. Muhammed, 14 asır önce karanlığa dalmış, küfre bulanmış zamanı aydınlatmış ise bugün de Muhammedi Nur bütün kalplere hitap ederek, 21. Yüzyılda zulmün had safhaya ulaştığı bu zamanda bu nuru yayacaktır.” dedi.
“O, vahşi toplumdan bir ashap toplumu oluşturmuştu”
Karavil Hoca, “O'nu aklen ve fikren anlamak için O'nun dönemine gitmek gerekiyor. Düşünün bir toplumda güçlü olan zayıfı eziyor. İnsanlar yaptığı puta tapıyor. Kız çocukları namus duygusundan dolayı diri diri gömülüyordu. Leş eti yeniliyordu. Ancak ne zaman ki Allah birini, kendileri gibi konuşan, kendileriyle beraber yaşayan birini gönderdiğinde, yani Hz. Muhammed’i seçtiğinde o zaman o topluma bir nur gelmiş ve o vahşi toplumdan bir ashap toplumu oluşturmuştu. O toplumda Ömer vardı, Ebubekir vardı, Ali vardı, Osman vardı, Mushap bin Ömer’ler vardı. Daha 18 yaşlarındaki zengin ve yakışıklı genç, kendini Allah’a feda ediyordu.” şeklinde konuştu.
“Yozlaşmış bir toplum ümmet bilincine ulaştı”
Kısacık bir zaman diliminde yozlaşmış bir toplumun ümmet bilincine ulaştığını ifade eden Karavil, “İslamiyet, Peygamberin güzel ahlakıyla üç kıtaya ulaşmıştı. Bize bu dinin ulaşması için eziyet ve sıkıntılara maruz kalan Peygamberimiz, İslam’ın temsilcisiydi. Ancak, bugün çoğumuz unutmuşuz dünü. Nasıl onun şefaatini talep edeceğiz. Müslümanların en fazla gündeminde olması gereken mesele Hz. Muhammed ve onun getirdiği Şeriati Garra, yani Allah’ın dini ve hükmü olması gerekiyordu. Ancak bugün çocuklarımızın, kızlarımızın, gündeminde futbol var, diziler var ve artistler var. Bize ne oldu, ümmete ne oldu. Tek cevabı, Kur’an ve sünnetten uzaklaştık.” diye konuştu.
“Ey Müslüman! Dünya senin Peygamberini konuşurken sen ne yapıyorsun!”
Dünya müstekbirlerinin en fazla Hz. Muhammed'i gündemlerine aldıklarına dikkat çeken Karavil, “Bunun sebebi küfrün İslam’a karşı düşmanlığıdır. Malumdur, O'nun karikatürünü çıkararak terörist göstermeye çalışıyorlar. Nedenini araştırın; Avrupa’da ve ABD’de en fazla konuşulan şahıs Hz. Muhammed olmuştur. Almanya’da bir yıl içerisinde 25 bin insan Müslüman oldu. Amerika’da 9 milyon Müslüman yaşıyor. Müslüman olanların hayatına baktık mı, Hz. Muhammed’in hayatından etkilendiklerini görüyoruz. Ey Müslüman! Bugün Dünya senin Peygamberini konuşurken sen ne yapıyorsun!” ifadelerini kullandı.
Karavil, son olarak şöyle konuştu: "Allah’ın bize emanet ettiği en önemli şey neslimiz ve çocuklarımızdır. Biz bu çocuklarımızı nasıl terbiye ediyoruz, emanete nasıl sahip çıkıyoruz. Bugün çocuklarımızın kalbinde Hristiyan futbolcuların ve artistlerin sevgisi var. Yarın bu çocuklar yakanıza yapışacaktır.” dedi.
Etkinliğin sonunda siyer sınavından Türkiye derecesine giren Hayriye Adıgüzel, Mekkiye Adıgüzel, Burak Akalp isimli 3 öğrenciye Dizüstü bilgisayar, tablet ve eşarp ödülleri verildi.
Etkinlik, Mustafa Durgun hocanın sahabelerin hayatı hakkındaki sohbeti ve duanın önemi hakkındaki konuşmasından sonra yaptığı dua ile son buldu.
İLKHA